İKİ DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ
87 sayılı ILO Sözleşmesi sendika özgürlüğünün çalışanlar için temel bir hak olduğundan söz ediyor ve Anayasanın 49. maddesi de çalışma hakkının herkes için temel bir hak olduğunu belirliyor.
87 sayılı ILO Sözleşmesi sendika özgürlüğünün çalışanlar için temel bir hak olduğundan söz ediyor ve Anayasanın 49. maddesi de çalışma hakkının herkes için temel bir hak olduğunu belirliyor. 4857 sayılı İş Yasası ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası’nda bu iki hakkı ortadan kaldıran hükümler var ve bu konunun düzeltilmesi için ne sendikalar ne de siyasi partiler herhangi bir girişimde bulunmuş değil. İş hukukunun özü işveren karşısında güçsüz olan emekçinin korunması esasına dayanır. Aşağıda değineceğimiz iki konu iş hukukunun bu niteliğini açıkça ihlal ettiğinden mutlaka değiştiilmsi gerekmektdir.
6356’NIN 43. MADDESİ MUTLAKA DEĞİŞMELİDİR
Bu madde toplu sözleşme yapma usulü ile ilgilidir. Yasaya göre bir sendikanın toplu iş sözleşmesi yapabilmek için mutlaka Çalışma Bakanlığından yetki belgesi almasını öngörmektedir. Yasanın düzenleniş biçimi sendikalann özgürce sözleşme yapmak hakkını ciddi olarak kısıtlamaktadır. Bakanlık bu yetkisini kasıtlı olarak siyasi iktidann yandaşı olan sendikalar yararına kullanabilmektedir. Bakanlığın belirlemesine itirazlar yargıda yıllarca sürünerek işçinin sözleşme hakkını kullanamama sonucunu yaratmakta veya bu süre içinde işverenin sendikalı işçileri cezalandırarak, onlan işten çıkararak işçilerin sendikalaşma girişimlerini ve özgürlüklerini yok edebilmektedir. Oysa bu sorunun çözümü çok basittir. Bakanlığın belirlenişine itiraz halinde konuyu yargı yerine seçim sandığına taşımak ve işçilere istedikleri sendikayı seçmek konusunda referandum hakkı tanımak sorunu kökünden ve hiçbir itiraza yer vermeyerek kısa zamanda çözecektir.
4857 SAYILI İŞ YASASI’NIN 21. MADDESİ
Bu madde işçinin iş sözleşmesinin işverence feshine karşı korunması ile ilgilidir. 21. maddenin 1. fıkrası feshin geçersizliğine karar verilmesi halinde işçinin işe iadesine karar verilmesini öngörmektedir. Bu durumda işveren işçiye ya tazminat ödeyerek onu çalıştırmama ya da eski işine geri alma hakkını elde etmektedir. Uygulama da işçilere genelde tazminat ödenerek işçilerin çalıştıklan eski işlerine dönmeleri engellenmektedir. Oysa anayasanın 49. maddesi çalışmanın herkes için bir hak olduğunu kabul etmiştir. Bu hak 21. maddenin işverene tanıdığı imkânla ortadan kaldırılmaktadır. Yapılması gereken değişiklik tazminat veya işbaşı haklarından hangisini kullanacağını işverene değil işçiye bırakmaktır. İşçi kendi geleceği hakkındaki karan kendisi vermelidir. AYM’nın 49 maddesindeki çalışma hakkını kullanmak istiyorsa bu hak işveren tarafından hiçbir şekilde engellenmemelidir.
1 KASIM’I BEKLİYORUM
Bu konuda iki yasa değişikliği önerisi hazırladım. 1 Kasım’dan sonra bu iki öneriyi TBMM’de bulunacak bazı dostlanma göndereceğim ve bu önerileri Meclis Başkanlığına sunmalannı isteyeceğim. Bakalım TBMM milyonlarca çalışanın bu iki temel hakkını teslim edip gerekli değişikliği yapacak mı yoksa kuzuların sessizliği içinde bu haklann yok edilmesine seyirci mi kalacak göreceğiz.