Dün açıklanan Mayıs ayı enflasyon rakamlarının yüzde 12,15 ile piyasa beklentisinin üzerinde gelmesinin ardından pek çok kurum analisti bir sonraki dönem için değerlendirmede bulundu. Genel olarak önümüzdeki dönemlerde tablonun olumlu olmadığı yönünde bir düşünce hakimken, en dikkat çekici beklenti JP Morgan’dan geldi.
Türkiye’de keskin şekilde değer kaybeden TL ve bozulan enflasyon beklentilerinin fiyatlama dinamikleri üzerinde belirgin şekilde hasar oluşturduğunu bildiren kurum analistleri, 2018 yılı sonu için enflasyon tahminini yüzde 10,8’den yüzde 11,8’e çıkardı.
Temmuz ayı için ise tarihin en yüksek seviyesi bekleniyor. JP Morgan ekonomistlerinden Yarkın Cebeci, hükümetin emeklilere vaat ettiği ikramiye ödemelerinin Haziran ve Ağustos aylarında enflasyonist etki yaratacağını söyledi.
Büyüme tahminleri de revize edilirken, 2018 büyüme tahmini yüzde 4’ten yüzde 3,3’e düşürüldü.
2019 yılı için beklenti ise yüzde 4,5’tan yüzde 3,6’ya indirildi. Şu an birçok makro tahminlerin seçim sonuçlarına bağlı olduğu ifade edilirken, popülist bir hükümetin ortaya çıkmasının büyüme ve fiyat dinamikleri üzerinde olumsuz etki yaratacağı bildirildi. Reformcu bir hükümetin kurulması halinde ise tam tersi makro temellerde güçlü bir iyileşmenin olabileceği belirtildi.
Adem İleri, Seda Güler Mert, Alvaro Ortiz ve Serkan Kocabaş tarafından hazırlanan değerlendirmede; mevcut kur seviyelerinin korunması durumunda yıllık enflasyonun Temmuz’da zirveyi göreceği ifade edildi. Piyasada oynaklığın devam etmesi ve artması halinde Merkez Bankası’nın ilave bir faiz artışına gidebileceği, bu bağlamda Perşembe günü yapılacak olan PPK toplantısında 50 baz puanlık bir artış beklediklerini söylediler.
Çekirdek enflasyonun kurlardaki rekorlar, yüksek katılık ve destekleyici talep koşulları nedeniyle artmaya devam ettiği bildirildi.
Yapılan açıklamada; yıllık enflasyonda birikimli kur etkisinin Mayıs ayında 4 puan civarında gerçekleştiği, yeni bir kur şoku yaşanmaması halinde Eylül’de 5 puan ile zirveye ulaşacağı bildirildi. 2016 yılının üçüncü çeyreğinden bu yana birikimli kur etkisinin olumsuz şoklar nedeniyle artış gösterdiği, bu nedenle acil bir müdahale ile bu trendin bozulması gerektiği söylendi. Temmuz ayında yüzde 13,8 ile tarihi zirveyi görmesi beklenen yıllık enflasyonun, baz etkileri ile yıl sonunda yüzde 11,5’e gerilemesini tahmin ettikleri ifade edildi.