Sayıştay’ın bazı Kamu dairelerinde ve belediyelerdeki usulsüzlükleri meydana çıkaran raporundan sonra, denetimden sorumlu başkan yardımcısı görevden alındı.
Eylül enflasyonu da yüksek çıkınca Türkiye İstatistik Kurumu Başkan vekili görevden alınmıştı.
İktidar doğrudan ve denetimden hoşlanmıyor. Başkanlık sitemini, ‘’Başkan ne derse ve ne yaparsa doğrudur. Tek yetkili ve sorumlu başkandır. ‘’ şeklinde anlıyor.
Kaldı ki Sayın Cumhurbaşkanı da bu anlayışı eskiden beri açıkça dile getiriyor.
Başbakanlığı sırasında müteahhitlere, yatırımlarda Danıştay engeliyle karşılaştığını söylemişti. Danıştay Başkanlığı da cevap olarak “hukuka bağlı olması gereken Sayın Başbakan’ın, Danıştay’ı, dolayısıyla hukuku, icraatına engel sayması kabul edilemez, maksadı aşar nitelikte talihsiz bir açıklamadır” demişti.
Yine sayın Cumhurbaşkanı Danıştay 8. Dairesi tarafından verilen ‘Öğrenci Andı’ kararına tepki göstererek, “Vatandaş sizi tokatlamıyor, beni tokatlıyor ” demişti ve Ardından Danıştay kararının idareye müdahale olduğu ve Yeni sistemin yürütmede çift başlılığı kaldırdığı şeklinde yorum yapmıştı.
Hangi sitem olursa olsun, demokratik hukuk devletinde yürütmeyi denetleme ve yürütmenin yanlışlarını engelleyen denetim mekanizmaları vardır.
Türkiye de Danıştay ve Sayıştay yetkisini Anayasadan alıyor. AKP iktidarında 2005 yılında değişen Anayasanın 160 maddesine göre,
Sayıştay, Kamu kurumları ve Belediyelerin gelir – gider ve mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemekle yükümlüdür.
Türkiye de Meclisin yetkileri kısıtlandı ve fakat Sayıştay’ı düzenleyen madde aynen duruyor.
Du¨nya Adalet Projesi (WJP), Dünyadaki hukukun u¨stu¨nlu¨gˆu¨nu¨ ilerletmek ic¸in c¸alıs¸an bagˆımsız, c¸ok disiplinli bir organizasyondur.
WJP’ye go¨re, hukukun u¨stu¨nlu¨gˆu¨, su¨rdu¨ru¨lebilir ekonomik kalkınma, hesap verebilir hu¨ku¨met ve temel haklara saygı sunan topluluklar ic¸in fırsat ve es¸itligˆin temelini olus¸turur.
WJP’nin 2018 raporuna göre, Tu¨rkiye 2017 yılında hukukun u¨stu¨nlu¨gˆu¨ endeksine giren kriterler ac¸ısından da, ortanın altında puan aldı ve 113 u¨lke ic¸inde 101 sırada, geri sıralarda yer aldı.
2017 yılında Tu¨rkiye’nin en geri kaldıgˆı kriter, ‘’hümümet yetkilerinin denetimi ve gerektiğinde eylemlerinin kısıtlanması ‘’ kriteridir. Tu¨rkiye bu kriterde 113 u¨lke ic¸inde sondan u¨c¸u¨ncu¨ olmus¸tur. Afganistan, Nikaragua, Etiyopya, Uganda gibi u¨lkeler daha u¨st sıralardadır.
Bu alandaki sorun, Sayıs¸tay denetimine sınır getirilmesi, mecliste AKP c¸ogˆunlugˆunun her yasayı yeterli tartıs¸madan ve kontrolsu¨z c¸ıkarması, hu¨ku¨metin c¸ıkardıgˆı OHAL kararnamelerinin OHAL ile sınırlı degˆil de kalıcı olarak ve kanun yerine gec¸en kararlar olması niteligˆinde olması, yargının yeniden du¨zenlenerek daha fazla siyasi etki altına alınması, Herşeyin Cumhurbaşkanı kararnamesi ile çözülmeye çalışılması Tu¨rkiye’yi, hu¨ku¨meti ve hu¨ku¨met yetkilerini denetlemede du¨nyanın en geri u¨lkeleri arasına soktu.