İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda geçen yıl yapılan değişikliğe uygun şekilde “İşyerlerinde İşveren veya İşveren Vekili Tarafından Yürütülecek İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerine İlişkin Yönetmelik”te düzenleme yapıldı. Daha önceki yönetmelikte 10’dan az çalışanı olan az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iş güvenliği hizmetlerini işveren veya işveren vekili yürütebiliyordu. Kanun değişikliğiyle, “10’dan az ibaresi”, “50’den az” şeklinde değiştirilerek uygulamanın kapsamı genişletildi.
‘MÜFETTİŞ DENETİMLERİNİN YAPILMAYACAĞI SİNYALİ’
Konuyla ilgili Aydınlık’a değerlendirmede bulunan A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Metin Acar, bu değişiklikle 50’den az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde iş güvenliği uzmanı çalıştırmanın zorunlu olmaktan çıkartıldığını söyledi. Söz konusu yönetmelik değişikliği kapsamına giren ve KOBİ olarak adlandırılan bu işyerlerinde işverenlerin genelde eğitim seviyeleri yüksek düzeyde olmayan yurttaşlardan oluştuğunu savunan Acar, şuna dikkat çekti:
“İlgili yönetmelikte her ne kadar verilecek ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetlerinin Yürütümüne İlişkin İşveren veya İşveren Vekili EĞİTİMi Tamamlama Belgesi EĞİTİMi’ sonucu sınavda başarılı olmak koşulu getirilse de bu işverenler ‘işe giriş ve periyodik muayene’ dışındaki işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSG) ile ilgili tüm görevleri yerine getirebilecekleri öngörülmüştür. Ayrıca işyerinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği olumsuzluklarının yazıldığı, onaylı defter tutulması zorunlu olmaktan çıkartılmıştır ki, bu da Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin denetimleri yapmayacağı veya gevşeteceği sinyalidir.”
‘İŞ KAZALARINDA ARTIŞ YAŞANACAK’
İSG ve hizmetlerinin multidisipliner bir bilim dalı olarak bilindiğini belirten Acar, “Söz konusu işveren veya vekili konumundakilerin büyük bir kısmının mevcut eğitim alt yapılarını göz önünde bulundurduğumuzda -büyük bir kısmı ilk/ortaokul seviyelerindedir- bu kategoriye giren işverenlerin söz konusu görevleri, objektif olarak değerlendirdiğimizde, hangi ölçüde başarabilecekleri ve tarafsız kalacakları kuşkuludur” ifadelerini kullandı.
Acar, yönetmelikteki bu değişikliklerle birlikte kapsama giren işyerlerinde çalışanlara yönelik mobbing uygulanacağını, çalışanların yasal haklarını ve özellikle yıllık izinlerinin tamamını kullanmalarının engelleneceğini, sudan sebeplerle tazminatsız işten çıkarma uygulamalarının artacağını ileri sürdü. Ayrıca çalışanların yasal çalışma süresinin üzerinde çalıştırmaya zorlanabileceğini, psikososyal sorunlarda artış yaşanacağını, görev tanımı dışındaki işlerde çalışmaya zorlanacağını ve iş kazalarında artış yaşanacağını kaydetti.
Değişikliğin en çok sayıları 100 binlere yaklaşan C sınıfı iş güvenliği uzmanlarını etkileyeceğini belirten Acar, “Üzülerek ifade etmeliyim ki iş bulma olanakları büyük ölçüde engellenmiştir. Sertifika almak için yüklü eğitim gideri ve emek harcayan bu meslektaşlarımız aileleri ile birlikte büyük bir hayal kırıklığına uğratılmışlardır” dedi.
‘OY AVCILIĞI YAPILIYOR’
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun TOBB’un 74. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada istihdam maliyetlerinin düşürülmesini, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının işveren lehine değiştirilmesini sağladıklarından bahsettiğini hatırlatan Acar, Çalışma Bakanlığı’nın yasada ve yönetmelikte değişiklik kararı almasının sebebini bu konuşmada aramak gerektiğini ifade etti. Acar şunları söyledi: “Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimleri sürecine girmesi nedeniyle, AKP Hükümeti’nin KOBİ’lere verdiği ekonomik destek paketlerinin yanı sıra, işverenin kendilerine yük olarak gördükleri iş güvenliği uzmanı çalıştırmama taleplerini de olumlu karşılayarak oy avcılığı yaptığı anlaşılmaktadır.”