İŞÇİ SINIFINA SELAM
Türkiye Barolar Birliği, dün yıllardır varoluş, yaşam, çalışma koşullarını unuttuğumuz Türkiye işçi sınıfına anlamlı bir selam çaktı… THY Grevi Bağlamında Uçuş Güvenliği ve Çalışma Barışı Sempozyumu taşıdığı haber değeri ile güdümlü medyamızda sansürlenmeyip hak ettiği yeri alsa..
İşçi Sınıfına Selam…
Türkiye Barolar Birliği, dün yıllardır varoluş, yaşam, çalışma koşullarını unuttuğumuz Türkiye işçi sınıfına anlamlı bir selam çaktı… "THY Grevi Bağlamında Uçuş Güvenliği ve Çalışma Barışı Sempozyumu" taşıdığı haber değeri ile güdümlü medyamızda sansürlenmeyip hak ettiği yeri alsa..
Halkımız, kamuoyu, genelde işçi sınıfımız, özelde THY çalışanlarının sendikalaşma, toplu pazarlık, grev haklarının nasıl gasp edildiğinin kimi çarpıcı örneklerini öğreneceklerdi… THY’nin, siyasi iradenin kendi çıkardıkları yasalar da dahil, hak-hukuk tanımazlıktaki, gözü kara gidişine, "Bu kadarı da olamaz" isyanından öte, işçi haklarının çökertilmesinde hukuksuz, diktatoryal operasyonların dudak uçurtan örnekleri duyacaklardı…
Ne işe mi yarar? İşçi sınıfının kendiliğinden haklarını arayabilen örgütlülükten vazgeçip biat kültürüne, sadaka düzenine teslim olmadığı gerçeğini ortaya koyar. Tek tek sendikaları, işçileri kıran, haklarının gasp edilmesini getiren olaylardan çıkarılacak derslerle işçi sınıfı bilinci, örgütlülüğünün önünün sil baştan açılması, yolunun çizilmesinde sil baştan ufuk açar…
Barolar Birliği’nin insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni, yargı bağımsızlığı ile işçi hakları, sendikal haklar arasındaki ilişkiyi taşları yerli yerine oturtarak gündeme taşıması, işçi haklarının savunulmasında sorumluluk üstlenmesi bize özgü bir durum, zorunluluk… İşçinin hukuk yoluyla hak araması olanaksız… Baroların kapı önlerinde, en çaresiz işçilerin, işlemeyen hukuk düzeninde son çare, çırpınışlarının kuyrukları var. İktidarlarının 10 yılı aşkın yönetiminde sendikal, özgür toplu pazarlık örneği yok. Hak için direnmeye kalkışan sendika ya yandaş sendika ya da hakhukuk dışı icraatlarla kırılmış. THY grevi son örnek; greve çıkan işçilerin yerlerine, yasalar çiğnenerek, binlerce polisin eşliğinde, önceden hazırlanmış yeni işçiler alınıyor.
Çok çıplak yasal suç, grev kırıcılık yargı kararları ile bile sabit. Bir de sayısız, yargı bağımsızlığının ortadan kalkışı ile ortaya çıkan haksızlıklar, hukuksuzluklar var. Kazara sendika gibi durmaya çalışan, işçi hakkı arayan sendikaların ömrü, kaynakları, enerjisi mahkeme kapılarında aşındırılıyor. Evet medya sansürü, sendikal örgütlülüğün, sınıf bilincinin dibe vurması ile milyonlarla işçi benzer sorunları, çalışma haklarındaki çaresizlikleri, birbirinden habersiz yaşıyor. Aslında bireysel, işyeri düzeyinde kimileri daha dayanışmalı direnişler sanılandan güçlü, parçalı…
Eskiyi yaşamış olarak "Ben bu filmi daha önceleri de görmüştüm" diyesim geliyor. Yeni bir dipten dalganın ön habercileri… Bu diktatoryal gidiş bir yerlerden kırılıyor mu ne? Bugün bilerek en heyecanlı yerinde, en başından kısa kesiyorum. Galiba köşenin adına yaraşır, gündemde "İşçinin Evreninden" de yeni filizler boy gösteriyor…