İŞÇİ SINIFINDA MÜCADELE TALEBİ YÜKSELİYOR’
Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel: İşçi sınıfının mücadele talebi yükseliyor.
Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP), İstanbul, Lüleburgaz, İzmir, Bursa ve Adana olmak üzere 5 bölgede tabanla buluşma hareketini gerçekleştirdi. 6’ncısını 2 Kasım Çarşamba günü Diyarbakır Kayapınar Ciğerinin Kültür Merkezi’nde saat 12.00’de gerçekleştirecek. Platformun tabanla buluşma toplantılarının değerlendirmelerini Tekgıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel’e sorduk.
Beş bölge toplantısını geride bıraktınız. SGBP’nin tabanla buluşmasıyla ilgili nasıl bir tablo ortaya çıkıyor. Bir değerlendirme yapar mısınız?
Şu ana kadar yapılan bölge toplantılarında işçinin bize bakışı ilgisi, katılımı beklentilerimizin üzerindeydi. Tabanda yoğun bir şekilde değişim ve dönüşüm talebi var. Sendikal yapının ve mücadelenin yeni bir eksende verilmesi, sınıf mücadelesinin daha ön plana çıkması yönünde yoğun bir talep var. Bu bizi umutlandırıyor. SGBP yola çıkış noktasında geldiği konuma baktığımızda bugün başladığımız süreç de çok uzun değil. Daha önümüzde çok uzun bir yol var.
‘Sınıf mücadelesi özüne dönmesi gerek’
Biz ve bizden sonra gelecek arkadaşlarımız bu mücadeleyi yeniden ideolojik boyuta ve sınıf eksenine oturtarak yeniden Türkiye’deki işçi sınıfının sendikal yapısını oluşturması gerekiyor. Türkiye’de sınıf mücadelesini özüne döndürmek gerekiyor. Bu konuda tartışıyoruz. Elbette bizim de eksikliklerimiz var. Bu eksikliklerimiz var ama bu eksikliklerimizi kendimizi değiştirmek yerine bir toplumsal dayanışmayla ve toplumsal değişimi önümüze koyarak gerçekleştirmemiz mümkün. Şuana kadar geldiğimiz nokta gerçekten önemli.
‘Umuyorum, gelişmeler sandığa yansır’
Yapılan bölgesel toplantılarda benim izlenimlerimle çalışanların yoğun ilgisi var. Sorular çok farklı. Bizim de aslında çıkış noktamıza uygun olarak "biraz daha acele edin, niye geç kalıyorsunuz" gibi bizi teşvik eder boyutta talepler. Tabii bunlara baktığımızda umut verici gelişmeler var. Umuyorum, şuana kadar birinci aşaması olan ve önceliğimiz olan Türk-lş kongresinde bu gelişmeler öncelikle sandığa yansır, konfederasyonun yeniden yapılanması için bir sonuç ortaya çıkarır.
‘Emek kendisini etkin hale getirecek’
önümüzde kamuoyunu deklare ettiğimizde, şuanda geldiğimiz süre ile arasında 4 aylık bir süre var. Bölgesel toplantıları kitlelere henüz yayamadık. Biz istiyorduk ki çok daha büyük kitlelerle de buluşalım, bu konu tartışılsın. Çünkü tartışılıp konuşulması gereken çok daha önemli bir mücadele bu. Bakın tüm dünyada kapitalist sistemi sorgulayan hareketler varken, Türkiye’de bu konuyla ilgili işçi sendikalarından ve konfederasyonlardan tek kelime edilmiyor. Yani tüm dünya ayağa kalkmış, kapitalist sistemi sorguluyor. Dünya değişecek. Kapitalist sistemin sonu gelecek. Yeniden emek kendisini etkin, etkili hale getirecek. Çünkü insan odaklı olmayan hiçbir politika kalıcı olamaz. Ve tüm dünya bıçak kemiğe dayandığı noktada ayağa kalktı.
‘Dünya yerinden oynuyor, platforma ihtiyaç ortada’
Ama istisnaya bakar mısınız? Türkiye’de bu konuyla ilgili ses yok. 3 tane işçi konfederasyonu, en az 3-4 tane memur konfederasyonu var, kamu çalışanı var. Ancak bunlar ne hükümetin politikalarını ne kapitalist sistemin, sermayenin politikalarını sorgulamaya cesaret bile edemiyorlar. Duydunuz mu? Tek kelime açıklama yok ilginçtir. Yani New York’ta bile, dünyanın, bu konudaki kapitalist sistemin merkezinde bile yer yerinden oynuyor, ama Türkiye’de bir yazılı açıklama bile yapılmıyor. İşte SGBP’nin ne kadar ihtiyaç ne kadar zaruri bir yola çıkmış olduğunu anlatmak için sadece bu örnek bile yeter. Ve başkanlar, bu dar çerçevede, bu dar zaman aralığında mümkün olduğu kadar arkadaşlarımız, sendika başkanları, sendikaların yönetim kademeleri, şubelerimiz topluma anlatmaya çalışıyorlar. Çok memnunum. İşin doğrusu, şuana kadar yaşanan ve gelişen süreçten dolayı kişisel anlamda söylüyorum, sendikamız olarak da söylüyorum. Çok memnunuz.
‘Düzenden rahatsız olan tepki göstermeli’
Türk-İş Genel Kuruluna az bir zaman kaldı. Bu süreç içerisinde SGBP, genel kurulda aşama kaydedecek kadar kendisini işçi sınıfina anlatabilecek mi?
Mutlaka istediği kadar anlatamayabilir. Ancak, bir olay daha var. Türkiye’de soru şu: Şuanda işçi konferderasyonları görevini yapıyor mu yapamıyor mu? Sorulması gereken soru bu aslında. Yapıyorsa herkes halinden memnunsa Türklş merkez yönetimi de kalsın, Hak-lş de kalsın diğerleri de kalsın sakıncası yok. Eğer işçi sınıfı, emekliler, herkes bu düzenden rahatsız ise, işçi konfederasyonları bir şeyler yapmalı diyor ise bu düzeni kabullenmemeli, buna tepki göstermeli. Bu anlamda da o zaman Türk-Iş’in Aralık ayında yapılacak genel kurulu arifesinde topluma anlatmanız gereken bir şey de yok. Şu geçen 4 yıllık sürece baktığınızda başarılı bir dönem geçirdiyse delegeler oyunu mevcut yönetime vererek gösterecekler. Başarılı değil ise değiştirmek için mutlaka tavır koymalılar. Bu da Türkiye işçi sınıfının ne istediğini ortaya çıkaracak.