Yargıtay emsal niteliğinde bir karar verdi; ücreti ödense dahi işçinin 270 saatten fazla çalışmaya zorlanamayacağına hükmetti.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, ücreti verilmiş olsa bile 270 saatten fazla yapılan çalışma halinde iş sözleşmesini tek taraflı sonlandıran işçiye, kıdem tazminatının ödeneceğine hükmetti. Konya’da bir fabrikada makine bakım ustası olarak çalışan işçi, ücreti ödenmesine rağmen fazla çalıştırıldığı gerekçesiyle iş sözleşmesini tek taraflı feshetti. Patronunun kıdem tazminatının ödememesi üzerine işçi, mahkemeye başvurdu.
Konya 1. iş Mahkemesi kararında, işyerinden gelen bordrolarda fazla çalışma yapıldığının anlaşıldığını bekitti. Fazla çalışmaların ücretinin ödendiği için işçinin bu durumdan kaçınamayacağı ifade edilen kararda, fazla çalışmaya karşı çıkmayan davacının yazılı muvafakati olmadığı gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı savunuldu. Mahkeme, iş akdini haksız feshettiei gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı hakkı kazanamayacağına karar verdi.
Bunun üzerine işçinin avukatı Önder Özer, dosyayı temyize götürdü. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.
‘İşçi istemiyorsa fazla çalıştırılamaz’
Yargıtay, bozma kararını şu şekilde açıkladı:
"Davacının iş sözleşmesini haklı nedenle kendisinin feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatıyla yıllık izin alacağının tahsilini istiyor. Davalı, davacının iş sözleşmesini haksız ve sebepsiz olarak feshettiğini savunuyor. Yasada fazla çalışma süresinin yılda 270 saatten fazla olamayacağı, iş Kanunu’na ilişkin fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının gerektiği, bu onayın her yılbaşında işçilerden yazılı olarak alınması gerektiği bildirilmiştir. Somut olayda davacının her yıl için fazla çalışma yapmaya muvafakat ettiğine ilişkin verdiği bir belge bulunmamaktadır. Davacının fazla çalışmaya kaldığı ve ücretini de aldığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebinin reddi hatalıdır."
Yerel mahkeme de Yargıtay’ın bu kararına uydu. Avukat Önder Özer, 12 yıldır aynı işyerinde çalışan müvekkiline, son yıllarda bir insan bedeninin kaldıramayacağı kadar uzun saatler fazla mesai yaptırıldığını söyledi. Son olarak dava açılmadan bir yıl önce 650 saate kadar fazla mesai yapıldığı bilgisini veren Özer, müvekkili işten çıktığında dahi yıllık zorunlu fazla mesai sınırı olan 270 saati fazlasıyla doldurduğunu ifade etti. işyerinde fazla mesainin zorunlu kılındığını belirten Özer, "Fazla mesai yapmak istemeyenler işten atılmakla tehdit edilmiştir. Müvekkilimiz bize geldiğinde çok yoğun çalıştığı için ailesine vakit ayıramadığını söyledi. Fazla çalışmalarının ücretini aldığını, ancak soğuduğu işinden çıkmak istediğini bildirdi. îlk defa böyle dava açacağımız için tereddüt ettik. 270 saati aşan çalışmaların insan sağlığına da zararlı olduğu, kanunda da böyle bir şey bulunduğu için dava açtık" diye konuştu.
‘Bu karar emsal niteliğinde olacak’
Avukat Özer, şunları da kaydetti:
"Yargıtay, ‘Ücret alınmış olsa dahi 270 saati aşan çalışma insan sağlığına zararlı, işçi bundan kaçınabilir, iş sözleşmesini tek taraflı feshedebilir’ dedi. Bu karar emsal olacak. 270 saatin üzerinde fazla çalışmalar, işçi lehine tek taraflı fesih sebebi olacak. Kıdem tazminatı alarak işten çıkmasını sağlayacaktır. Gerçekten 270 saatin üzerinde çalışma ülkemizin gelişmişlik düzeyi de düşünüldüğünde günde 18 saate varan çalışmalar demek, insanlar ne kadar parasını almış olsa da bu şekilde çalışmak istemiyor, iş sözleşmesi, kanunda belirtilenden daha fazla çalıştırıldığı gerekçesiyle haklı nedenle feshedilmiştir."