Mine G. Kırıkkanat üretken bir yazar ve cesur bir gazeteci. İşçiler için de dersler çıkarılabilecek bir yazısına rastladım. Başlangıç bölümünde İncil’in yaratılış bölümünden alıntı yapmış aynen alıyorum: "Yılan, Tanrı Yahve’nin yarattığı kırların en kurnaz hayvanıydı. Kadına sordu: Demek Tanrı bahçedeki tüm ağaçlardan meyve yemeyeceksiniz dedi? Kadın yılanı yanıtladı. Bahçedeki ağaçların meyvesinden yiyebiliriz ama bahçenin ortasındaki ağacın meyvesinden, Tanrı dedi ki yemeyeceksiniz çünkü ölürsünüz. Yılan kadına karşılık verdi: Hiç de değil! Ölmezsiniz ama Tanrı bilir ki, o ağacın meyvesinden yediğiniz gün gözleriniz açılacak, iyiliği ve kötülüğü bilen Tanrılar olacaksınız. Kadın gördü ki ağacın görüntüsü hoş, yemesi mideye şifalıdır ve o ağaç akla kavuşmak için arzulanır. Kadın meyvesini kopardı ve yedi. Yanındaki kocasına da verdi ve o da yedi. İşte o zaman ikisinin de gözleri açıldı ve çıplak olduklarını gördüler."
Her üç tek tanrılı dinde elma yoktur. Adem ile Havva’nın cennetten kovulmasına yol açan yasak meyve Eski ve Yeni Ahit’te "iyiyi kötüyü bilme ağacı", Kuran’da ise "şu ağacın meyvesi" olarak anılır. Yasağı delmenin cezası Tevrat ve İncil’de "yersen ölürsün", Kuran da ise "zalimlerden olursun" şeklindedir. "Böylece tek tanrılı üç din öğretisi cehaletin erdemleri ve bilginin ölümcül tehlikesi fikrinde birleşir" diyor sayın Kırıkkanat. Aynen George Orwell’in 1984 adlı muhteşem yapıtında "cehalet bilgidir" diyerek Büyük Birader’in toplumu cahil bırakma çabasını anlatması gibi.
İŞÇİLER UYANIR MI?
1962 yılında İşçinin Sesi adlı bir işçi gazetesi yayınlanırdı ve orada yazdığım yazıları "İşçiler Uyanıyor" başlığı ile kitap olarak yayınlamıştım. O günden bu yana köprülerin altından çok sular aktı ama işçi sınıfının durumunda bir değişiklik olamadı ve işçilerin sınıfsal bilinci bir arpa boyu yol almadı. O zaman da işçiler sağcı partilere oy verirdi, şimdi de. O zamanın sendikacıları daha cesurdu. Gerektiğinde iktidara kafa tutabiliyor, genel grev bile yapabiliyordu. Şimdinin işçileri uysal, kuzu gibi. Oy verme eğilimlerinde bir değişiklik yok. Grevleri erteleyen, işsizlik fonunu işsizler yararına değil kendi politikası doğrultusunda insafsızca harcayan, kıdem tazminatını kaldırmayı düşünen, özelleştirmelerle binlerce işçiyi açlığa mahkûm AKP’ye oy vermeye devam ediyorlar.
ELMA YEME ZAMANI GALİBA
Üç tek tanrılı dinin cehaleti masumiyet olarak gördüğü bir ortamda elmayı yasaklaması ilginçtir. Yasak meyva elmayı yiyen Adem ve Havva’nın gerçeklerin ayırdına varması ile cennetten kovuldukları hatırlanırsa, dinlerin cehaleti masum göstermeye çalıştıkları bilinirse, Müslümanlığın yoğun ve derinlemesine bir inanç olarak algılandığı toplumumuzda işçilerin siyasal cehaletinin varlığı kolayca anlaşılır. Nasıl Adem ve Havva yasak meyve elmayı yedikten sonra gerçeği görmeye başladılar ve gerçekleri gördükleri için cennetten kovuldularsa işçilerin de gerçekleri görmek için elma yemesi gerekiyor galiba. Bu meyvenin yerel seçimlerden önce yenmesi gerekir ki işçiler ülkenin doğrularını ve AKP’nin yanlışlarını görebilsin. Ülkenin demokrasiden ne kadar uzaklaştığı, baskıcı yönetim anlayışının her gün arttığı, ekonomik kriz nedeni ile binlerce işçinin işsizler ordusuna katıldığı bir ortamda 18 milyonluk işçi seçmen AKP’den desteğini çekerse hem kendilerine hem de ülkeye büyük iyilik yapar çünkü 2019 yılının toplumu ve bu güzel ülkeyi cehennemin kapısının eşiğine kadar getireceğe benziyor. Bu düzeni değiştirmek ve hem kendilerine hem de bu ülkeye iyilik yapmak işçilerin elindedir.