İŞÇİLER, TAYYİP BEY VE AYDINLAR
İŞÇİLER, TAYYİP BEY VE AYDINLAR
Tayyip Bey’in grup toplantısında emekli zamlarını açıklarken yaptığı dramatizayon çok hayran olunacak (!) nitelikteydi. Vücuduyla ve yüzüyle öyle hareketler yaptı ki sanırsınız çocuğuna okul harçlığı veren ve bu harcı birkaç kuruş artırdığını anlatan bir babadır. Öylesine cömert, alicenap ama ölçülü, şefkatli bir baba… Bayılıyorum Tayyip Bey’in bu hallerine ama hemen kanalı değiştiriyorum. Ne yazık ki pek çok kanalda aynı şeylerle karşılaşıyorum. Diğerlerinde de ya evlilik ya yemek işleri…
Sevgili Banu Avar’la Ankara’ya, TEKEL işçilerine selam yolladım. Tanısalar da tanımasalar da… Bu eylem öyle, birkaç gün veya hafta yapılıp sonra dağılınacak ve sonra da unutulacaklardan olmayacak. Kolay değil yirmi, yirmi beş senenin hesabı var ortada. İş kazalarıyla, hastalıklarla, yokluklarla ama iyi kötü bir aylığın verdiği teminatla geçen uzun yıllar. Dört beş yıl önceydi galiba. Fabrikalarının kapatılmaması için televizyonlarda derdini anlatmaya çalışan Batman’lı işçilerin ıstırabını birçok kere yazdığımı hatırlıyorum. Teröre bile panzehir olabilecek bu tesisler niye kapatıldı? Şimdi bunu öğrenelim.
* * *
Her şey özelleştirme denilen yanlış ve sakat uygulamalarla başlıyor. TEKEL’in içki bölümü 2004’te, kasasındaki dört trilyona yakın değerdeki ürünle birlikte 292 milyon dolara, bir konsorsiyuma devrediliyor. Biz müslümanız, içki imal etmeyiz demeyin şimdi; çünkü ithal içkileri ne yapalım!
Bitmedi. Bu konsorsiyum aldığı bölümün yüzde doksan iki hissesini American Teksas Pacific Group’a, üç kat fiyatla satıyor. Bu fiyata siz satsaydınız, ne olurdu!
Özelleştirme kapsamında Urfa ve Kırıkkale fabrikaları, sonradan Ankara, Çanakkale, Diyarbakır, İstanbul, İzmir, Ürgüp, Yozgat, Acıpayam fabrikaları kapatılıyor. Bugün faaliyette olan ancak dokuz fabrikadır.
Sigara bölümü ise 2008 yılında 1 milyon 720 milyon dolara British American Tobacco’ya satılıyor. Satış sonrası İstanbul, Adana, Bitlis, Malatya ve Tokat’taki fabrikalar kapatılıyor ve yalnızca Ballıca fabrikası çalışır durumda bırakılıyor.
Tütün üreticisi 477 binden 194 bine düşüyor. Üretim 7200 tondan 93 bin tona geriliyor. Sırada şeker pancarı ve şeker işçileri ve çiftçileri var. Reji idaresi boyunduruğundan, yabancı tekelin insafına…
* * *
Son olarak ÖYK Türkiye geneline yayılmış 60 yaprak tütün işletme müdürlüğünün kapatılmasına karar vermiştir. Bu işletmelerde çalışan 12 bin işçiye, işte, 4-C statüsü dayatılmaktadır. Bu dayatmaya karşı çıkan, fabrikalarını ve haklarını savunan işçiler biber gazı, basınçlı su vs ile karşı karşıya bırakılıyor ve “depolar boş duruyor, yatarak para kazanılmaz” yanıltmacasıyla savunma yapılıyor.
Bu arada 6 şeker fabrikamız sessiz sedasız iki yıllık kârına karşılık gelen bir bedelle 606 milyon dolara satılıyor. Müslümana “şeker” de mi yasak? Neyse Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararı umut vericidir.
* * *
Şimdi işçiler 14 Ocak’ta Ankara’da buluşma kararı aldılar. Referandumdan çıkan “eyleme devam” kararı birçok yeni gelişmelere gebedir. İşçiler Türkiye’nin dört bir tarafından gelerek, aileleriyle önce oturma, sonra açlık grevi, ölüm orucu kararı almış bulunuyorlar. Yatarak para kazanmak isteyen biri için epeyce zor, güç kuvvet isteyen bir hal değil mi!.. Onlar sadece “çalışmak” istiyorlar ve şu eylemleri sırasında gösterdikleri dirençle de yatmadan para kazanmakla işlerinin olmadığını hal diliyle isbat ediyorlar.
* * *
Ankara’dan ve İstanbul’dan bir çok aydın, sanatkar, yazar, gazeteci, işçilerle dayanıştıklarını göstermek için Ankara’da toplandılar. Şimdi Cevizli’de de bir eylem yapacaklar. Ama basınımız ve televizyonlarımız bir iki milli kanal hariç bu soylu hareketi duyurmaktan kaçındılar. Neden? Nedeni şu: Bu aydınlar her gece iktidar yanlısı kanallarda oturup darbe ve orduyu tartışan, aydınlardan değiller de ondan.
Kaynak: YENİÇAĞ GAZETESİ