İşçi sendikası sadece işçiye faydalı sanılır. İşveren de öyle zanneder, kabuslar görür, işçinin sendikalaşmasını engellemek için de akla gelmedik zorluklar çıkarır.
Asıl kazançlı olan işverendir oysa. Çok bilinmeyen, bilinse de bilmezden gelinen gerçek budur. Ve ülkeye de kazanç sağladığı…
Gelin beraber bakalım:
İŞÇİNİN VE ÜLKENİN KAZANCI
– Sendikalı işçi daha çok okuyandır, daha kültürlüdür. İnsanı, çevreyi, doğayı daha çok önemseyendir.
– Daha iyi aile babasıdır. Daha sevecen, sevgisini gösterendir.
– Sendikalı işçi, memleket, din, mezhep, cinsiyet, siyasi görüş farkını geride bırakan, toplumu birleştirendir. Milletleşme sürecinin dinamosudur sendikalı işçi.
– Emperyalizmin birkaç yılda parçaladığı ülkelere göre farkımızı gözden geçirenler, işçi sınıfımızın önemini göreceklerdir. 40 yıllık bölücü saldırıya karşı milletin birliğinin çimentosudur, toplam olarak işçi sınıfı.
– Sendikasız yere göre işçi daha bilinçlidir. Bireysel çıkarın geçici olduğunu, hatta zarar verdiği görür. Asıl kazancın toplumsal yararda olduğunu anlar.
– Kolektif üretim, insanı ilerleten, olumlu yanlarını ortaya çıkarandır. İnsan daha medeni, toplum daha uygardır. Bencillik, fesatlık, hinlik, küfürbazlık, şiddete eğilim, ailede diktatörlük törpülenir, zeka, üretkenlik, beceri gelişir, sevgi ve saygı yüceleşir.
– İşçi kendisini daha güvende hisseder. İş güvencesi pekişir.
– İşverenin keyfiyeti, yasadışı uygulamaları sınırlanır, yasalar, yönetmelikler hayata geçer.
– Bireysel sözleşmeler ortadan kalkar. Çalışma koşullarının, ücretin ve sosyal hakların belirlenmesinde ortaklaşalık sağlanır. Sendikasız döneme göre iyileşme sağlanır.
– İşçinin, İşyeri Disiplin Kurulu ve İş Güvenliği Kurulu aracılığı ile işyerinin düzenleme ve denetlenmesinde kısmen de olsa sözü olur.
– İş kazası yok denecek düzeye düşer. İşçi can vermekten, organlarını yitirmekten kurtulur.
– Bütün bunlar sadece işçinin değil, toplamda işverenin, onun da ötesinde ülkenin kazancıdır.
İŞVERENİN VE İŞYERİNİN KAZANCI
– Sendikalı işçi, işyerinde huzurdur; birbiriyle didişmeyen, arkadaşını çelmelemeyen, üretim zincirinin aksamadan sürdüğü huzur. İşveren için para ise asıl ölçü, asıl garantili ve artan para, bu ortamdadır.
– Sendikalı, eğitimli işçi sayesinde iş güvenliği kurallarının yeterli ve benimsenerek uygulandığı, kör rekabetin de olmadığı huzurlu ve sağlıklı iş ortamı, tecrübeli işçinin üretim dışında kalması, üretim kaybı, makine arızası, hatta fabrikanın yanması veya havaya uçması riskini azalır.
– İşveren iş kazası ya da iş cinayeti dolayısıyla işçiye ya da ailesine yüklü tazminatlar ödemek zorunda kalmaz.
– İş Güvenliği Kurulunun ve işyeri hekiminin sınırlama olmadan görevlerini yapabilmeleri, sadece iş kazalarını değil, meslek hastalıklarını da azaltır, hatta ortadan kaldırır.
– İş kazasının ve meslek hastalıklarının olmadığı üretim koşulları, başlangıçta işverene maliyet gibi gelse de gerçekte akıp giden ve giderek artan kaliteli üretimdir, işyeri huzurudur, garantili ve artan paradır.
– Sendikalı işyerinde işçi sadece haklarını öğrenmekle kalmaz, işyerinin kendisi için, ülke için önemini keşfeder. İşyerine de sarılır, üretime de. İşyeri işçinin evidir artık. Üretim ise daha verimli, daha kaliteli olmalıdır.
– Sendikalı işyeri, kolektif üretimdir, işçi dayanışmasının üretime de yansımasıdır.
– Akıllı işveren, kendisinin örgütlü olması ile yetinmeyendir. Kazasız belasız üretim istiyor, işletmede huzur istiyorsa, üretimin artmasını, daha çok para kazanmayı istiyorsa işçinin sendikalaşmasına engel olmayandır.
Olgular da doğrulamıyor mu?
– İş kazaları ve iş cinayetlerinin yüzde 98’inin işçinin sendikasız olduğu yerlerde yaşanması tesadüf müdür?
– Yanan ya da yakılan fabrikaların tamamında işçinin sendikasız olması tesadüf müdür?
– Batan, iflas eden, icralarda yok pahasına satılan fabrikaların neredeyse tamamında işçinin sendikasız olması tesadüf müdür?
– Demek ki sadece işçiyi değil, patronu da fabrikayı da koruyan TİSK, TÜSİAD, MÜSİAD, MESS vs değil, bizzat işçinin kendisi imiş.
Ama nasıl işçi?
Sendikalı ve eğitimli işçi.
Ekonomik kriz derinleşiyor. İşçiyi köleleştirme sevdalarının size de memlekete de faydası yok. Toplumsal matematiğe çalım atamazsınız.
Sahi sineğin yağını çıkaran, her şeyin katma değerini hesaplayan o meşhur uzmanlarınıza, sendikalı yerlerdeki katma değeri neden hesaplatmıyorsunuz?
İşçi sendikasının sizin de ülkenin de yararına olduğu gerçeğini görün artık!