İŞGÜCÜ PİYASALARI NE KADAR DİRENÇLİ
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Teşkilatı (OECD) tarafından yeni yayınlanan İstihdam Görünümü 2024 Raporu, işgücü piyasalarının olumsuz şokların ardından dirençli olduğunu gösteriyor.
Rapora göre, işgücü piyasaları geçtiğimiz yıl güçlü bir performans sergilemeye devam etmiş, birçok OECD ülkesinde tarihsel olarak yüksek istihdam ve düşük işsizlik seviyeleri görülmüş durumda. Dahası, pek çok ülkede istihdam oranları, salgın öncesi seviyelere kıyasla kadınlarda erkeklere göre daha fazla iyileşme göstermiş. Bugünkü yazımda raporda yer alan önemli değerlendirmeleri aktarmaya çalışacağım.
OECD raporuna göre, OECD ülkelerinin çoğunda reel ücretler, genellikle enflasyondaki düşüşe bağlı olarak artmış ancak birçok ülkede 2019 seviyesinin altında olduğu görülüyor. Asgari ücretlerdeki önemli nominal artışlar sayesinde, reel asgari ücretler neredeyse tüm OECD ülkelerinde 2019 seviyesinin üzerinde.
İş kalitesi iyileşiyor
Kovid-19 salgını ve son hayat pahalılığı krizinin ardından çalışanların genel refahına ne olduğunu değerlendirmek için ücretlerin ötesinde işlerin diğer yönlerinin de izlenmesi gerektiği ifade edilen raporda, OECD ülkelerindeki iş kalitesine özel vurgu yapıldığı görülüyor.
Hem kazançların düzeyini ve dağılımını hesaba katan kazanç kalitesi hem de işsizlik sigortasının işsiz kalmanın maliyetini azaltmadaki rolünü hesaba katan işgücü piyasası güvencesi, 2015 ve 2022 yılları arasında OECD genelinde iyileşmiş durumda. Ancak bu veriler, özellikle 2023 yılında ortaya çıkan hayat pahalılığı krizinin reel ücretler üzerindeki etkisini henüz tam olarak içermediğinden dikkatli değerlendirme yapmak gerekiyor. Çalışma ortamının kalitesi verileri ise 2021 yılında çalışanların ortalama yüzde 13’ünün iş zorluğu (iş talebini karşılamak için yetersiz iş kaynakları) yaşadığını gösteriyor.
‘Net sıfır’ şekillendirecek
OECD ülkeleri, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı (GHG) emisyonuna ulaşmayı hedefleyen iddialı iklim değişikliği azaltım paketlerini benimsiyor. Bu geçişin şüphesiz işgücü piyasası ve milyonlarca çalışanın işleri üzerinde derin etkileri olacak. OECD raporunda, toplam istihdam etkilerinin kısa vadede sınırlı olacağı tahmin ediliyor ancak sera gazı yoğun sektörlerin küçülmesiyle birçok işin kaybedileceği, düşük emisyonlu faaliyetlerin genişlemesiyle de birçok iş yaratılacağı belirtiliyor. Dahası, görevler ve çalışma yöntemleri daha çevreci hale geldikçe birçok iş de dönüşecek. Öte yandan, iklim değişikliği, özellikle artan sıcaklıklar ve daha sık görülen aşırı hava olayları yoluyla işgücü talebini ve çalışma koşullarını da etkileyecek.
Yeşil iş fırsatları
Rapora göre, OECD genelinde, işgücünün yaklaşık yüzde 20’si yeşil odaklı mesleklerde istihdam ediliyor. Bu meslekler, net sıfır geçişten muhtemelen olumlu etkilenecek meslekler. Bunlar, aynı zamanda emisyon azaltımına doğrudan katkıda bulunmayan ancak çevresel olarak sürdürülebilir faaliyetler için ara mal ve hizmet üreten işleri de kapsıyor.
Yeşil odaklı meslekler heterojen bir iş grubudur. Yeşil odaklı işlerin genel özellikleri raporda şu şekilde sıralanmış:
■ Yeni ve gelişmekte olan meslekler tipik olarak yüksek becerili işlerdir (yöneticiler, profesyoneller ve teknisyenler).
■ Genellikle kentsel alanlarda yüksek eğitimli işçiler istihdam edilir.
■ Yüksek vasıflı yeşil odaklı işler genellikle ortalamanın üzerinde ücret öder.
■ Diğer yeşil odaklı meslekler ise kırsal alanlarda çok daha düşük eğitimli işçiler istihdam etmektedir.
■ Düşük vasıflı yeşil odaklı işler, diğer düşük vasıflı işlerden daha kötü iş kalitesine sahip olma eğilimindedir.
Yeşil odaklı meslekler için en çok gerekli olan beceriler:
■ Eleştirel düşünme
■ İzleme
■ Aktif öğrenme
■ Karmaşık problem çözme
■ Karar verme
OECD raporuna göre, geçiş nedeniyle ortaya çıkan yeni işler, yerleşik yeşil odaklı mesleklere kıyasla tüm becerilerde daha yüksek yeterlilik talep ediyor. Yüksek beceri gerektiren sera gazı yoğun işlerin çoğu, kirletici olmayan sektörlerdeki mesleklerle benzer beceri gereksinimlerini paylaşırken, bu durum düşük beceri gerektiren işler için daha az geçerli.