İŞVERENİN OYUNU YETKİ İTİRAZI
Sendikalaşmaya düşman işverenler, sözleşme pazarlığına oturmamak için yetki itirazı yöntemi ile yargıyı suiistimal ediyor. AYM’ye göre ise yetki itirazı oyunu, sendikal hakların gasbedilmesi anlamına geliyor.
İşçilerin güvencesi olan sendikal faaliyetler, işveren baskısı ve iktidarın sermayenin lehine politikaları ile sık sık sekteye uğratılmaya çalışılıyor. Sendikalaşma süreçlerindeki en kritik aşamalardan biri olan ve işçilerin kazanım elde edebilmek için pazarlık yapmasına imkan tanıyan toplu iş sözleşmesi süreçleri, işveren tarafından çeşitli biçimlerde tıkanmaya devam ediyor.
Türkiye’de sendikaların yetki alma süreçleri, işverenlerin kâğıt üzerinde dahi itiraz etmeleriyle tamamen tıkanıyor. Mevcut sistemde, sendikaların toplu iş sözleşmesi (TİS) yetkisi kazanabilmesi için yetki belgesi almaları gerekiyor. Ancak işverenlerin bu belgelerle ilgili yaptıkları itirazlar, sendikalaşma sürecini yıllarca sürüncemede bırakıyor.
Son olarak Anayasa Mahkemesi (AYM), DİSK’e bağlı Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) tarafından Salko Bisiklet, Nuhtel Makina ve Günsan Elektrik için yapılan yetki tespiti başvurularına karşı işverence açılan yetki itiraz davalarının uzun yıllar sürmesinin “sendika hakkı”nın ihlali olduğuna hükmetti. DİSK, AYM kararlarının uygulanması için çağrı yaptı. Konfederasyon, bugün “Anayasa Mahkemesi kararları uygulansın, sendikal haklar önündeki engeller kaldırılsın” diyerek basın toplantısı düzenleyecek.
Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Befesa’da işçilerin TİS hakkı, 3 yıl süren yetki itirazı dava süreci ile gasbedilmiş, işçilerin başlattığı grev geçtiğimiz günlerde kazanımla sonuçlanmıştı. Mersen’de de benzer sebeplerle TİS masasına oturamayan sendikada örgütlü işçiler grevde. As Plastik ve Tarkett’te de Petrol-İş Sendikası, uzun süren yetki itirazı davaları sonucunda yetki belgesi kazanmasına rağmen TİS görüşmelerinin tıkanmasıyla işçiler greve başladı.
SENDİKAL HAK TEHLİKEDE
Çalışma Ekonomisi Doktoru Hukukçu Murat Özveri, yetki belirleme sisteminin suiistimale açık yapısını BirGün’e anlattı. Özveri, “Sistem, işveren kritik anlarda kendilerine yakın sendikalar lehine müdahale imkanı sunuyor. İşveren yetkiye itiraz ettiğinde TİS süreci mahkeme bile başlamadan tamamen duruyor. Bu durumda sendika hukuken işverenle muhatap olamıyor” dedi. İşverenin yetki oyununu mahkeme sürecinde de sürdürdüğünün altını çizen Özveri, “Öyle ki yetki itirazı davalarını, hukuken yetkili mahkemeye dahi açmıyorlar. Yetkisiz mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi, sürecin temyize gitmesi zaten 6 aydan başlıyor. Bundan sonra da ellerinde bulunan belgeleri mahkemeye sunmayıp kurumlardan dilekçe yoluyla belgelerin gelmesini talep ediyorlar. Belge toplanması, bilirkişi talebi hepsi süreci daha da uzatmaya yönelik stratejik hareketler. Bu davalar Yargıtay süreci dahil 7 yıla kadar uzayabiliyor” dedi.
Ayrıca patronlar, tüm bu mahkeme süreçlerini sendikasızlaştırma çalışmalarının bir parçası olarak yürütüyor. Özveri “Bu süreçte de işveren durmuyor. Öncü işçiler işten çıkarılıyor, işçiler sendikasızlaşma baskısına maruz kalıyor, uzun süreli davada işçiler farklı sendikalara geçebiliyor” ifadelerini kullandı.
YASA DEĞİŞİKLİĞİ ŞART
Birleşik Metal-İş Avukatı Yeter Türkeş, son olarak sendikanın AYM’ye yaptığı başvurunun lehte sonuçlanmasını yorumladı. Türkeş, “Sendikamız tarafından da 2021 ve 2022 yıllarında yapılan üç başvuru hakkında geçtiğimiz günlerde AYM tarafından uzun süren yargılamalar nedeniyle sendika hakkının ihlal edildiği kararı verilmiş, sendika lehine tazminata hükmedilmiştir. Yine Nakliyat-İş’in bir başvurusuna dair de AYM ihlallerin önlenmesi için yasanın değişmesi gerektiğini vurguladı” dedi.
Hak gasbının engellenmesi için taleplerini sıralayan Türkeş, “TİS yetkisi işyerlerinde referandum ile belirlenmeli. Yetki kazanılana kadar olan süreçte mutlak yasaklar getirilmeli, işverenin, işçinin işini değiştirmesi, ücretini düşürmesi, işten çıkarması yasaklanmalı. Ayrıca kanunlar acil olarak iyileştirilmeli, ‘Toplu İş Sözleşmesine yapılan itiraz, süreci durdurur’ hükmü ‘süreci durdurmaz’ olarak değiştirilmelidir. Yetki itirazını kötüye kullanan işverene caydırıcı tazminat cezaları verilmeli” dedi.
Türkeş, şöyle konuştu: “Özellikle kanunda yer alan yetki itiraz davalarının yetki sürecini durdurması hükmünün kaldırılması gerekliliği Anayasa Mahkemesi kararıyla da ortaya konulmuştur. İşverenlere tanınan süre avantajının yanı sıra iş güvencesi sistemimizin de bir başka önemli sorun olduğu, sendika üyesi işçilerin işten çıkarılması veya işten çıkarma ile tehdit edilmesi sorununu çözecek düzenlemelerin de yapılması gerektiği ortadadır.”