KADIN ÇALIŞANIN SAĞLIĞI İHMAL EDİLİYOR
Yüzlerce ulusal ve uluslararası sözleşme var, hepsi de kâğıt üzerinde Milyonlarca kadın, erkeklere göre daha ağır sağlık ve güvenlik riski altında çalışıyor.
Kadınların fizik, fizyolojik ve psikolojik yapıları önemli farklılıklar göstermesine karşın iş koşul ve ortamları büyük bir çoğunlukla erkeklere göre düzenleniyor. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim Üyesi Prof. Dr Recep Akdur; makine, iş ve işyerlerinin genelde erkek beden ölçü ve gücüne göre dizayn edildiğine dikkat çekiyor.
Aynı makineyi kullanan, aynı işi yapan ya da aynı işyerinde çalışan kadınlar, sonuç olarak sırf bu nedenle bile erkeklere göre daha ağır iş yapıyor. Prof. Dr. Recep Akdur, bu durumu şöyle açıkladı: "Hemen hemen tüm kadın çalışanlarda işe bağlı olarak eklem ve kas ağnlan erkeklerden çok daha sık gözlenir. Özellikle boyun, omuz, sırt, el bileği, diz ve ayak ağrıları kadınlarda daha fazladır. Bunlar genellikle göze görünmeyen; ölüm, sakatlık ya da diğer hastalıklar gibi istatistiklere yansımayan sorunlardır. Bu nedenle de her anlamda ihmal edilirler. Bu tür yakınmaların sıklığı ve fazlalığı sağlık çalışanian ve işyeri hekimlerinde kadınlara karşı adeta bir duyarsızlık oluşturur ve görmezlikten gelme ya da basit pah/atif reçetelerle geçiştirme alışkanlığı gelişir." Tezgâh ölçülerinin uygun olmaması, malzeme ağırlıktan ve kas yorgunluğu nedeniyle kadınların daha sık olarak malzeme düşürdüklerini dile getiren Prof, Dr. Akdur; bunun da pek çok olumsuz sonuca yol açtığı bilgisini verdi. Üstelik; günümüzde sorumlu kişi ve kurullar konuyu bir sağlık ve güvenlik sorunu olarak algılamak ve ele almak yerine kadınların daha dikkatsiz ve "sakar" olduklan gibi bir yaklaşım sergiliyorlar.
Ergonomide kadın düşünülmüyor Bir başka risk de kimyasal maddelere maruziyeL Kadınların; erkeklerin pek tercih etmediği temizlik gibi hizmet işlerinde çalıştırılması kimyasallarla daha sık temas etmelerine ve bundan ötürü de erkeklere göre daha sık cilt sonınlan yaşamalarına neden oluyor. Prof. Dr. Akdur; bu tür cilt yakınma ve sorunlannı sık sık dile getiren kadınlann, ciltlerine daha düşkün oldukları şeklinde yanlış bir algılamaya neden olduğunu ve sonuç olarak da çoğu zaman kadınların şikâyet ve sorunlarına duyarsız kalındığını kaydetti.
Aynı konumda olmalan halinde erkek ve kadın fark etmeksizin tüm çalışanların aynı sağlık ve güvenlik sorunlarını yaşadıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Akdur, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sorun özünde bir cinsiyet sorunu olmaktan çok iş sağlığı ve güvenliğine özellikle de ergonomiye özen göstermeme sorunudur. Ergonomiye özen gösterilmeyen bir işyerinde, ortalamanın altında boy ve kilodaki erkek işçiler de kadınların yaşadığı türden sonınlan yaşarlar. Benzeri bir şekilde hijyene özen gösterilmeyen bir temizlik işinde çalışan ve sürekli kimyasallarla temas eden erkeklerde de kadınlarla aynı türden cilt sonınlan gelişir.Prof. Dr. Recep Akdur; iş ortamında yaşanan ve doğrudan kadın cinsiyetine özgü olan risklerin daha çok, menstürasyon, gebelik, loğusalık, emziklilik, annelik ve menopoz gibi kadınların üreme işlevlerinden ileri geldiğine dikkat çekti ve "Bunların içinde gebelik hem kadın çalışanı, hem de karnındaki çocuğu etkilemesi nedeniyle en önemli olandır.
Bu nedenle gebelik; çalışma yaşamında kadın sağlığı denilince üzerinde ayrıca ve önemle durulması gereken bir konudur" diye konuştu. Gebe çalışanlara özel program Prof. Dr. Akdur; gebe çalışanlara yönelik alınması gereken koruyucu önlemleri ise şöyle sıraladı: "Gebelik tanısı ile birlikte, iş sağlığı ve güvenliği sistemi gebeye özel bir koruma programı başlatmalıdır. Gebe; derhal çalışması sakıncalı iş ve alanlardan uzaklaştırılmalı, gerekirse iş değişimi yapılmalıdır. Gebeler; özellikle uzun saatler devam eden, kas gücü gerektiren, sürekli yinelenen, kramp ve kasılma yaratan pozisyonda yapılan işlerden, gece vardiyalarından, stresten, gürültüden, müşteri şiddetinden, aşın sıcaktan, yemek de dahil her türlü kokudan, kaygan ve ıslak zeminli alanlardan, radyasyon ve toksik kimyasallardan uzak bir alana alınmalıdır." Gebe çalışanlar için, gebelere özgü periyodik übbi izlem programının eksiksiz olarak uygulanmasının da şart olduğunu belirtti ve yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "İşyeri sağlık ve güvenlik birimi üzerine düşeni yerine getirmelidir.
Aynca başta aile hekimi olmak üzere, diğer sağlık birimleri ile eşgüdüm sağlanmak ve izlemler işyeri hekimi ile diğer kuruluşlar tarafından entegre bir biçimde yürütülmelidir. Kadın çalışana bu kontrollerini yaptırması için izin, gereğinde de ulaşım desProf. Dr. Recep Akdur icği sağlanmalıdır. Zamanı geldiğinde, kadın çalışan doğum öncesi ve sonrası izinlerini eksiksiz kullanmalı ve işyerinden ayrı olduğu bu süre ona işyerinde herhangi bir şey kaybettirmemelidir, irızirme döneminde özgürce bebeğini emzirebilmesi için başta izin olmak üzere her türlü olanak tanınmalıdır. Ev, annelik ve iş üçgeni arasında yaşanan baskı ortamı; kadınlarda yoğun baş ağrısı ve anksiyeteye neden olmaktadır. Kadının anneliğini en rahat yaşaması ve annelik anksiyetesinin en az düzeye inmesi için işyeri kreşleri çok önemlidir." Yy Başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerde ve ulusal yasalarda, kadın çalışanın sağlık ve güvenliğine ilişkin birçok düzenleme getirilmiş olsa da; bunlar günlük yaşama yansımıyor. Sonuç olarak kadınların işyerlerinde cinsiyetlerine bağlı olarak daha ağır güvenlik ve sağlık sonınlan yaşaması önlenemiyor. Kadın çalışanların sorunlannın çözümünde iki kişi anahtar işlev görüyor.
Bunlardan biri kadın çalışan, diğeri de işyeri hekimi. Kadın çalışan haklarının bilincinde olmalı ve haklarını her kademede savunmalıdır. İşyeri hekimi ise bunlan gözetmekten sorumludur. Aynca işyeri hekimi; kadın çalışanın sorunlannı işverenden, sendikadan ve hatta çalışanın kendisinden daha iyi bilen kişidir. Hekim; hem taraflan bilgilendirerek, hem de tıbbi yetkilerini kullanarak kadınların işyerlerinde yaşadıktan sonınlan önemli oranda azaltabilir.
AYDINLIK