Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, işyerinde müşteri tarafından cinsel tacize uğradıktan sonra işten çıkan kadın işçinin kıdem tazminatı talebini kabul etmeyen yerel mahkeme kararını bozdu. Yargıtay kararının gerekçesinde, her kademede başarı ile yer alan kadın işçilerimizin çalışma yaşamındaki en büyük engelin işin fiili, fiziki zorlukları değil, işyerinde, iş hayatında karşılaştıkları, muhatap oldukları cinsel tacizler olduğu belirtildi.
Bir otelde kat görevlisi olarak 22 Mayıs 2011 ile 14 Ağustos 2015 yılları arasında çalışan kadın işçi, işyerinde yabancı uyruklu müşterinin cinsel tacizine uğradı. Bu sırada kadın işçinin şefine seslenmesi üzerine otel şefi olay yerine geldi. Şef, kadın işçiye bundan sonraki çalışmasında kapıyı kilitli vaziyette çalışmaya devam etmesi gerektiğini söylerken işçi, olayın geçtiği oda temizliğini yaptıktan sonra başka odaları temizlerken saldırganın ikinci defa cinsel saldırısına maruz kaldı. Kadın işçi, taciz olayı nedeniyle karakolda ifade verip iş sözleşmesini feshetti.
‘İŞVEREN TACİZİ ÖNLEYECEK GEREKLİ ADIMLARı ATMADI’
İş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini kaydeden işçi, kıdem tazminatı verilmesi istemiyle dava açtı. İşyeri avukatı ise haklı nedenle fesih şartlarının gerçekleşmediğini, davacının iş akdini haksız feshettiğini savunarak, davanın reddini istedi. Mahkeme, işverenin taciz olayından sonra gerekli önlemleri aldığı, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Yerel mahkeme kararının işçi avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 9. Hukuk Dairesi önüne geldi. Daire, işverenin tacizi önleyecek ve sonrasında tacizcinin cezalandırılmasını sağlayacak şekilde gerekli adımları atmadığını belirtti. Daire, işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin hatalı olduğunu kaydedip yerel mahkeme kararını bozdu.
‘İŞYERİNDE TACİZ TOPLUMSAL BİR SORUN’
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararının gerekçesinde önemli tespitler yer aldı. İşyerinde cinsel tacizin, bireysel olarak mağdurlar üzerinde çok boyutlu yıkıcı etkilere sahip olmanın yanı sıra ailesel, kurumsal ve toplumsal düzeylerde de derin etkiler bırakan bireysel ve toplumsal bir sorun niteliği taşıdığı kaydedildi. Gerekçede, "Cinsel taciz, karşı cinse yönelik olabileceği gibi, hem cinse karşı da yönelebilir. Ancak cinsel taciz ağırlıklı olarak erkek işçi tarafından kadın işçiye karşı ortaya çıkmaktadır" denildi.
‘İŞVERENLER DUYARLI DAVRANMALI’
Ülkemizde iş alanlarının gelişmesi, kadınların okuma, bilgi ve becerilerinin artması, birçok meslek dalında yapılacak işe daha yatkın ve işin niteliğine göre erkeklerden daha becerikli olmaları sonucunda birçok kadının iş hayatında yer almaya başladığı, kaydedilen gerekçede, şu ifadelere yer verildi: "Her kademede başarı ile yer alan kadın işçilerimizin çalışma yaşamındaki en büyük engel işin fiili, fiziki zorlukları değil, işyerinde, iş hayatında karşılaştıkları, muhatap oldukları cinsel tacizlerdir. İşyerinde cinsel tacizin önlenmesinin yolu, taciz mağdurunun herhangi bir aşağılamaya maruz kalmadan karşı çıkabilmesini, tacizde bulunanı şikayet edebilmesini sağlayacak ortamın sağlanmasından, taciz failinin ise gerekli yaptırımlara maruz kalacağını bilmesinden geçmektedir. İşverenler bu konuda duyarlı davranmak, tacizi engelleyici, mağdurun çekinmeden şikayetçi olabileceği ortamı sağlamak için gerekli tedbirleri almak, iddiaları ciddiyetle soruşturup, gerekli yaptırımları uygulamak zorundadır."
Cinsel taciz eyleminin yapısı gereği ardında delil bulunmasının her zaman mümkün olmayacağı ifade edilen gerekçeli kararda şu değerlendirmelerde bulunuldu:
‘TACİZE UĞRAYAN LEHİNE DEĞERLENDİRİLMEYE GİDİLMELİ’
"Mağdurun ya da mağdurenin tek başına olduğu yerlerde bu tür eylemlere maruz kaldığı ve tacize uğrayanın çok azının çeşitli nedenlerle bu tür olayları işverene yansıtabildiği dikkate alındığında ispat noktasında tacize uğrayan lehine değerlendirmeye gidilmelidir. Ceza davasında delil yetersizliği nedeni ile beraat kararı verilmesi hukuk hakimini bağlamayacağından mevcut delil durumuna göre karar verilmelidir. Davacının her iki olay sebebiyle çalışmasına devam ettirildiği, hatta tanık beyanına göre ikinci olay ardından güvenlik görevlisi eşliğinde çalışmasının sağlandığı, tacizci müşteri ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı, bu yönde kamera kayıtları alınarak kolluk güçlerine haber verilmediği anlaşılmaktadır."