KIDEM TAZMİNATI YERİNE BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ (1)
Aydınlık gazetesi tarafından düzenlenen 1. Emek Kurultayı´nı izlediniz mi? İzleyicilerden biri olarak, Kurultay´da gündeme getirilen bir konu olan kıdem tazminatını ele alacağız bu yazıda. Biz konunun gündeme gelmeyen bir boyutunu ele alıp, bundan sonraki kurultaylarda da ayrı bir başlık olarak gündeme getirilmesini salık veriyoruz.
Gazetemizce düzenlenen 1. Emek Kurultayı’nı izlediniz mi? İzleyicilerden biri olarak, Kurultay’da gündeme getirilen bir konu olan kıdem tazminatını ele alacağız bu yazıda. Biz konunun gündeme gelmeyen bir boyutunu ele alıp, bundan sonraki kurultaylarda da ayrı bir başlık olarak gündeme getirilmesini salık veriyoruz.
Kurultay’daki sendika yöneticilerinin konuşmalarından anlaşılan o ki, kıdem tazminatıyla ilgili değişiklik tasarıları (kaldırma, kıdem tazminatı fonuna devir vb.), işçilerin ayağa kalkması için altındaki yastığın tutuşması olarak niteleniyor.
Bilindiği gibi kıdem tazminatı, emekçilerin bir işyerinde çalışması sürecinde yarattığı artık değerden ya da bir başka kavramla katma değerden alması gereken (fakat alamadığı) payı o işyerinden ayrılırken (yasadaki koşullara uygun olmak koşuluyla) almasıdır. Burada onun ayrıntısına girmeyeceğiz, internette herhangi bir iş hukuku web sitesinde bulunabilen bir bilgidir. Bu düzenleme, burjuva iş hukuku kapsamında da olsa kamusal toplumsal güvenlik bağlamında bir haktır. Bu hak, daha çok emekçilerin bir iş yerinden kolayca çıkarılmasını engelleyen bir düzenleme olması işleviyle, çıkarılırsa da eline kısa erimli geçimlik ya da uzun erimli konut edinme vb. gereksinimlerini karşılayabilmesi işlevleriyle ön plana çıkageldi.
Kıdem tazminatı bir fon mudur?
Elbette. Bu fon bir kaynak olarak şirketlerin bilançolarında ‘kıdem tazminatı karşılığı’ adıyla kaynak (borç) olarak gözükür. Bu kaynak aslında emekçilerin hakkı olup, henüz ödenmemiş, ödenmesi koşula bağlı bir borçtur şirket için. İş güvencesi işlevi ön plana çıkmış olsa da!
İşte bu nedenle emperyalist sermaye çevrelerinin örgütleri olan Uluslararası Para Fonu, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü ve Dünya Bankası vb. kuruluşların akıllarıyla TOBB, TÜSİAD, TUSKON, MÜSİAD VE TİSK vb. işveren kuruluşları korosunun da vokal yaptığı bir şarkı nakaratı ortaya çıkıyor: Bir kıdem tazminatı fonu oluşsun!
Kıdem tazminatı fonu sonrası BES
Esas tehlike kıdem tazminatı fonu değil, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES)! Eşdeyişle, toplumsal güvenlikte kamusal yerine özelin gelmesi! Yeni liberalizme uygun bir özelleştirme mantığıyla, herkesin kendi tasarrufunu yaptığı ve malî piyasalarda bireysel emeklilik şirketlerince yönetilen yatırım portföyleri biçimindeki yatırım fonlarında değerlendirdiği özel sigorta dizgesine geçilecek. Zaten Ali Babacan ne demişti: Fon kurarken, fondaki parayı BES’e aktarmanın mekanizması üzerinde çalışıyoruz. Ne diyelim, inşallah dinen caiz olan bir yerlere aktarılır da helâlinden olur!
BES, Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Sistemi Yasası (7.4.2001) ile oluşturuldu ve 2002’de yayınlanan yönetmelik de bu yıl kapsamlıca değiştirildi (13.3.2013).
Andığımız Yasa’nın 1.maddesinde amaç şöyle tanımlanıyor: Kamu toplumsal güvenlik sistemi yeterli değil, onu tamamlamak gerek; bireysel emekliliğe yönelik kişilerin yapacağı tasarrufları yatırıma yönlendirmemiz gerek; SGK’dan emekli olanların ek bir geliri olmadan refah düzeyleri düşük kalmaktadır; bireysel emeklilikle ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratılarak istihdamın arttırılması hedeflenmektedir.
Katılımcılar sisteme giriş tarihinden itibaren en az 10 yıl sistemde bulunmak koşuluyla, 56 yaşını tamamlayınca emekli olmaya hak kazanır! Sistemde emeklilik yaşı kamuya kıyasla küçük tutularak teşvik söz konusu!
Bireysel emeklilik hesabı açtıranların ödeyeceği primlerin yüzde 25’i devlet babadan caboo! Oysa ki, kamusal toplumsal güvenlik sisteminde malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortasında yüzde 20 olan primin yüzde 9’unu işçi, yüzde 11’ini işveren öderken, devletin de fasulyeden bir yüzde 5 katkısı oluyor!
Sistemden çıkarken devlet katkısını (DK) ve varsa fon getirilerini (FG) almak için eşikler şöyle düzenlenmiş: sistemde en az üç yıl kalınırsa DK ve FG’nin yüzde 15’i; 6 yıl kalınırsa DK ve yüzde 35’i; 10 yıl kalınırsa DK ve FG’nin yüzde 60’ına hak kazanılıyor.
Not: Çok heyecanlı kısımlar gelecek. Üç bölümlük yazının devamı haftaya.