Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) 23’üncü Olağan Genel Kurulu, dün Ankara’da toplandı. Tarihinde ilk kez siyasi parti temsilcilerinin çağırılmadığı Kurul’da protokolde işkollarını temsil eden işçiler oturdu. Genel Kurul’un açılışından önce 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılması ve bağımsızlık vurgulu belgesel gösterimi yapıldı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın salona girişi sırasında işçiler, ‘Türk-İş nerede biz oradayız’, ‘İşte başkan işte sendika’ sloganları attı.
Genel Kurul için Divan seçimi yapılmasının ardından tüm şehitler ve iş kazalarında yaşamını yitiren işçiler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Divan Başkanı Türk-İş Genel SEKRETERİ Pevrul Kavlak seçildi. Kavlak, konuşmasında tüm işçileri selamladı.
‘HERKES CEKETİNİ ALIP GİTSİN’
Kurul’un açış konuşmasını yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay sözlerine, Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarını anarak başladı. Terör saldırılarında ve 15 Temmuz’da hayatını kaybeden sivil vatandaşları hatırlatan Atalay, "Çocuk demeden, yaşlı demeden katlettiler. Terör bütün ülkelerin maddi manevi canını çıkarmaya devam ediyor" dedi. Türk-İş’in kuruluşunun üstünden 68 sene geçtiğini belirten Atalay, "12 tane başkan geldi. 68 senede Türk-İş bu ülkenin sigortası, çimentosu oldu. Ne emeğimizden vazgeçeriz, ne vatanımızdan"diye konuştu. Atalay, kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda, alanlara ineceklerinin mesajını vererek şöyle sürdürdü: "Kıdem ilgili olumsuz bir şey yapmayın. Kıdeme bir şey olursa iki saatte bir milyonun üzerinde kişi toplarız. Kıdem alamayanlarla ilgili bir düzenleme yapılırsa, katkı sağlayalım ama mevcut durumdan nokta kadar geriye gitmeyiz. Geriye gidersek herkes ceketini alıp gitsin."
ASGARİ DURUŞ NET
Atalay, süren asgari ücret görüşmelerine ilişkin Hak-İş ve DİSK’le görüştüklerini belirterek, asgari ücret görüşmelerine ilişkin sendikanın tutumuna ‘tiyatro’ diyenlere sert tepki gösterdi. Atalay, "Bir sendikamız 3 bin 200 lira olsun dedi. 6 bin, 10 bin diyen var. Biz bir kişinin yaşam maliyeti olan 2 bin 578 lirayı önerdik. Arkadaşlar bu ücret üzerinde pazarlık yapacaklar. Bu rakamın altında olursa o masada bulunmayız. Buradan görüşmeye katılacak imza yetkisine sahip Türk-İş Genel EĞİTİM SEKRETERİ Nazmi Irgat’a söylüyorum. Bu rakamın altında bir öneri gelirse bize sorma. Masadan kalk" ifadelerini kullandı.
KİT’LER KADROYA HALA GEÇİRİLMEDİ
Şeker fabrikalarının Türkiye’nin sigortası olduğunu söyleyen Atalay, kağıt fabrikalarının da geçmiş yıllarda kapatıldığını hatırlatarak, "Kağıtla ilgili sıkıntılar ortada" dedi. Atalay, nişasta bazlı şekerin sağlığı tehdit ettiğini belirtti. KİT’lerle kadroya geçmeyenlere ilişkin, verilen vaadlerin tutulmadığını söyleyen Atalay, "Kadroya alacağız diyorar bir buçuk yıl geçti. Hala kisme alınmadı. KİT’ler bir an önce çözülmeli. Toplasan 20 bin kişi, bunları almazsanız 60 sene sonra emekli olacaklar" ifadelerini kullandı.
İŞÇİLER ALKIŞLARLA DESTEKLEDİ
Kamu sözleşmesinde yaşanan tartışmalara sitem eden Atalay, muhalefetin tavrını eleştirdi. "Uyumadım ter içinde kaldım" diyen Atalay’a işçiler, "Dik dur eğilme bu işçi seninle" diye destek verdi. 5 Aralık’ın kadınlara seçme seçilme hakkının verildiği gün olduğuna vurgu yapan Atalay’ın konuşması özetle şöyle oldu:
"Bu ülkeyi yönetenler bu kararı aldıktan, Belçika 36, Fransa İtalya 11 yıl sonra bu kararı alıyor. Bu ülkeyi yönetenler, ufku açık insanlardı.
Dün madenciler günüydü, ayın 3’ü engelliler günüydü. Belediyelerimiz engelliler için elinden geleni yapıyor ama daha hızlı olmalaılar. Sendikalarımıza da sesleniyorum, engellilerin çalışma yürüttüğü derneklerle temasta olun. Bu salondaki bulunan herkes, hepimiz engelli adayıyız; bir saat sonra başımıza bir kaza gelebilir. Görmezlikten gelmeyelim, engellilere engel olmayalım.
Bu ülkede her gün, 4-5 güvenlik görevlisi biz bu toplantıları yapalım, rahat uyuyalım, çalışalım diye can veriyor. Ama her gün bu ülkede 4 işçi de bazıları iş kazasında, bazıları iş cinayetinde can veriyor. Soma’da 301 insansımız can verdi bağıra bağıra. Bunun sorumluları her ölen madenci için yalnızca 4 gün hapis yattı! Ha silahla vurdun, ha iş kazasında…
2012’de iş güvenliği yasası çıktı. Sadık kalan işverenlerimiz var ama kalmayanlar da var. Bunu Çalışma Bakanlığı çözecek. 8-10 yaşında çocuklarımız kamyon kasalarında can veriyor, okula gitmeleri gerekiyor ama çalışırken can veriyor.
‘VATAN YOKSA YAŞAMAK YOK’
"Vatan yoksa parti yok, sendika yok, işçi yok, yaşamak yok. Bizim vatanımız önemli; canımız, gözümüz, kulağımız. Bunu anlamak için mültecilerin durumuna bakmak lazım.
Dünyada tedavisi olmayan tek bir hastalık var ırkçılık. Hiç kimse annesini babasını seçmiyor. Bu ülke hepimizin ülkesi. Bu ülkeye gözümüz gibi bakarsak, kendimize bakarız.
Emeklilikte Yaşa Takılanlar var. Dünyada, diğer ülkelerde, 4 çalışan bir emekliye, bazı ülkelerde 3 çalışan bir emekliye bakıyor. Benim ülkemde 1.8 kişi… EYT ile ilgili bir şeyler yapmak lazım. Yüzde 35 kayıtdışı çalışan var, bunları kayıt altına almak gerekiyor. Böyle olunca prim ödenecek, gelir gelecek…"
SENDİKAL ÖRGÜTLENME SORUNU
"17 milyon çalışan var, sendikalı olan 2 milyon. 1980’de nüfus 44 milyon, sendikalı 2 buçuk milyon; bugün nüfus 82 milyon…
Ülkeyi yönetenler de sendikalar da herkes kendini kontrol etmek zorunda. Bu Kurul’da Türk-İş davetiye dağıtmadı, bu salonda emekçinin işçinin dışında kimse yok. Sendika işçinin, ülkenin sendikası olur. Belediye başkanlarının, siyasi iktidarların sendikası olmaz."
"İşyerlerinde, işverenlerin işçilerini üye olacakları sendikalara yönlendirmesini eleştiren Atalay, vergi adaletsizliğine de değindi: "Ocak ayında 3 bin alan işçinin ücreti ağustos ayında azalmaya başlıyor aralık ayında 300 lira az alıyor. Az alandan az alın, çok alandan çok alın; asgari ücretliden vergi almayın."
"696 sayılı KHK ile taşeron işçileri kadroya geçti. Ama ülkeyi yönetenler onlara taşeron muamelesi yapmaya devam ediyorlar; sosyal hak yok, aldıkları ücret az. Hükümetin ve devletin temsil edildiği 5 kişinin yanında iki işveren ve iki işçi temsilcisinden oluşan Yüksek Hakem Kurulu’nun yapısında nasıl işçi lehine karar çıkaracağız? YHK tablosu bu."