Polatlılı üreticilerden öğrendiğime göre; yağış o kadar az ki, buğday dört santim büyüdüğü için çiftçiler artık tarlalarını bozuyorlar. Konya’da ise buğday çıkışı oldu; ancak hava çok sıcak olduğundan, önümüzdeki aylarda iyi yağışlar olsa bile verimde bir düşüş olacağı bildiriliyor. Kentlerde durum tehlikeli.
Polatlılı üreticilerden öğrendiğime göre; yağış o kadar az ki, buğday dört santim büyüdüğü için çiftçiler artık tarlalarını bozuyorlar. Konya’da ise buğday çıkışı oldu; ancak hava çok sıcak olduğundan, önümüzdeki aylarda iyi yağışlar olsa bile verimde bir düşüş olacağı bildiriliyor. Kentlerde durum tehlikeli. Prof. Dr. Orhan Şen; “Türkiye’de kuraklık etkisini artırarak devam ediyor. Bir an önce bazı tasarruf tedbirleri alınmalı. Gerekirse bazı büyük şehirlerde su kesintisi yapılmalı. Özellikle İstanbul yazın büyük su sıkıntısı çekebilir. İstanbul’a günde 2,5 milyon metreküp su veriliyor. Hazırda 300 milyon metreküp su kalmış" dedi.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ise “Biz büyük bir şehri mutlaka tek kaynaktan beslemiyoruz. Alternatifleri var. Bizim A, B, C planlarımız var. Alınacak tedbirleri alıyoruz. (…) vatandaşta endişe var. Onlar düşünmeyecek, bunu biz düşünmeye mecburuz. (…) Biz entegre su yönetimi anlayışıyla, Düzce’den başlayarak Bulgaristan sınırına kadar, bölgedeki şehirlerin su meselesi ile ilgili entegre su yönetim planlaması yaptık. Bir şehirde su sıkıntısı olursa, başka bir şehirden beslemek için projelerimiz hazır” demiş. Öncelikle ülke sorunlarıyla sadece üst düzey politikacıların ve bilim insanlarının ilgilenmesi gerektiği konusunda sayın bakanın görüşüne katılmıyorum. Mümkün olsa bütün vatandaşlarımız, bütün beyin güçleriyle sorunlar üzerinde düşünseler çok iyi olur. Demokrasi de bunu gerektirir. Bu bağlamda, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın A, B ve C planlarının ne olduğunu herkesin öğrenmesi ‘bir vatandaşlık hakkıdır’ diye düşünüyorum. Anladığım kadarıyla, su kesintisi gibi önlemlerin seçimlerin söz konusu olduğu bu dönemde konuşulması istenilmiyor. İyi de, yağışların yeterli olmama olasılığının hayli yüksek olduğu şu durumda bu önlemleri şimdiden almaz isek, yaz ortasında almamızın bir yararı olmaz. Çare olarak gösterilen, İstanbul’un suyunu çok uzaklardan getirmenin de bir bedeli var. En azından o bölgelerdeki kentliler ve çiftçiler veya doğa zarar görmeyecek mi? Şimdiden, İstanbul ve problemli diğer kentlerde hanelerin belli bir düzeye kadar su tüketim ödemelerini bedava veya çok düşük bir düzeyde tutup (beş lira gibi), saptanacak düzeyin ötesindeki su tüketimlerinde, tüketimin tümünü oldukça yüksek bir bedelle fiyatlandırmak düşünülebilir. Bu, oldukça büyük bir çoğunluğun suyu tasarruflu kullanmalarına yol açar. Dikili’de bu başarıyla denenmişti.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise; kuraklıkla ilgili endişeleri olduğunu dile getirerek, "Meteorolojik kuraklık var. Bir de tarımsal kuraklık var. Bizi ilgilendiren tarımsal kuraklık. Şu an itibarıyla sadece endişe ediyoruz. Önümüzdeki haftalarda yağış olur inşallah. O zaman biz tarımsal olarak bundan etkilenmeyiz. Birtakım araştırmalar yapılıyor. İnşallah gerek kalmaz. Dua edelim, yağmur ve rahmet eksilmesin. Bereketiyle gelsin ama endişe ediyoruz. Şu anda tarımsal kuraklıkla ilgili bunu söyleyebilirim. Yağmur gelirse büyük ölçüde rahatlarız" demiş. Sayın Tarım Bakanımızın sözlerinden de ‘bekle gör’ politikası, hatta işi biraz da Allaha havale etme seziyoruz. Hâlbuki durum ciddi ise, şimdiden Toprak Mahsulleri Ofisinin buğday ithalini planlaması gerekir. Zarar görecek küçük ve orta büyüklükteki çiftçilerin desteklenmesi için de planlar yapılabilir.
Artık görülmesi gereken bir gerçek de; ciddi bir küresel iklim değişikliği ile karşı karşıya olduğumuzdur. Artık fosil yakıt kullanan termik elektrik santrallerinden vazgeçmeliyiz. Kuraklığa en iyi uyum gösteren yerel tohumlar desteklenmelidir. Agro-ekolojik bir tarım sistemi geliştirilmelidir. Konya ovasını ele alalım. Burada, çok su tüketen mısır, şeker pancarı gibi ürünlerden vazgeçilmelidir. Ancak yapılmaya çalışılan; başka havzalardan Konya havzasına su taşınması oluyor. Diğer bir önlem de; su veya yağmur hasadıdır. Su Hasadı Yöntemi; yağmur sularının ve yüzey akışa geçen suların toplanıp biriktirilmesi, bitkisel ve hayvansal üretim için gerekli olan suyun temini ile evsel tüketim için gerekli suyun sağlanması olarak tanımlanmaktadır. Herkesin bildiği; zeytin ağaçlarının önüne taş duvarlarla setler yapımı da bir yağmur hasadıdır. Bu yöntemin pek çok uygulama biçimleri var.