LİMANLARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ DEVLETİN İNTİHARIDIR -3
Liman-İş Sendikası Uzmanı Dr. Emirali Karadoğan´ın, Limanların özelleştirilmesi Devletin İntiharıdır başlıklı makalesinin üçüncü ve son bölümünü sunuyorum;
Liman-İş Sendikası Uzmanı Dr. Emirali Karadoğan’ın, "Limanların özelleştirilmesi Devletin İntiharıdır" başlıklı makalesinin üçüncü ve son bölümünü sunuyorum;
Limanların satılmasının ekonomik etkisi
"Multimodal taşıma ile birlikte lojistik sektörünün ve buna paralel olarak deniz ulaşımının ve limanların yarattığı katma değerin yarattığı 11 trilyon dolarlık bu sektör, iştahları kabartmaktadır. Çoğu ülke özel sektöre destek verirken, bir yandan da limanlarda kamu işletmecisi olarak pazarda kendine yer edinmeye çalışmaktadır. Singapur gibi ülkelerin kamu limanları şirketleşerek, bizim gibi ülkelerin limanlarına da göz dikmektedir; Mersin Limanında olduğu gibi. Türkiye’de ise hükümetler, devletin limanlarını modernize ederek limancüık sektöründe yer edinmek yerine, elindeki limanları satmaktalar. özelleştirme, limanın bulunduğu bölge ekonomisini de etkilemektedir, özelleştirme sonrası, 300-700 orta gelir düzeyindeki işçi, bölgeyi terk etmek zorunda kalmakta, bölgedeki gelir dengesi sarsılmaktadır.
Özel sermayenin kâr güdüsü ve tekelleşme
Limanların özel sektöre devri halinde özel sermayenin "kârlılık ve çıkar" güdüsüyle hareket edeceği, her şeyi kendine yontacağı açıktır. Limanların sağlıklı bir şekilde işletilmesi mümkün olmamakta ve yatırım yapılmamaktadır. Özelleştirilen limanların hemen tamamında durum böyledir. DB’ bile raporunda, "özel liman işletmecilerinin kâr adına bazı yükümlülüklerden kaçabileceğini" itiraf etmiştir. Kâr maksimizasyonu amacı ile hareket eden özel işletmecilerin bu hedefle çelişmesi durumunda ekonomik, sosyal ve çevresel fayda sağlayacak bazı hizmetleri vermeme ihtimalinin olduğunun altı çizilmiştir. özel sermayenin, daha fazla kâr etmek adına rekabet koşullarını kendi lehine kullanma yolunu seçmesi muhtemeldir. İlk başlarda finanse edebileceği zararı göze alarak, belli oranlarda fiyatları düşük tutup, diğer limanları zor durumda bırakarak, hatta iflasa sürükleyerek, bu alanlardan çekilmelerine yol açabilecektir. Bu durum da, limancılık sektöründe tekelleşmeye yol açacaktır. Tekelleşmeyi önlemek, devletin de hem işletmeci hem de düzenleyici olarak piyasa da yer alması ile mümkündür. Tüm limanların özelleştirilmesini veya kiralama gibi yollarla elden çıkarılmasını istemek, devletin müdahaleci ve bir aktör olarak sektörde yer almasını istememektir, tekelleşmenin önünü açmaktır. Devlet sektörden çekilince, yapması gereken yasal mevzuatı neye göre hazırlayacaktır? Bilmediği bir sektörle ilgili ne kadar sağlıklı bügi ile düzenleme yapacaktır? Yapılacak bu düzenlemelerde tekelleşmenin önüne nasü geçecektir?
Çevre ve güvenlik
Limanlardaki özelleştirmelerle özel sektör uzmanlarının, sadece ekonomik ve sosyal açıdan değil, çevre, sahil ve kıyı güvenliği, yasa dışı faaliyetler ve ulusal güvenlik açısından da risk oluşturduğunu göstermiştir. Kamuya ait limanların özelleştirilmesi, ulusal güvenliğimizi de doğrudan ilgilendirmektedir.
Limanlar, ülkenin dış dünya ile bağlantısının kurulduğu kapılardır, özelleştirmelerden sonra, kendi kapışım denetleyemeyen devlet durumuna düşürmekte, bu kapılardan nelerin ve kimlerin nasü girip çıktığının önemi, daha da artmaktadır, umanların, özellikle suç örgütleri tarafından, suç ithal ve ihraç ettikleri noktalar haline gelmesi kaçınılmazdır. Bu tür yerlerin kamu dışına çıkarılmaları, aynı zamanda denetim dışına çıkmalarına yol açmakta, kaçakçılık, kaçak insan, uyuşturucu ve silah taşıma gibi yasadışı amaçlarla kuUanılmasmın önünün açılmasına yol açmaktadır. Sonuç özel sermayenin kontrolüne limanların terk edilmesi, ülkenin sadece ekonomisi için değil, sosyal, kültürel ve siyasi yapısı için de tehlikelidir.
Türkiye’nin ve dünyanın, neredeyse uluslararası ticaretinin %85-90’a yakın bir oranı denizyolu yani limanlar üzerinden gerçekleştiği gerçeği göz önüne alındığında, hele hele Ortadoğu gibi çok sıcak çatışmaların ve savaşların olduğu bir coğrafyada, limanların özelleştirilmesi, bir ülkenin intihan üe eşanlamlıdır. Bu nedenle devlet yeniden limanlara sahip çıkmalı, ülkenin ve çalışanların çıkarlarını savunmalıdır. Tüm limanlarımızın kendi kaynaklarıyla yeniden yapılandırılmaları, çağdaş bir yönetim ve işletmecilik anlayışına kavuşturulmaları sağlanmalıdır."