Mart ayında Euro yıllık olarak yüzde 17.81 reel getiri sağladı. Dolar ise yüzde 3.83 reel kayıp getirdi.
Doların reel kayıp getirmesinin nedeni Euro karşısında değer kaybetmesinden ileri geldi. Euro-Dolar Paritesi 2017 yılı Mart ayında ortalama 1.07 iken 2018 yılı Mart ayında 1.23’ oldu.
Merkez Bankasının yayınladığı Mart ayı TÜFE bazlı reel kur endeksi 83.42’dir. Dün dolar kuru 4.0634 idi. Mart ayı ortalamasına göre Euro-Dolar paritesi değişmedi, enflasyonu da ihmal edersek, dolar kuru dün, 10 Nisan 2018 ‘de Mart ayı ortalamasına göre yüzde 3.93 oranında artmış oldu.
Yani dün itibariyle dolar TL karşısında yüzde 20 daha değerli idi.
Döviz kurunun yüzde 20 değerli olması, ihracatta Türkiye’nin pazarlık gücünü artırır. TL cinsinden ihracatı karlı yapar. İthalatı ise tersine pahalı yapar. Bu şartlarda Türkiye ‘nin ihracatının artması ve ithalatının azalması gerekir. Ne var ki ithalat ihracattan daha fazla artıyor. Bunun nedeni ihracat malları içinde ithal girdinin yüksek olmasıdır.
Merkez Bankası Nominal efektif döviz kuru ve reel efektif döviz kuru değerlerini hesaplıyor. MB’ reel kur endeksi ile ilgili açıklaması şöyledir:
" Nominal efektif döviz kuru Türkiye’nin dış ticaretinde önemli paya sahip ülkelerin para birimlerinden oluşan sepete göre, Türk Lirası’nın ağırlıklı ortalama değeridir. Ağırlıklar ikili ticaret akımları kullanılarak belirlenmektedir. Reel efektif döviz kuru ise Nominal Efektif Döviz kurundan, nispi fiyat etkileri arındırılarak elde edilmektedir.
Reel efektif döviz kuru endeksleri ise ülkemiz fiyat düzeyinin dış ticaret yaptığımız ülkelerin fiyat düzeylerine oranının ağırlıklı geometrik ortalaması alınarak hesaplanmaktadır’’
MB Reel kur endeksini TÜFE ve Yİ-ÜFE olarak yayınlıyor. Endeks değeri 100 altında ise Döviz değerli, üstünde ise TL değerlidir. Söz gelimi 2007 yılı sonunda TÜFE bazlı reel kur endeksi 128 olmuştu. Yani o zaman TL dövize göre yüzde 28 daha değerli idi. Bu gün tersine döviz yüzde 20 daha değerlidir.
Mevduat faizi reel kayıp getirdi. Yıllık reel getiriş eksi 0.26 oldu.
Aslında son yıllarda mevduat faizleri enflasyonun altına olduğundan, brüt mevduat faizi sürekli eksi çıkıyor. Ayrıca mevduat faizinden vadesine göre yüzde 10 ile yüzde 15 stopaj yapıldığı için, net faiz daha da düşük kalacaktır. Faizlerin idari bir kararla düşürülmesi, mevduat faizinin de düşürülmesine yol açacaktır. Bu durumda elde para tutmak istemeyenler, gayrimenkule veya dövize yönelecektir.
Devlet İç borçlanma senetleri de (DİBS) reel olarak kayıp getirdi, yıllık reel getirisi yüzde eksi 3.51 oldu.
Devlet iç borçlanma senetlerinde eksi getiri, devlete borç verenlerin aynı zamanda reel kayıpları kadar devlete enflasyon vergisi vermeleri demektir.
Külçe altın da yıllık yüzde 3.63 reel getiri sağladı.
Altının şansı, dolar ve Euro gibi kağıt paraya olan güvenin zaman zaman sarsılmasıdır. Bunun içindir ki yüksek dolar rezervi tutan ülkeler, son yıllarda bu rezervlerinin bir kısmını altına çevirmeye başlamış ve altın talebi artmıştır.
Sonuç olarak, Küreselleşme dengesiz gelişti. Dünya kumar masası oldu. Spekülatif fonlar finansal piyasaları istedikleri gibi yönlendiriyor. Dünya daha fazla güven verecek yeni bir para sitemine geçmek zorundadır.