TEKGIDA-IŞ Sendikasının örgütlendiği Namet’te 17 işçi "performans düşüklüğü" iddiasıyla işten atıldı. Sendikalı olarak işe geri dönmek isteyen işçiler, talepleri kabul edilmezse direnişe başlayacak.
Gazetemize konuşan Tekgıda-Iş İstanbul Şube Başkanı Yunus Durdu, 740 işçinin bulunduğu fabrikada işçilerin günde 14 saat çalıştırıldığını, kadın işçilerin 50 kilo yük taşımaya zorlandığını anlattı. Bu nedenle işçilerin yüzde 40’mm bel fıtığı olduğuna dikkat çeken Durdu, hiçbir sosyal hakkın da bulunmadığını ifade etti. Fabrikada çocuk yaşta ve kayıt dışı işçi çalıştırıldığı iddiasını gündeme getiren Durdu, "Ağır çalışma koşulları olduğundan dolayı Adapazarı köylerinden yevmiyeci işçi getirip gizlice çalıştırılıyor" dedi. işçilerin ikramiye, 8 saat çalışma talepleriyle sendikalarına üye olduğunu ifade eden Durdu, patronun işçilerin e-devlet şifresini alarak "Sendikaya üye oldunuz mu?" baskısı kurduğunu dile getirdi. Sendikalarına üye 17 işçinin yasa tanımaz bir tutumla işten atıldığını ifade eden Durdu, buna karşı suç duyurusunda bulundukları bilgisini vererek "Eğer işçiler örgütlü şekilde geri alınmazsa işçilerle birlikte kapı önünde direnişe başlayacağız. Atılan işçileri sonuna kadar sahipleneceğiz" uyarısında bulundu.
NAMET KANUNLARI!
Fabrikada yaşanan bir diğer sorun ise aynı işi yapmalarına karşın erkek işçilerle kadın işçiler arasında yaşanan ücret farklılığı. Ücretlerin ortalama asgari ücret seviyesinde olduğu fabrikada erkek işçilerle kadın işçiler arasında 100-200 lira ücret farkı bulunduğuna dikkat çeken 2 çocuk annesi Serpil Kocakaplan, şöyle devam etti: "İşçilere her türlü hakareti, baskıyı yapıyorlar. Yoğun tempoda çalışmamız isteniyor ve üretimin aksamaması için su bile verilmiyor. Tuvalete bile gönderilmiyoruz. Yoğun çalışma temposundan dolayı arkadaşların bel fıtığı, kaslarda incelme ve güç kaybı yaşıyor. Bu gidişe dur demek, insanca çalışma koşulları, 8 saat çalışma, hafta sonu dinlenme hakkı için birlik olup sendikalı olmalıyız diye çalışmaya başladım. Bu benim anayasal hakkımdı. Bunu duyan işveren bize baskı kurmaya, yıldırmadığı yerde tecrit edip ayrı yerde çalıştırma yoluna girdi. Bizler Anayasal haklarımızı kullanmak istiyoruz dediğimizde "Burası Namet, Namet’in kanunları geçerlidir." dedi. Yılmadık, örgütlenmeye devam ettik, işveren performans düşüklüğünden dolayı bizi işten attı. Böylece diğer işçilere de korku veriyorlar. Bizler korkmamalıyız. Birliğimizi büyütmeli, insanca çalışma koşullarını örgütlü şekilde yaratmalıyız."