NEOLİBERAL DÖNEM, 1988’E KADAR SÜREN ÖZAL MODELİ GÜCÜNÜ 12 EYLÜL’E BORÇLU
Özalizmde bölüşüm ilişkileri çöktü
![NEOLİBERAL DÖNEM, 1988’E KADAR SÜREN ÖZAL MODELİ GÜCÜNÜ 12 EYLÜL’E BORÇLU](https://www.tekgida.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/korkut-boratav_1732.jpg)
1987 seçimlerinde SHP, Ecevit misyonunu anımsatır gibi oldu. Aslında Türkiye için bir dönüm noktası da olabilirdi. Radikal anti-neoliberal politikalarda kararsızlık yaşandı. Aydınlanma geleneği ile sol siyasetin temsil edildiği hareket, onu bir sonraki seçimlere taşıyordu.
Prof. Korkut Boratav, Özal modelinin eksiksiz uygulandığı 80-88 döneminde, çok büyük bir bölüşüm operasyonunun gerçekleştirildiğinin altını çiziyor. Solun tasfiyesi ile birlikte bölüşüm ilişkilerinde çöküşün yaşandığını, işçi sınıfı kırılmalarının 88 sonuna kadar devam ettiğini anlatıyor. Neoliberalleşme sürecinin ilk aşaması, Özal modeli, neoliberal dönemin gücünü her anlamda 12 Eylül’e borçlu olduğunu belirtiyor… Boratav ardından, sermayenin istikrarsızlıktan yakındığı 89-97-98 sürecine geçildiğinde, siyaset alanında da önemli gelişmelerin yaşanmış olması gerçeğine, ekonomi-siyaset ilişkisine dikkat çekiyor.
– Yeni anayasa, sol örgütlülüğün, sendikalizmin kırılması, güç dengelerinin sermaye sınıfının eline geçmesinin doğal sonucu sermaye sınıfının çok güçlü nemalandığı dönem, referandum, 87 genel seçimleri ile ilk kırılmayı yaşıyor…
‘ÖZALİZM’İN İLK KIRILMA NOKTASI
87 seçimlerinde SHP, 70’li yılların ikinci yarısını, Ecevit misyonunu anımsatır gibi. Aslında Türkiye için bir dönüm noktası da olabilirdi. Radikal bir anti-neoliberal politika tutumunda kararsızlık yaşandı. Bu kararsızlık halkta da var… CHP geleneğini temsil eden politikalar halk sınıflarının özlemine tercüman oldular. Solda kurulan partiler içinde öne çıkıp 1. parti de oldular. Aydınlanma geleneğini temsil eden soldan bahsediyoruz. Şu ya da bu biçimde aydınlanma geleneği ile sol siyasetin temsil edildiği hareket, onu sonraki genel seçimlere taşıyordu. Bu gerçek 60’lı yıllar, 70’li yıllardan sonra, solun aldığı ağır darbeye karşın, 12 Eylül sonrası süreçte de yaşanıyordu. (1987 seçimlerinde SHP yüzde 24.7, DSP yüzde 8.5. 1991’de SHP yüzde 20.7, DSP yüzde 10.7. 1999’da SHP yüzde 22.1, CHP yüzde 8.7. 1991 seçimlerinde Refah’ın sol söylemle yükselişini, yüzde 16 oy oranını da unutmamak gerek.)
İŞÇİ EYLEMLERİ KAYIPLARI GİDERDİ
1989-93 sendikalı işçilerin eylemleri, Özal döneminin büyük kayıplarına karşı patlama niteliğindeki direnişleri, 8-9 yıllık kayıpların giderilmesini getirmiştir. Bahar eylemleri Zonguldak direnişi, yaz eylemleri ile gelen düzeltmeler, 1994 krizi ile yeniden dibe vurmuştur. 1989’da bölüşüm dengelerinin düzelmesinden beslenen büyük talep, Türkiye’de sermaye hareketlerinin kendisini açıvermesini getirmiştir. 1989 bölüşüm dengelerinde düzelme, sermaye hareketlerinin serbest bırakılması, kamu açıklarının tırmanışı, kamu dengelerinin bozulması, enflasyon üstünde faizler, enflasyon ve borçlanmanın tırmandığı yıllar… Bankalar dışardan borçlanıp içerde kredi verdiler, döviz ucuz kaldı, yüksek kâr elde ettiler.. Ücret endeksi gelirinin yükselmesi kamu dengelerinin bozulmasını denetledi. Maaş, ücret yükselirken, bütçe açığı da yükselerek kamu harcamaları sürdürüldü…