Araştırmada yer alan bulgular özetle şöyle:
* İşçilerin yüzde 90’ı sendikasız: Türkiye’de toplam 15 milyon 799 bin işçinin 14 milyon 104 bini herhangi bir sendikaya üye değil. Tüm işçiler arasındaki en savunmasız grup olan kayıt dışı işçiler dahil edildiğinde ise fiili sendikalaşma oranı yüzde 12,14.
* İşçilerin yüzde 92’si toplu iş sözleşmesi kapsamında değil: Türkiye’de toplam 15 milyon 799 bin işçinin sadece 1 milyon 229 bini toplu iş sözleşmesinden yararlanıyor. İşçilerin yüzde 92,22’si toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında. Toplu iş sözleşmesi kapsamı dışındaki 14 milyon 953 bin işçi salgına karşı daha ciddi bir tehdit altında. Ocak 2020’de toplu iş sözleşmesi kapsama oranı sadece yüzde 7,8.
* Sendika üyesi işçiler de toplu iş sözleşmesiz: Bakanlık verilerine göre 1 milyon 918 bin sendika üyesi olarak gözükse de bunların 727 bini (yüzde 39’u) toplu iş sözleşmesi kapsamında değil. Toplu iş sözleşmesinden yararlanan üye sayısı 1 milyon 132 bin. 589 bin işçi sendika üyesi olduğu halde toplu iş sözleşmesinden yararlanamıyor.
* Yeni sendika üyelerinin dağılımında büyük bir dengesizlik söz konusu: 2013 ve 2020 arasında sendika üyeliğinde 916 binlik artış yaşandı. 916 bin işçinin 500 bini Hak-İş’e, 309 bini Türk-İş’e, 85 bini DİSK’e üye sendikalara üye oldu. Bu tablo Hak-İş’in kamu taşeron işçilerinin ve kamu işçilerinin sendikalaşması sırasında siyasal iktidar tarafından korunup kolladığını gösteriyor.
* İşkollarına göre sendikalaşma: İnşaat, turizm ve büro işkolu en düşük sendikalaşma oranına sahip işkolları. 2019’da en fazla iş cinayetlerinin yaşandığı ikinci işkolu olan ve Covid-19’un en yaygın olarak görüldüğü inşaatta ise sendikasızlaşma devam ediyor. En fazla sendikalaşma oranına sahip ilk üç işkolu, genel işler, savunma ve güvenlik ile banka, finans ve sigorta. 2013-2020 arasında en fazla sendikalaşan işçinin bulunduğu işkolu sağlık ve sosyal hizmetler olurken sendikalaşmanın azaldığı tek işkolu avcılık, balıkçılık, tarım ve ormancılık oldu.