OVP’DE TARIM MALİYETİNİ DÜŞÜRECEK ÖNLEMLER ALINMALI
Artan maliyetler ve finansmana erişim nedeniyle tarımın zor bir süreç yaşadığını ifade eden Antalya, Burdur ve Isparta ticaret borsalarının başkanları OVP ile çözüm istiyor.
Tarım sektöründeki üreticiler, hükümetten OVP’de üreticilerin sorunlarını ve maliyetleri düşürücü önlemler alınmasını istiyor. Ayrıca, üreticiye ek gelir sağlamak amacıyla çiftçinin güneşten sağladığı ihtiyaç fazlası enerjinin devlet tarafından satın alınmasını öneriyor.
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, tarım sektörünün uzun süredir zor bir süreç geçirdiğini, bir taraftan maliyet baskısı ve finansmana erişime ulaşamamanın bellerini büktüğünü, diğer taraftan iklimsel ve doğal afetlere karşı en dirençsiz kesim olmaları nedeniyle tüm kesimlerin zorlandığım söyledi.
“Girdi maliyetlerinde %30 tasarruf sağlayabiliriz”
Tarımsal faaliyetlerdeki önemli bir maliyet kaleminin, girdi teminindeki vade farkı olduğunu belirten Çandır, “Genellikle hasat sonu vadeyle temin edilen girdiler üzerinde en az yüzde 40 finansman maliyeti oluşmaktadır. Bu maliyet yükünü azaltmak amacıyla uzun bir süredir ‘Tarımsal Girdi Portalı Projesi’ni dile getiriyorum. Bu projenin finansman merkezini Ziraat Bankası, fiziki dağıtım merkezini de Tarım Bakanlığı oluşturursa maliyetlerimizde en az yüzde 30 tasarruf sağlayabiliriz. Böylece tarımsal destekleme politikasına destek verici bir uygulama alam da yaratmış oluruz” diye konuştu.
“İlave gelir kaynağı yaratılmalı”
Dünyada tarımın her geçen gün önem kazandığını, buna karşılık Türkiye’de bu sektörde önemli sıkıntılar yaşandığını, çiftçi sayısının azaldığını, kırsaldaki genç nüfusun tarımdan kaçtığını vurgulayan Çandır, şöyle devam etti: “Sektörümüzün temel sorunları arasında üretim alanlarının daralması, çiftçi sayımızın azalması ve yaşlanması, istikrarsız gelir nedeniyle üretimden uzaklaşma gibi olumsuzluklar var. Bu olumsuzlukların hafifletilmesi için ilave gelir kaynağı yaratılmalı. Üreticilerimizin güneş enerjisi ile elektrik üretme çabasına sistemli, sürdürülebilir ve toplam faydası yüksek olan bir çözüm üretmek bu gerekliliğe fayda sağlayacaktır. Enerji piyasasında haksız rekabete yol açmayan, belirli bir süredir tarımsal faaliyette bulunan ve tarımsal faaliyetlerini azaltmayan üreticilerimizin ihtiyaç fazlası elektriğinin tamamı satın alınmalı. Elde edilecek istikrarlı gelir sayesinde tarımdan kopuş ve kırsaldan kaçış riski azalacaktır. Ayrıca fosil yakıt kullanımının azaltılmasına, karbon ayak izinin düşürülmesine ve tarımsal ihracatın artırılmasına da destek olacaktır.”
“Sınırda karbon düzenlemesi üreticiye avantaj sağlayacak”
AB’nin sınırda karbon düzenlemesinin de Türkiye’deki üreticilere avantaj sağlayacağını ifade eden Çandır, “ATB olarak son üç yıldır sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, karbon salımı ve Yeşil Mutabakata hazırlık konularında çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda ‘Tarımsal Karbon Ayak İzini Hesapla’ uygulamasını geliştirdik. Gelen talep üzerine bu kapsandı etkinliklerimizi önümüzdeki dönemde de devam ettireceğiz. Üyelerimizi Yeşil Mutabakata hazırlamak ve tarımda güneş enerjisinden faydalanmalarım artırmak için etkinlikle rve eğitimler düzenleyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Tarım, siyaset üstü ele alınmalı”
Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp de tarım ve tarıma dayalı hayvancılık sektöründeki yapısal sorunların çözümü için atılacak adımların, ülke geleceği için yaşamsal değer taşıdığım belirtti.
Önümüzdeki yıllarda da gerek dünya nüfusunun artışının, içinde bulunduğumuz zor ve sıkıntılı süreçlerin, gıdanın stratejik değerini daha da artıracağına dikkat çeken Gündüzalp, “Üretim seferberliği, ülkemizi ve bölgemizi çok daha ileriye taşıyacaktır. Planlı üretim olmazsa olmaz. Tarımsal üretim, hayvancılık ve gıda sektöründeki gelişmeler, partiler üstü, siyaset üstü ele alınmalı. Girdi maliyetleri sorunun kalıcı biçimde çözüme kavuşturulması, üretici gelirlerinin artırılması, tüketici erişimim kolaylaştıran bir sistemin işlerlik kazanması ana beklentilerimiz.”
Üretici ve tüketici fiyat farkı
Öncelikle gıda enflasyonunu düşürmek için üretici fiyatları yerine, üretim maliyetlerim düşürücü önlemler alınmasını isteyen Gündüzalp, şunları kaydetti.
“Tarımsal desteklemeler, tohum tarlaya düşmeden açıklanmalı, çiftçi önceden ne ekeceğini bilmelidir. Üretimin sürekliliği için kadın ve genç çiftçilerin sigorta primleri, devlet tarafından karşılanmalıdır. Çiğ süt fiyatları, maliyetleri dikkate alınarak, Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklanmalıdır.
Yaş meyve sebzede üreticinin tarla fiyatı ile tüketici fiyatları arasındaki uçurum devamlı gündeme gelmekte. Bu sorun ancak üreticilerden direkt alım yapan ve satış ağı çok geniş market zincirleri, üretici kooperatifleri satış noktaları veya üretici birliklerinin kuracağı pazarlama zincirleriyle çözüme kavuşabilir.”
“Tarım planlaması en az 5 yıl olmalı”
Üretim planlaması ve tarım politikasının zorunlu olması gerektiğini vurgulayan Ömer Faruk Gündüzalp, şunları söyledi: “Tarım politikasına uygun ve uyumlu bir üretim planlaması yapılmalıdır. Bu planlama en az 5 yılık olmadır ve tüm paydaşların önünü görecek şekilde planlamalıdır. Tüm detaylarıyla hazırlanan planlama, her gelen hükümet ve bakan tarafından istisnasız uygulanmalıdır. Burdur’un batısında üretilen Anason ve Rezene, Türkiye’deki pazarın yaklaşık yüzde 35’ini oluşturuyor. Endüstriyel tarım ürünleri olan anason, rezene, haşhaş ve susam gibi bitkiler, Bakanlık tarafından doğrudan desteklenmeli, bu ürünlere özel teşvik verilmelidir. Çünkü Burdur; rezene üretiminin yüzde 90’ını, anason üretiminin yüzde 41’ini karşılayarak 1’inci, haşhaş üretiminin yüzde 11’ini karşılayarak 5’inci sırada.”