ÖZELLEŞEREK SATILDIK
Türkiye´de son 24 yılda 39 milyar 600 milyon 581 bin dolarlık özelleştirme yapıldı
Türkiye’de özelleştirme süreci üç döneme ayrılabilir: 1980’li yıllar, 1990’lı yıllar ve 2000 sonrası. 1980’li yıllarda özelleştirmeler için gerekli hukuki altyapı oluşturuldu. Kamu kurumlarının yatırımları önemli ölçüde daraltıldı. 1990’lı yıllar yoğun bir ideolojik koşullandırma kampanyası ile başladı, neoliberal politikalar Türkiye’de de etkili olmaya başladı.
Özelleştirme asıl “altın dönem”ini bu tarihten sonra, yani Ak Parti iktidarında yaşadı, kamu işletmelerinin elden çıkarılması korkunç boyutlara ulaştı. 24 yılda 39 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı.
Özelleştirme uygulamalarına ilk defa 1986 yılında başlayan Türkiye, 24 yılda 39 milyar 600 milyon 581 bin dolarlık özelleştirme yaptı. Bunun 30 milyar 734 milyon dolarlık bölümü 7.5 yıllık AKP iktidarında gerçekleştirildi. Ak Parti iktidarında hisse satışı yoluyla yapılan en büyük özelleştirmeler arasında Türk Telekomünikasyon’un toplam yüzde 70’e ulaşan hissesinin devrinden elde edilen toplam 8 milyar 423 milyon dolarlık satış, başı çekti. Telekom Saudi Oger isimli yabancı firmaya satıldı ancak tartışmalar bitmedi. Paranın yüzde 20’si peşin ödendi. Geri kalanının ise beş yıl süreyle yılda bir milyar üçyüz milyon dolar taksitle ödenmesine karar verildi. Ancak Telekom’un elde ettiği yıllık kâr dikkate alındığında acı gerçek ortaya çıktı. Bu rakam taksit miktarının neredeyse 2 katıydı.
Telekom’u 4 milyar 594 milyon dolara özelleştirilen Tüpraş’ın toplamda yüzde 86’ya ulaşan hisse satışı izledi. Tüpraş’ın satışı da tartışmaları bereberinde getirdi. 2005 yılının 28 Şubat gününü 1 Mart’a bağlayan gecenin yarısında MALİye Bakanlığı makamında Tüpraş’ın yüzde 14.76 hissesi İsrail kökenli İşadamı Sami Ofer’e teklif edildi, sonra da ihale açmadan gizlice satıldı. Satış, serbest rekabet kurallarına uymuyordu. Bu satıştan devletin zararı en az 400 milyon dolardı. Satış mahkemeye düştü.
Tekel, net kâr itibarıyla 2002 yılında Türkiye’nin dördüncü büyük şirketiydi ve o yılki kârı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bütçeden ayrılan kaynağın iki katına denk düşüyordu. Ancak bu kârlılık da Tekel’in özelleştirilmesine engel olamadı. Tekel’deki özelleştirmeler Türkiye’deki işçi eylemlerinin en büyüklerinden biri olan Tekel işçilerinin 4/C direnişiyle tarihe geçti.
Devletin sahibi olduğu Seydişehir Eti Alüminyum, Özelleştirme İdaresi’nce özel sektöre satışa çıkartıldı. Seydişehir Eti Alüminyum en az 4 milyar dolar eder deniyordu. Çünkü Seydişehir’in ana fabrikasının değeri 1.6 milyar dolardı. Stoklarında 1 milyar dolardan fazla işlenmiş boksit cevheri vardı. Oymapınar Hidroelektrik Santrali de Seydişehir Eti’nin malıydı, Antalya’da Limanı, depoları vardı. Ancak Seydişehir Aliminyum 305 milyon dolar satıldı. Bu satış da mahkemeye düştü.
7.5 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde kamu kurumlarına devredilen 300’ün üzerindeki taşınmaz ve diğer varlıkların toplam devir bedeli 429 milyon 213 bin dolar oldu. Bu gerçekleşme, 24 yıllık özelleştirme serüveni sırasında 712 milyon dolara bedelli devredilen taşınmaz ve diğer varlıkların yüzde 60’ını oluşturdu. Kamu kurumlarına 230’un üzerinde taşınmaz ve diğer varlığın devri ise 7.5 yıllık dönemde bedelsiz gerçekleştirildi.
Özelleştirmeler sonucunda işsizlik de artmaya başladı. 1986 ile 2006 yılları arasında gerçekleştirilen kamuya ait şirket ve kurumların özelleştirilmesi sonucu buralarda çalışan sayısı da önemli ölçüde azaldı.