Politika faiziyle ilgili karar birçok yönden önemli…

Gelir dağılımında son açıklanan veriler 2020 yılına ait ve en belirgin değişiklik en zengin yüzde 5’in önceki yıla göre muhtemelen pandemi etkisiyle üretimin aksamasından dolayı biraz “yoksullaşmış” olması. Ama yine de en zengin yüzde 5, gelirin yüzde 20’sinden fazlasına sahip.

2004 yılının ocak ayından bu yana, yan 18 yıl 4 aydır ya da başka bir ifadeyle 220 aydır hesaplanan tüketici güven endeksi nisanda bu dönemin en düşük düzeyine indi.

Konut fiyatlarını yabancı talebinin tırmandırdığını sanmak büyük yanılgı. Yabancı payı hiçbir dönem yüzde 5’i bile bulmadı.

Geçen yılın ekim-kasım aylarında 44 milyar doların altında olan yıllık dış ticaret açığı yüzde 40 artışla mart sonunda 61 milyar doların üstüne çıktı.

Türkiye’nin tarımsal üretim hafızasını kaybettiğine dikkat çeken Özkaya, zirai ilaçlara tüm sorunları çözecek anlayışı ile bakmanın yanlış olduğunu anlattı.

Mevzuatı ve bürokrasiyi alaşağı edilmesi, kavga edilmesi, mücadele verilmesi gereken engeller olarak görmek…

“Her şey zamanında…” Türkiye faiz artırmaya artıracak da henüz zamanı gelmemiş görünüyor.

İyi beslenemeyen anneler sütten kesiliyor, çocuklar bodur kalıyor. Sosyal ve ekonomik destekten yararlanan çocuk sayısı ise AKP iktidarı döneminde 12 bin 75’ten 200 bine dayandı.

Varsayalım akaryakıtta bugün geçerli olan fiyatlar ay sonuna kadar bir daha hiç artmadı. Şu durumda bile akaryakıttan mart enflasyonuna gelecek etki 1.5 puanı buldu.

Toplum ekonomik krizin etkisiyle hızla yoksullaşıyor.

Aylık TÜFE artışı aralık ve ocakta çift haneye tırmandıktan sonra şubatta yeniden tek haneye iniyor.