Dört gözle beklenen Demokrasi Paketi nihayet Pazartesi günü Başbakan tarafından açıklandı. Paketi dağlı-fareli cümlelerle değerlendirenlere, ülkemizde son yıllarda sergilenen ileri demokrasi pratiklerini hatırlatmak yeterli.

Hava-İş Sendikası´nın THY Genel Müdürlük önünde yapayacağı ´grevdeki işçilere destek toplantısı için havalimanına gelenlere polis biber gazı ile müdahale etti.

2014 yılında seçmenlerin önüne üç sandık konacak. Yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve büyük olasılıkla milletvekili seçimi. Bu seçimler ülkenin geleceği açısından çok önemli çünkü ülkemiz hızla demokrasiden uzaklaşan, demokrasiye inanmayan, bunun yerine sözde demokratik görünümlü ama özde uygulaması tek adam diktatörlüğüne odaklanmış bir anlayışla yönetilmekte ve bu yönetim anlayışının pekiştirilerek sürgit devam etmesi istenmektedir.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı´nm çağrısı ile toplanan iki günlük 10. Çalışma Meclisi, işçi konfederasyonları ve taşeron işçilerin protestolarıyla sona erdi. Müsteşar Fatih Acar´ın hazırlattığı ve taşeron çalışmanın alt işverenlik adı altında benimsendiği belirtilen sonuç bildirgesine Türk-iş, Hak-iş ve DİSK imza atmadı, konfederasyon temsilcileri masadan kalktı.

1949’dan bu yana yapılan Çalışma Meclisi toplantılarının 10’uncusu 9 yıl aradan sonra Bilkent Oteli’nin konferans salonunda topladı. Kendi anlatımından öğrendiğimize göre her yıl toplanması gereken Meclis’in bu kadar uzun bir aradan sonra toplanmasını Çalışma Bakanı Müsteşarına borçluyuz. Anlaşılan kendileri göreve gelince gönlü bu tabloya dayanamayıp lütfetmiş.

TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Başkanı Sn. Mustafa TÜRKEL, bu gün başlayacak Çalışma Meclisi Toplantısı çalışmalarının içeriğini ve şeklini eleştirerek katılımcı Konfederasyonların işçi sınıfı adına büyük bir yanlış içerisinde olduğunu söyledi. Konuyla ilgili olarak basına ve kamuoyuna yapılan açıklama şöyle:

DİSK´e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Çalışma ve Toplum Dergisi´nin ortaklaşa düzenlediği ´Taşeron Uygulamaları ve Güvencesiz Çalışma´ konulu toplantı, cumartesi günü sendikanın Sapanca Tesisleri´nde yapıldı.

Türkiye emeğin milli gelirden aldığı payın giderek gerilediği bir ülke. Üretim ve verimlilikteki artış ücretlere yansımıyor. İşçi daha fazla üretiyor ancak bu üretim artışı ücrete değil, sermayedarın kârına dönüşüyor. Yani sömürü artmaya devam ediyor.

Prof. Dr. Ali Güzel, Çalışma ve Toplum dergisinin 27. sayısında yer alan “Alt İşveren Uygulamasında Güvencesiz Bir Sisteme Doğru…” makalesinde diyor ki, “İş hukukunda asıl olan işverenin kendi işçileri ile üretim yapmasıdır”, yani istisna olan alt işverenlik (taşeron) uygulaması olmalıdır.

Çalışma yasaları çalışma hayatının ve çalışanların ihtiyaçlarına göre düzenlenir(di). Daha açacak olursak son günlerde de konuşulmaya başlanan, AKP hükümetinin kadın istihdamına yönelik yeni düzenlemeleri kadının çalışma hayatı içerisinde yaşadığı sorunlar ve sıkıntıları gidermek için değil, cumuhuriyet içerisinde birey olan, gelişen, bu gelişmeye paralel çalışma hayati içerisinde giderek varlık gösteren durumu ortadan kaldırmak için yapılıyor.

AKP hükümeti 9 yıl aradan sonra Çalışma Meclisi´ni toplayacak. İşçi haklarında büyük bir tırpana hazırlanan hükümet, bu değişiklikleri Çalışma Meclisi üzerinden teker teker geçirme niyetinde. Hükümetin 9 yıl aradan sonra Çalışma Meclisi´ni toplaması da yapılmak istenen değişikliklere karşı oluşan tepkileri durdurma ve işverenin isteklerini meşrulaştırma çabası olarak yorumlanıyor.

Uluslararası Gıda Sendikaları Birliği (IUF) yönetimi birkaç günlüğüne İstanbul’da. IUF Genel Sekreteri Ron Oswald Türkiye’yi yakından tanıyor, Gezi dahil, pek çok kez Türkiye’ye gelmiş. Şimdi IUF temsilcileriyle birlikte, bir toplantı için yine burada. Geçen akşam kendisiyle uzun bir sohbet yapıyorum.
Oswald Gezi sonrası Türkiye’den dönünce, Divan Oteli’ne mektup yazıyor, “gösterdiği insanlık örneği” için kutluyor.