İktidarın ekonomi ile ilgili bakanlarının gaz-fren temalı demeçlerine bakılırsa 2010 ve 2011’de ortalama yüzde 9’a yakın büyürken 2012 için yüzde 4 büyüme hedefine gerileme kararı, bir uyum içinde alınmamış.

AKP yönetimi panikte. Bir telaş ki sormayın gitsin; yakınma, iktidarın yarı resmi organı Sabah’ta, 23 Eylül günü şöyle ifade buluyordu; “Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın ısrar ettiği aşırı sıkı para politikasıyla büyüme hedefin altında kalıp, bütçe açık verince Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de vergi artışına sarıldı.”

Türkiye ekonomisi 2001 krizi sonrasında 2008’e değin yüksek bir büyüme konjonktürü içindeydi.

´Bütçede açık var´ denilerek akaryakıta, tapu harçlarına ve alkole yapılan vergi zamlarını yenileri izleyecek. Sırada sigara ve doğalgaz zammı var. Veriler yeni zamların yoksulluğumuza yoksulluk, borcumuza borç ekleyeceğini gösteriyor.

2009 krizinde yüzde 5’e yakın küçülen Türkiye ekonomisinin, izleyen iki yıl, olağanüstü, yıllık yüzde 9’a yakın büyüdüğünü biliyoruz. Ama bu büyümenin döviz açığını da (cari açık) milli gelirin yüzde 10’u gibi rekor bir düzeye tırmandırdığı da aklımızda.

Ortalığı kaplayan “Faiz koridoru, politika faizi, gecelik faiz, vadeli repo ihale faiz oranı” gibi soğuk kavramlar demetiyle Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi, haftaya damgasını vurdu.

Mal bulmuş mağribi gibi üstüne atladılar: İşsizlik yüzde 8´e gerilemiş. Devletin resmi ajansının, TRT´sinin, yandaş, sindirilmiş medyasının sorgulaması ne haddine, ayrıntıdaki şeytanı araştırması neyine?

Geçen hafta Amerikan Merkez Bankası FED üçüncü miktar kolaylaştırması adı altında parasal genişleme politikası izleyeceğini duyurdu.

Bulunduğumuz coğrafyada geçmişi çok eski çağlara dayanan zeytin zeytinyağında ihracatımız, bu sezonun ilk yedi ayında hem miktarda hem de değerde artmış durumda. İhracat pazarlarında üçüncülük ile beşincilik arasında yer değiştiren Türkiye’nin, bu alandaki potansiyelini tam anlamıyla değerlendirmediği görüşü hâkim.

İhracatını en çok KKTC, Irak, Libya ve Almanya gibi ülkelere yapan Türkiye içecek sanayi, gözünü daha büyük pazarlara dikmiş durumda. Dünya içecek grubu ithalatında başı çeken ABD, İngiltere, Japonya ve Hong Kong ise bu ülkelerden en önemlileri.

Küresel krizin yıkıcı etkisine 2008 son çeyreğinde giren Türkiye kapitalizmi, 2009 yılının tamamını yüzde 4.8 küçülme ile kapamıştı.

2012’nin ilk yarısına dair veri akışı hızlandı. Geçen hafta sonu ABD’den beklenen en önemli veri ağustos ayına ait tarım dışı istihdam ve işsizlik rakamları idi.