Temmuz ayında çalışırken yaşımını en az 164 emekçinin 45’i tarım, 35’i inşaat, 18’i taşımacılık, 11’i kimya, 8’i metal işkolunda çalışıyordu. Ölümler en çok bu işkollarında meydana gelirken emekçilerin yalnızca 7’si sendika üyesiydi

Corona virüs salgınını yüksek işsizlik rakamları ile karşılayan Türkiye´de mayıs dönemi itibarıyla, yüzde 30´u aşan gerçek işsizlik rakamlarına göre her 3 kişiden 1´i iş arıyor.

Salgın devam ettiği sürece pek çok sektör ve KOBİ’lerimiz bu durumdan olumsuz etkilenecektir. Bu da iflas, konkordato, birleşme ve satın alma haberlerini daha sık duymamıza yol açabilir

İşe gitmeyenleri en çok mutlu eden şeyler arasında rahat giyinmek, makyaj yapmak veya traş olmak zorunda kalmamak var. Ancak bu kişiler her ne kadar mutlu olsa da evde uzun saatler çalışmak istemiyorlar.

1950 yılından günümüze kıdem tazminatı hakkında önemli değişiklikler yaşandı. Bunların bir bölümü işçi lehineydi, bir bölümü işçi aleyhine.

Beyaz ya da mavi yakalı, genç ya da yaşlı, kadın ya da erkek, sendikalı ya da sendikasız… Hükümetin kıdem tazminatı hakkının gaspına yönelik hamleleri, her kesimden işçinin gündemine oturmuş durumda.

Türkiye işçileşiyor, kadınlarımız da işçileşiyor.

Küresel Covid-19 salgınının çalışma hayatına etkileriyle ilgili sonuçlar, her geçen gün daha fazla ortaya çıkıyor.

Hükümet kıdem tazminatını çalışan kesimin yüzde 85’inin alamadığı gerekçesiyle tamamlayıcı emeklilik sistemini (TES) çıkarmaya hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tamamlayıcı emeklilik sigortası sistemini 2022 yılında başlatmayı hedeflediklerini açıkladı, kıdem tazminatı tartışması yeniden başladı.

Türkiye işgücü piyasası alarm veriyor. Alarm durumu sadece istihdam kaybından kaynaklı değil.

Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) “Mayıs Ayı Bülteni”, özellikle Covid-19 salgını kaynaklı işsizliğin görünümüyle ilgili dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu.