Özelleştirme sürecinin başladığı ve hızlandığı dönemde, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilerin çok büyük bölümü Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlüydü.

Pandemi, hiç düşünmediğimiz şeyleri düşündürmesi, yaşamadığımız durumları yaşatmasının yanı sıra iki yıldır, sağlığın yanı sıra gıdayı dünya gündeminin en önemli sektörü durumuna getirdi.

Fiyatı artıramayan iktidar, primi önce düşürüp sonra yükselterek algı yaratıyor.

Seçim sonrasında kazanan kim olursa olsun ekonomide bir dizi sorun bizi bekliyor. Peki bu sorunlara eski bir Hazine bürokratı nasıl bakıyor, neler olacağını öngörüyor, buyurun…

Özelleştirme sürecinin başladığı ve hızlandığı dönemde, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilerin çok büyük bölümü Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlüydü.

Rusya’nın Avrupa’ya gazı kesmesi karşısında “Bize ne, Avrupa düşünsün” diyebilir miyiz?

Aralık ve ocakta aylık artışlar düşük kalacak ve yıllık enflasyon gerileyecek ya, hesap bu ya, anlaşılan bu aylara zam kalmasın diye şimdiden uğraş veriliyor.

Atatürk’ün devletçilik politikası, Türkiye’nin ekonomik kalkınması olduğu kadar, ekonomik ve siyasi bağımsızlığı ve milli birliğin oluşturulup güçlendirilmesi açısından son derece önemliydi.

Merkez Bankası faizinin 1 puan daha indirilmesiyle…

Süt sektörünün çok zor bir dönemden geçtiğini belirten TZOB Başkanı Bayraktar, “Sanayiciler çiğ süt bulmakta, marketler ise süt ve süt ürünlerini satmakta sıkıntı yaşıyor.

Cari açık aşağı çekilemiyor; ama belki bundan daha kötüsü açığın finansman kalitesi de giderek bozuluyor.

Bırakın iktisat okumuş ekonomistleri… Sokaktaki vatandaşa “Gelirin çok artmış” desen alacağın yanıt “Ama giderim daha fazla arttı” olacaktır.