Türkiye çok ciddi bir ekonomik kriz yaşıyor. Sermayedarların nesnel çıkarları bu krizde nasıl bir tavır almalarını gerektiriyor? Bu krizde sermayedarlar ne yapacak?

Ekonomik kriz derinleştikçe, işverenlerin işçi çıkartma, işyerini kapatma, işçi ücret ve diğer alacaklarını ödememe gibi uygulamaları yaygınlaşacak. Ancak benim bu kez dikkat çekmek istediğim nokta farklı.

Zamanaşımı def´inin ıslah dilekçesi ile sonradan ileri sürülebileceğine dair hukuk genel kurulu kararı

Bolu´nun önde gelen isimleri, Barilla Makarna Fabrikası´nda 5 Temmuz´da başlayan kanuni grevi etkisiz hale getirmek için adeta seferber oldu.

Birkaç ay önce bir işçi telefonla aradı. Herhangi bir sendikaya üye değillermiş. Ücretleri iki aydır ödenmiyormuş. Eyleme geçeceklerini, işi durduracaklarını söyledi.

Ücreti ödenmeyen, işten çıkarılan, zorunlu ücretsiz izne zorlanan, tazminatı verilmeyen, arkadaşlarını iş kazasında kaybeden işçiler, aralarındaki tüm farklılıkları kenara iterek, tepkilerini iş durdurma veya işyeri önünde eylem yapma biçiminde gösteriyor.

Günlük çalışma hayatında en sık karşılaştığımız risklerden biri fiziksel risk etmenleridir. Fiziksel risk etmeni deyince aklımıza gürültü, termal konfor ve aydınlatma gelmelidir.

Sendikamızın da üyesi olduğu Uluslararası Gıda İşçileri Federasyonu IUF, Cargill işçisi için yeni bir kampanya başlatıyor.

AKP’nin yaptığı kadar zulmü hiçbir hükümet yapmadıysa, işçi erimekte olan AKP’yi son anda neden kurtardı? Soru bu.

Tekgıda-İş Sendikası, ABD’li şirket Cargill Türkiye’de işten çıkarılan 14 işçinin işe geri alınması için küresel çapta bir sosyal medya kampanyası başlattı.

Geçen hafta TÜİK Tüketici güven endeksini yayınlanmıştı. Tüketici güveni düşme yönünde bir trend içindeydi.

İşçiler, çalışırken kullanmadıkları izin parasını alamaz. İşçi, patronuna “Ben bu sene izin yapmayayım, parasını ödeyin” diyemez. İşçiler, kendileri istese bile yıllık izin hakkından feragat edemez.