İşverenler ve işveren sendikaları sıklıkla işçilerin işyerine maliyetinin yüksek olduğundan yakınırlar. Bu yüksek maliyet nedeni ile yeni yatırımlar yapmanın, yeni işçi almanın ve gelişmiş teknolojileri işyerlerine taşımanın güçlüğünden söz ederler.

Adı Salim Uslu… TBMM´de, güvenlikten sorumlu AKP´li İdare Amiri… Meclis onarımını fırsat bilmek, Atatürk´ün mareşal üniformalı resmini Meclis´ten atmaya kalkmak…

Eskiden onlara Çok Uluslu Şirketler deniyordu şimdi kendilerine Ulus Ötesi Şirket diyorlar. Onlar emperyalizmin yeni kaleleri.

Başkanlar Kurulumuz 01.09.2016 ile 05.09.2016 tarihleri arasında İzmir Seferihisar´da toplandı. Başkanlar Kurulumuz Ulusal ve Uluslararası sorunları değerlendirmeye almış; bu toplantılara IUF Genel Sekreteri Ron Oswald da davet edilerek çok uluslu şirketlerde yaşanan ve yaşanabilecek sorunlar da değerlendirilmiştir.

Ülkemizde sendikacılığın gelişememesinin, işçilerin sendikalarda örgütlenememesinin önemli bir nedeni de işverenlerin işçilerin sendikalaşmasına sıcak bakmamalarıdır.

Türkiye 15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasıyla çok büyük bir felaketten kurtuldu.

TÜMTİS Genel Başkanı Kenan Öztürk, Gaziantep´te ulaşım hizmeti veren Gazi Ulaş´ta yaşanan hukuksuz uygulamalara ilişkin konuştu. TÜMTİS üyesi 11 işçinin işten atıldığını belirten Öztürk, şirket müdürü Recep Tokat´ın ´Ben yasa tanımam´ dediğini iddia etti

İşçi sendikaları çalışanlar için yaşamsal önemde kuruluşlardır. İş yasalarının yetersiz kaldığı ve kapsamadığı boşlukların toplusözleşmeler aracılığı ile doldurulması, çalışanlar için yaşam suyudur.

DİSK´e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, bireysel emeklilik sistemini (BES) zorunlu hale getiren yasa tasarısına ilişkin açıklamalarda bulundu.

İçimiz karardı değil mi?

13 milyon işçiden sadece 1.5 milyonu sendikalı. 151 işçi sendki asından 96’sı yüzde 1’lik barajın da altında kalarak toplu sözleşmeden mahrum oldu.

6 Temmuz günü Aydınlık´taki köşemde yayımlanan Fetullahçıların İşçi Sendikaları başlıklı yazımda AKSÎYON-İŞ´e gerçekte 9 değil, 20 sendika bağlı olduğunu yazdım. Daha sonra da Ulusal Kanal´a verdiğim iki demeçte, FETO´nün işçi sınıfı içinde örgütlenme girişimi olan tüm örgütlerin kapatılmasını savundum. Hata mı yaptım? Sendikalar, ne olursa olsun, kapatılmamalı mı?