Ekonominin üç ayağı var… Üretim , istihdam ve gelir dağılımı. Bu üçünün dengeli gitmesi gerekir.

Halk arasında durup dururken sorun çıkaranlar için ´´Rahat battı mı?´´ derler. Son on yıldır bütün dünyada demokrasi kaybetti. Hukukun üstünlüğü kaybetti.

Piyasa ekonomisi, özel mülkiyetin geçerli olduğu, üretici ve tüketicinin serbestçe karar alabileceği bir ekonomiyi ifade eder. Ancak bu ekonomi hiçbir zaman herkes bildiğini okusun anlamına gelmez.

Ocak Enflasyonu 2017 enflasyonundan düşük çıkması 2018 yılı için umut olabilir mi?

Ocak ayında Tüketici Fiyatları (TÜFE ) yüzde 1.02 oranında arttı. Geçen sene Ocak ayında aylık enflasyon yüzde 2.47 oranında atmıştı. Sonuçta Ocak ayında Yıllık enflasyon da 10.35 oldu.

Yeni yılla birlikte başlayan zam yağmuru enflasyonu kontrolden çıkardı. Petrol fiyatlarının yükseldiği, akaryakıt ürünlerinin 2 kez zamlandığı ocak ayında köprü ve otoyol ücretlerine yapılan zamlarla birlikte TÜFE aylık bazda yüzde 1.02 artış gösterdi.

Kadir Has Üniversitesi, Türkiye Çalışmalar Merkezi, 2012 yılından beri Türkiye Sosyal – Siyasal Eğilimler araştırması yapıyor. 2017 sonuçlarını açıkladı.

Türkiye’nin var olan büyüme modeli üretim değil tüketim üzerine kurulu. Büyüme istihdam yaratmıyor. Sanayinin, üretimin büyümeye katkısı her geçen gün düşüyor. Tarım ülkesi olan Türkiye son yıllarda tarımın her kaleminde dışarıya bağımlı hale geldi.

Tarımsal üretimin düşmemesi için yağmur beklenirken zam yağmuru kapıyı çaldı. Benzin 6 TL’ye dayandı. İlaca da yüzde 20 oranında zam yapılacağı bildirildi

2009 Yılında hane halkının dövizle borçlanması yasaklanmıştı. Şimdi siyasi iktidar Dövizle borçlanmaya yeni sınırlar getirdi. Yeni önlemler getireceğini de açıkladı.

Avrupa bizden alıp, şişeleyip, marka basıp dünyaya satıyor. Fındıkta olduğu gibi Türk ürünlerinin ekmeğini Avrupalı firmalar yiyor.

Hükümetin ithalat politikalarıyla adeta bitirilmek istenen tarım sektörü, ekim ayında 5 milyon 534 bin kişiye istihdam sağlayarak işsizliğin 2 puan düşürülmesini sağladı.