Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Haziran 2014
PATRONUN ONURU

İki gün önce Türklerin Türkiyesinin gazetesi sürmanşetten haykırıyordu: “İtibar İstifası.”

PATRONUN ONURU

İki gün önce Türklerin Türkiyesinin gazetesi sürmanşetten haykırıyordu: “İtibar İstifası.”

TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, fevkalade hamasi bir konuşmayla istifasını basına duyurmuştu. Başkanlıktan istifa ediyordu, çünkü devraldığı kutsal mirası (TÜSİAD’ın itibarını) kendi üzerinden lekelemeye çalışıyorlardı. Kendisiyse ancak bir sıra neferiydi.
 
Muharrem Yılmaz, bok kokan serüvenini usta bir hamleyle kahramanlık mertebesine tercüme etmeye kararlıydı besbelli.
 
Cumhuriyet bekçilerinin yegane çözümü istifa kurumunun kapılarında beklediği şu zor zamanlar onu kârlı da çıkarabilirdi. Bu halkın istifanın erdemini hatırlamaya ve hatırlatmaya en çok ihtiyaç duyduğu günlerden geçiyorduk nasılsa. Yarım asırlık ömrümde farklı bir dönem hatırlamadığımı naçizane belirtip ben de geçeyim.
 
Şimdi, hikayenin öbür yüzüne bir
 
bakalım.
 
Kahraman patronun Sütaş’ından bir süredir ekşi kokular yükselmekteydi. Bursa Karacabey ve Aksaray fabrikalarında 2012 yılından beri örgütlenmeye çalışan Tekgıda-İş Sendikası şiddetli baskılarla karşılaşıyordu. E-devlet sistemine geçilmesiyle sendikaya katılmak kolaylaşmıştı ve bu da doğal olarak patronların kabusuydu. Sendika sözcüsünün anlatısına göre, İnsan Kaynakları Bölümü, işçileri e-devlet şifreleriyle odasına çağırıp sendikadan istifaya zorluyordu. Fabrika önünde tezekle terbiye edilen işçiler de şifrelerini vermeyi reddedenlerdi.
 
Son 3-4 ay içinde Aksaray fabrikasından 12, Karacabey’den 14 sendika üyesi, işten çıkarıldı.
 
Grevci işçilerin eylem alanına sıvılaştırılmış hayvan atığı dökülmesiyle rezalet ayyuka çıktı.
 
Muharrem bey, özgüven nümayişi kıkırdamalarıyla bütün olanları fazla düşünülmemiş yalan dolan ilan ederken kendisine tezgahlanan bir komployu işaret ediyordu.
 
TÜSİAD’ın hükümet tarafından ikide bir azarlandığı hepimizin malumu. Nitekim Sütaş’ta olup bitenleri, hükümetin yayın organları büyütüp gündeme sunmuştu. Gazetelerden birinin patronunun da süt ürünleri iş kolunda para oynattığını işittik. Amaç besbelli Muharrem Yılmaz’ın ipini çekmekti. Ama Yılmaz’ın da açıkta ipi vardı doğrusu.
 
Hemen CHP kafası işe müdahil oldu. (Aydınları Aysever ve Çalışkan olan bir hareketten bahsediyoruz). Kahramanı yedirmeyeceklerdi. Böylesine onurlu bir iş adamının AKP tarafından hırpalanmasına göz yumulamazdı. Değil mi ki zatialileri 1 Mayıs’ta işçilere karşı hükümetin orantısız güç kullanmasını eleştirmişti. HSYK düzenlemesini ‘gayet yumuşak bir dille’ de olsa eleştirmişti. Başbakan’dan şahsına azar kazanmıştı. Daha ne rütbesi olsun?
 
Yukarıda özetlediğim itişme, toplumumuzun bağrında etik bir problem olarak açılıverdi.  
 
Evet, hükümet TÜSİAD’a bir gözdağı vermek istiyordu. Yayın organlarının yardımıyla bunu başardı da. 40 gündür orada, tezekle sulanan alanda direnen işçilerin bunu başaracağı yoktu nasılsa.
 
İşçilerin sözüne kulak vermeyen, onların derdine sahip çıkmayan geniş bir demokrat kesim hikayenin burasında otlaya kaldı.
 
Onlara kalırsa bütün mesele hükümetle Yılmaz arasındaki ahlak dışı kapışmaydı. Olayın iki tarafı vardı:
 
Baskıcı hükümet ve demokrat TÜSİAD.
 
Sendikalaşmanın imkansız kılınması, sendikalı işçilerin ‘performans yetersizliği’ gerekçesiyle kapı dışarı atılıvermeleri, onunla da kalmayıp yuvalandıkları alana tezek dökülmesi sadece teferruat idi.
 
Sonunda hükümet ile TÜSİAD elele verip büyük bir başarıya imza attılar. İşçilerin taraf olarak görülmediği bir çatışmayı toplumun gündemine getirdiler.
 
Devlet ile sermaye, rezil bir onur müsameresi, değişen bir koltuk ama sarsılmayan erk bölüşümüyle bu badireyi de birlikte atlatıverdi. Daha geçenlerde Koç ile Başbakan’ın mutlu beraberliğine çok şaşırıp fena içerleyen ‘demokratlar’, olan biteni böyle okumuyorlar elbet. Biz bu etik problem karşısında kimin yanında olduğumuzu biliyoruz, değil mi? Hakemlikte gönlümüz yok, değil mi? Umudumuzu patronların onuruna bağlamadık, değil mi? 
 
DİĞER HABERLER
POLONEZ’DE ADIM ADIM ÇÖZÜME
POLONEZ’DE ADIM ADIM ÇÖZÜME

İşe iade ve sendikal hakları için mücadele eden Polonez işçileri dün Ankara’daydı. Çalışma Bakanı Işıkhan, işvereni bizzat arayacağını söyledi. Hem işçi hem işveren taraflarının katılacağı son bir görüşmeyle, işçilerin mücadelesinin çözüme ulaşabileceği belirtiliyor.

SENDİKADAN BEKLENEN
SENDİKADAN BEKLENEN

Yıl 1965. 1952 yılında kurulan Türk-İş’in yönetiminde genel başkan olarak Seyfi Demirsoy ve genel sekreter olarak Halil Tunç var. Bu ikilinin yönetiminde Türk-İş altın yıllarını yaşıyor.

ASGARİ ÜCRETTE SİHİRLİ SAYI 25 AMA HANGİ 25?
ASGARİ ÜCRETTE SİHİRLİ SAYI 25 AMA HANGİ 25?

Ekonomi Gazetesi Ankara Haber Müdürü Hüseyin Gökçe, Ankara Günlüğünde asgari ücretle ilgili masadaki rakamları kaleme aldı.

İSTANBUL’DA YAŞAMANIN MALİYETİ ASGARİ ÜCRETİ 4’E KATLADI
İSTANBUL’DA YAŞAMANIN MALİYETİ ASGARİ ÜCRETİ 4’E KATLADI

İstanbul Planlama Ajansı, ekim ayı rakamlarına göre İstanbul’da yaşamanın maliyeti asgari ücretin 4 atına çıktı. Buna göre bir ailenin yaşama maliyeti 10 ayda 20 bin liradan fazla artış gösterdi.