POLONEZ FABRİKASI’NDAKİ İŞÇİLER DİRENİŞLERİNDEN VAZGEÇMEYECEK!
Çatalca’da Polonez Fabrikası’nda mobbing baskı ve düşük ücretler karşısında çözümü sendikalaşmakta bulan işçiler sendika haklarını kazanıncaya kadar direnişe devam edeceklerini söyledi.
İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez’de Tekgıda-İş’e üye olmalarıyla işten çıkarılan 135 işçinin fabrika önünde başlattıkları direniş sürüyor. 27 gündür direnen işçiler sendika haklarından vazgeçmeyeceklerini söylüyor. Polonez’de ilk etapta sendikalaşan işçilerin 13’ü işten çıkarıldı. Polonez işçileri, işten atılan arkadaşlarının geri alınması talebiyle üretimi durdurunca patron işçileri zorunlu izne çıkardı. İzne çıkarılan işçiler, ‘Emekleri için teşekkür edilen’ bir mesaj alarak işten çıkarıldıklarını öğrendi. Polonez patronu işçileri Kod 46’dan çıkardı. İşçileri, “Hırsızlık veya sırları ifşa etmeyi; işverenin güvenini kötüye kullanmayı, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmayı” kapsayan bu koda göre işten çıkaran Polonez patronu, böylece büyük kısmı fabrikada 10 yılı dolduran işçilere kıdem ve ihbar tazminatı ödemekten de kurtuldu.
Sendika bir haktır!
Büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu işçilerin birçoğu için ilk sendika ve direniş deneyimi. Daha önce haberlerde gördükleri direniş haberlerine üzülenlerden, “Neden greve çıkıp hem kendileri mağdur oluyorlar hem de insanları mağdur ediyorlar ki” diye düşünenlere, sendikalı olmanın anayasal hakkı olduğunu üye olana kadar bilmediklerini söyleyenlere kadar; bugüne kadar sendikalar hakkında çeşitli fikirleri var işçilerin. Şimdi ise işçilerin bu kısa zamanda hızlı öğrenme sürecini en iyi özetleyen yine bir işçinin yorumu oluyor: “Sendikalı olmak tüm işçilerin hakkı, burada haklarımız için mücadele etmeyi öğrendik.”
Dayanışmanın önemi
Vergi kesintileri, düşük ücretler, zorunlu pazar mesaileri, gece mesailerinin yıpranma paylarının ödenmemesi ve genel olarak fazla mesai ücretlerinin az olması Polonez işçilerinin sabrını taşırıyor. Sendikaya üye olan işçileri korkutmak için yapılan bir toplantıyı durduran Vardiya Amiri Burhan, “Bizi tehdit ederlerken bazı kelleler gidecek dediler, ben de üye olduğumu söyledim” diyor. Burhan Usta fabrikadaki tüm makineleri kontrol eden ve çalışır halde tutan vardiya amiri. Ertesi gün işten çıkarıldıklarını ve fabrika önünde direnişe geçtiklerini anlatan Burhan Usta, “Ben fabrikadaki herkesi tanıyan, herkesle sohbeti olan biri olarak bu kadar birlik olacağını düşünmezdim. Dayanışmanın büyüklüğü beni olumlu anlamda yanılttı” dedi.
Nereden nereye!
Direnişin 24. gününde ziyaret ettiğimiz işçilerden genç Usta Yardımcısı Berat’ın ise doğum günü. Fabrikada annesiyle birlikte çalışan ve işten annesiyle birlikte çıkarılan Berat gibi birçok işçi, akrabalarıyla ve komşularıyla birlikte çalışıyordu. Şimdi ise direnişi birlikte sürdürüyorlar. Berat, “19 yaşıma direnişte gireceğim aklıma gelmemişti, buradaki herkesle içeride de bir diyaloğum vardı. Benim için böyle bir parti, kutlama düzenlemişler, hepsine teşekkür ediyorum” dedi. Berat 1.5 yıldır Polonez’de çalışıyor. 17 yaşında başladığı işçilik hayatında bir sendika ve direnişle ilk defa karşı karşıya kalışı. “Malatya’da kadın kuaförüydüm. Depremden önce ailemle birlikte buraya taşındık, ben de annemle birlikte burada çalışmaya başladım” diyerek çalışma hayatını anlatıyor. Polonez’de işe girdikten sonra da fabrikadaki makineleri öğrenip bakımlarını yapan Berat asgari ücret aldığını söylüyor. “Fazla mesai ücretlerimizi de eksik alıyorduk. Fazla mesaiye kalmak istemeyenleri de kalabalık içinde azarlıyorlardı” diyen Berat üst üste gelen bütün bu olumsuzlukların ardından hızlı bir şekilde sendikaya üye olduklarını anlatıyor. Kendisine atılan mesajı gösteren Berat, Kod 46 ile işten atılmalarına ise “Biz hırsızmışız” diye tepki gösterdi.
Ayrışma yok birlik var
İşten çıkarmaların ardından mülteci ve çevredeki köylülerin yevmiyeci olarak işe alındığını söyleyen işçiler, Polonez’in bu hamlesinin direnişi kırma amacıyla yaptığını biliyor ancak kimisi komşuları olan bu yevmiyeci işçilere olan öfkelerini de gizleyemiyorlar. 135 işçiyi sendikalı olduğu için işten atan Türkiye’nin en büyük gıda firmalarından biri olma yolunda fazla mesai ücretlerini iç edip baskı ve mobbingi adet haline getiren Polonez, günün sonunda işçilerin direnişini ve bu direnişin meşruiyetini yine yoğun sömürü çarkının içine attığı işçilerle kırmaya çalışıyor. Polonez’de üretimden gelen gücünün farkına varmış, işine sendikalı olarak dönmek isteyen direnişçiler, içerideki işçilerin de sendikalı, kayıt altında ve gerekli eğitim ve ekipmana sahip olarak çalışmaları için mücadele ediyor. Polonez mülteci-yerli, yevmiyeci-kadrolu işçiler arasındaki ayrışmadan faydalanırken işçiler direniş alanı kadar fabrika içinde de birlik olmak gerektiğini ifade etti.