Ankara Sanayi Odası Başkanı (ASO) Nurettin Özdebir, pandemiden sonra küreselleşmenin tersine döndüğünü, yaşanan belirsizliğin en büyük sorun olduğunu bildirdi. Son bir yılda 2.6 milyon istihdam dışı ortaya çıktığını kaydeden Özdebir, desteklemede önceliklerin belirlenmesi gerektiğini belirtti.Ankara Sanayi Odası temmuz ayı meclis toplantısında konuşan Özdebir, "Türkiye ekonomisinin en önemli iki yapısal problemi, yetersiz ve bağımlı üretim ile buna bağlı olarak yeterli düzeyde istihdam yaratılamaması nedeniyle giderek artan işsizliktir. Üretime ilişkin kronik problemler ise üretimin ithal girdilere yüksek ölçüde bağımlı oluşu ve küresel tedarik zincirlerinde genellikle katma değeri yüksek aşamalarda yer alınmayışıdır" dedi.
ÜRETİM ODAKLI BİR YAKLAŞIM
Konuşmasında, "Türkiye ekonomisi üretim odaklı bir yaklaşımla sağlıklı bir büyüme modeline kavuşacaktır" mesajı veren Başkan Özdebir, "İmalat sanayisinin gelişmesi, istikrarlı ve geniş ölçekli istihdam olanaklarını tarıma ve hizmetler sektörüne göre daha fazla artırmaktadır. Ekonomide daha geniş faaliyet alanlarına dinamizm sağlaması, işsizliği azaltması, ihracat gelirlerinin daha yüksek ve istikrarlı olması ve katma değer üretiminin daha yüksek olması nedeniyle, sanayi sektörünün ilerleyen dönemlerde büyümenin temel kaynağı haline getirilmesi, ülkemiz için elzem bir durumdur" diye konuştu.
KAYIT DIŞI VE GENÇ İŞSİZLİK VURGUSU
"Son bir yılda 2.6 milyon istihdam kaybı var ve bu durum ekonominin istihdam yaratma kapasitesinin hala zayıf kaldığını göstermektedir" diyen Özdebir, işsizliğe ilişkin şu iki veriye işaret etti: "İlki; yüzde 28.7 seviyesindeki kayıt dışı istihdam ki, bu rakam verimlilik açısından dikkat edilmesi gereken önemli bir veri. Diğeri ise, gençler arasında yüzde 29.1 civarında olan, ne işte, ne de istihdamda olanların oranı. Bu oranın, gelecek dönemde genç kesimde ümitsizliğe ve sosyolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabileceği unutulmamalıdır."
BAĞIMSIZLIK İÇİN YATIRIM
Pandemi sürecinde küresel tedarik zinciri kesintilerine karşı ulusal bağımsızlığı korumaya yardımcı olan stratejik sektörlerin tanımlanmasının ve bu sektörlere yatırım yapılmasının gerekliliğinin anlaşıldığını belirten Özdebir, şunları söyledi: "Aynı zamanda uzun vadeli sanayileşme fırsatlarının desteklenmesi yönündeki ulusal politik tercihler de güç kazanmıştır. Birçok devlet, firmaların küreselleşme stratejileri ve tedarik zincirlerinin dünyaya yayılması karşısında ülkenin ulusal çıkarlarını yeniden konumlandırma arayışındadır. Yine kısa vadede değerlendirildiğinde, kaynak yetersizliği nedeniyle Kovid-19 krizinin sarstığı toplumun bütün kesimlerinin ve tüm ekonomik sektörlerin aynı anda anlamlı bir şekilde desteklenmesi mümkün olmadığından; dramatik ölçüde azalan talebi en fazla uyaracak ve krizden en ağır darbeyi alan kesimleri desteklemeyi hedefleyen politikaların uygulanması gerekmektedir."
KREDİ ODAKLI FİNANSMANLA BU İŞ OLMAZ!
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, pandeminin sanayi sektörü üzerindeki etkisinin gelecek yıl İSO 500 verilerinde görüleceğine dikkat çekerek, “Ancak bazı çıkarımlar yaparak geleceği bugünden inşa etmeliyiz. İçinden geçtiğimiz dönem, sanayinin yeni beceriler kazanmasını zorunlu kılıyor. Teknolojiye dayalı verimlilik artışı, önümüzdeki yılların ana konusu olacak” diye konuştu. İSO Meclisi’nin temmuz ayı olağan toplantısında konuşan Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Finansman önümüzdeki dönemde de en temel başlıklardan biri olmaya devam edecek. Nitekim biraz önce bahsettiğimiz dönüşümü sağlamak için uzun vadeli nitelikli finansmana ihtiyacımız daha da artacak. Bu bağlamda, ülkemiz açısından bankacılık sektörü ve kredi odaklı bir finansman anlayışına takılıp kalmak yerine sanayi sektörü ve sermaye piyasaları arasındaki bağın kuvvetlendirilmesine odaklanmamız gerekiyor.”