SEÇİM YAKLAŞIYOR KIDEM FONU NE ALEMDE
Kıdem tazminatı ile ilgili fon oluşturma amacıyla çıkartılan yasa tasarıları 2003 yılında İş Kanunu’nun yenilenmesinden bu yana sürekli uzatmaları oynuyor, yasalaşamıyor.
Kıdem tazminatı ile ilgili fon oluşturma amacıyla çıkartılan yasa tasarıları 2003 yılında İş Kanunu’nun yenilenmesinden bu yana sürekli uzatmaları oynuyor, yasalaşamıyor.
Yasalaşamıyor çünkü sorun yenilemede değil, nasıl yenileneceğinde. Zira taraflar bu konuda bir noktada buluşamıyor. Önceleri hükümetin hakemliğinde işçi ve işveren tarafları anlaşamıyordu. Sonra hükümet hakemliği bırakıp diğer ikisini de bastırmaya çalışan üçüncü bir aktörlüğe soyundu.
GARANTİ İSTENMEDİ
Halihazırda kıdem tazminatı Başbakanlık Müsteşarı’nın emekli ikramiye tutarını geçmemek üzere son brüt aylık istihkak tutarının hizmet süresi ile çarpımı tutarınca uygulanıyor. İşte bu rakam işveren tarafına çok geliyor. Sulandırılmasını, azaltılmasını arzuluyor. İşçi tarafı da hakkını korumaya çalışıyor.
Bu konuda gerekçe olarak sunulan "Çoğunluk tazminatlarını alamıyor, herkes alsın istiyoruz" savunularına karşı Ücret Garanti Fonu gibi "Kıdem Tazminatı Garanti Fonu" kurarak bu sorunun çözümlenebileceğini hep belirttik. Ama bu iddiaya sarılan abrakadabracıların amacı aslında herkes tazminat alsın değil de "Herkesin ağzına bir parmak bal sürüp bu işi kapatalım" güdüsü olduğu için onlara da bizim köklü çözümümüz hiç cazip gelmedi.
13 yıldır ülkeyi yöneten iktidar bu konuda onlarca defa yasa tasarısı ısıtıp ısıtıp gündeme sundu. Medya alanındaki onca savunucusuna rağmen nihai adımı atmadı, atamadı.
HAVUZ CAZİP KAYNAK
Son tasarılarda görüldü ki, artık bu işten nemalanmak isteyen irade havuz oluşturup, havuzu en az 10 yıl tepe tepe kullanmak derdinde. Öyle ki artık üçlü sacayağındaki işveren de hükümetin tasarrufundan huylandı.
Öyle ki aylık maksimum yüzde 3’lük kesinti oranıyla alınacak kıdem tazminatı fon kesintisi, eskiye göre üçte bire inmiş oluyordu. Buna rağmen işveren de tasarıyı beğenmedi, çünkü miktar azalsa da işçi çalışmaya devam ediyorken iktidarın kullanması için havuza peşin peşin para aktarmak zoruna gidiyordu.
Havuzcuların derdi Tasarruf Teşvik Fonu gibi Konut Edindirme Fonu gibi primleri tepe tepe kullanıp sonunda buharlaştıracakları bir havuz oluşturma olduğu için medyadaki lejyonerleri aracılığıyla bunu çalışanın lehinde bir değişiklikmiş gibi sunmalarını anlıyoruz. Fakat karayı ak göstermekte mahir bu güruhun çok önemli bir çelişkisi var. O da çalışan vatandaş için çok faydalı (!) olduğu lanse ettikleri bu yasa değişikliği çabasını seçimlerden önce değil de hep seçimlerden sonra gündeme getiriyorlar. Tasarı onlarca defa gündeme gelse de hiç seçime yakın zamanda gündeme gelmiş değil.
OY GETİRİR Mİ?
Bir an için söylediklerine kendilerinin inandığını varsayalım. 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce de bu vatandaşa çok faydalı tasarıyı meydanlarda göremedik, duyamadık. Bu seçimde istendiği gibi tecelli etmediği için beğenilmeyen millet iradesinin yeniden seçime sürüklenmesi sonucu gideceğimiz (belki de gidemeyeceğimiz) 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi bu faydalı değişikliğin yeniden getirilmesine çalışmak Kıdem Tazminatı Tasarısı savunucularından beklenmesi gereken bir hareket değil midir? Çalışanlar için çok faydalı ise oy da getirmez mi iktidara?
Yoksa öyle değil de "Kıdem Tazminatı Fonu çok iyidir, hoştur" derken kendileri de buna inanmıyor ve halkı bilerek aldatmaya çalışıyor, numara mı yapıyorlardı? Ya da acaba 7 Haziran seçimlerindeki milli iradeyi beğenmeyenler Kıdem Fonu müjdesi (!) ile çalışanları sobelemek için 1 Kasım’da istedikleri gibi bir sonuç çıkmasını mı bekliyorlar?
*****
DOĞUM NEDENİYLE AYRILIRSAM TAZMİNATIMI ALABİLİR MİYİM?
Ali Bey, 2002 Şubat ayında ilk sigortam başladı ve halen 4 bin 700 prim günüm var. Şu an çalıştığım iş yerine 2005 Eylül ayında girdim. 10 senemi doldurmuş oluyorum. Eylül ayının 15’inde ilkokula başlayacak kızıma bakmak amacıyla işten ayrılmam gerekiyor. Ben tazminatımı almak istiyorum ama yasal olarak bir hakkım var mıdır? (Elcan Çavuş)
Sayın okurum, çocuğa bakmak veya doğum yapmak nedeniyle işçinin iş akdini tazminatlı olarak fesih hakkı yasalarımızda maalesef düzenlenmemiş bulunuyor. Üstelik sigorta başlangıcınızın 08.09.1999’dan sonra olması nedeniyle 15 yıl ve 3 bin 600 günle emeklilik hakkınız da olmadığından 15 yıl ve 3 bin 600 gün şartlarını doldurma gerekçesiyle tazminatlı fesih hakkınız da bulunmuyor.