Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
03 Haziran 2015
SEÇİME DOĞRU EKONOMİ

Genel seçimlere dört gün kaldı. Seçime doğru AKP’nin 2003’ten bu yana ekonomi alanında elde ettiği sonuçları ve Türkiye’nin 2015 itibarıyla iktisadi konumunu bir kez daha anımsamanın önemli olacağını düşünüyorum.

SEÇİME DOĞRU EKONOMİ

Genel seçimlere dört gün kaldı. Seçime doğru AKP’nin 2003’ten bu yana ekonomi alanında elde ettiği sonuçları ve Türkiye’nin 2015 itibarıyla iktisadi konumunu bir kez daha anımsamanın önemli olacağını düşünüyorum. 

2003-2014 arasında Türkiye ekonomisinin ortalama yıllık büyüme hızı yüzde 4.7 olarak gerçekleşti. Söz konusu oran, hatası- sevabıyla tüm Cumhuriyet dönemi büyüme ortalaması olan yüzde 4.9’un altındadır. “Ekonomik büyüme mucizesi” söylemlerinin bu seçimde yer alamayacağı açıktır. 

Türkiye’de 2008 küresel krize değin 5 senelik dönemde ortalama reel faizler yüzde 11.8 düzeyinde olmuştur. Yüksek reel faiz politikası AKP ekonomi idaresinin ana kurgusu olarak sürdürülmüş; bu sayede küresel piyasalardan yüksek hacimli sıcak para akımları Türkiye’ye çekilebilmiştir. Özendirilen spekülatif sıcak para girişleri sayesinde dövizin TL fiyatı ucuz tutulabilmiş, Türkiye bir ucuz ithalat cennetine dönüştürülmüştür. Oluşan dış açık borçlanma yoluyla kapatılabilmiş ve Türkiye’nin 2003 başında 129 milyar dolar olan toplam dış borç stoku, 2014 sonuna gelindiğinde 3 misli artarak 403 milyar dolara çıkmıştır. 

Dış kırılganlık derinleşirken ulusal sanayinin ithalat bağımlılığı artmış, ithalat baskısıyla birlikte ara malı ve yatırım malları sanayileri çökertilmiş ve sanayinin milli gelirden aldığı pay yüzde 25’ten yüzde 16’ya gerilemiştir. 

Gelir dağılımındaki bozulma, bir sadaka sistemine dönüştürülmüş olan “sosyal yardım” programları ile yamanmaya çalışılmış; ancak sürekli olarak yoksulluk ve işsizlik üreten bu spekülatif büyüme süreci yoksullukla mücadelede kalıcı bir başarı elde edememiştir. TÜİK verilerine göre 2013 itibarıyla yoksulluk sınırında, aylık geliri 579 TL’den az olan 21.9 milyon; aylık geliri 330 TL’den az olan 6.7 milyon kişi bulunmaktadır. 

1980 sonrasında uygulanmasına hız verilen neoliberal politikalar sonucunda sağlık ve eğitim hizmetleri birer ticari metaya dönüştürülmüş, “orta sınıfların” kendilerini yeniden üretebilmelerinin en önemli aracı olan sağlık ve eğitim olanakları kısıtlanmıştır. Türk Tabipleri Birliği verilerine göre Türkiye’de 2012 yılında gerçekleşen 72 milyar 820 milyon TL toplam sağlık harcamasının yüzde 79.5’i, yani 57 milyar 892 milyon lirası şahıslar tarafından sağlanmıştır. Kişi başına yıllık 1.009 TL olan sağlık harcamasının, 785 lirası kişilerin kendileri tarafından yapılırken yalnızca 224 TL’si devlet tarafından karşılanmıştır. 

Diğer yandan, OECD verilerine göre ilköğretimde öğrenci başına toplam 1.860 dolarlık eğitim harcaması ile Türkiye, OECD’de 7.974 dolar olan ilkokul eğitim harcaması ortalaması ile karşılaştırıldığında, son sırada yer almaktadır. Orta öğretimde ise Türkiye’de öğrenci başına eğitim harcaması 2.470 dolar düzeyinde iken, aynı rakam OECD’de 9.014 dolara ulaşmaktadır. 15-29 yaş arası “genç” nüfus içerisinde eğitimde bulunan kişiler sadece yüzde 32 iken aynı oran OECD’de yüzde 47’ye çıkmaktadır. 

Gözlem ve veriler çoğaltılabilir: Sürdürülemez enerji politikaları, “önce inşaat sonra çevre” anlayışıyla katmerlenen çevre sorunları, üçüncü dünya kapitalizminin kaçınılmaz iş cinayetleri… Bunları teker teker sıralamak elbette bir köşe yazısının sınırlarını zorlayacaktır.

 

***

 

Bütün bu gözlemlere dayanarak yazımızı daha evvelce bu satırlarda vurguladığımız bir özet aracılığıyla sonuçlandıralım: 2008 öncesine değin küresel piyasalarda ucuz döviz bolluğuna aldanarak, yüksek faiz aracılığıyla yurtiçine çektiği sıcak para akımlarının büyüsüne kapılan AKP ekonomi idaresi, şimdi çareyi imar rantlarına ve inşaat sektörünün kârlarına dayandırılan yeni bir sanal büyüme öyküsünde aramaktadır. Ancak, bugüne değin olağan dışı tempoda dış borçlanma sayesinde yaratılan makyajlanmış ekonomik başarı masalının temelleri artık çökmüştür. 

Geçen haftaki yazımda geçen otomotiv fabrikalarındaki sömürü oranı hesaplamalarının kaynağını bir ihmalim nedeniyle yanlış göstermişim. Söz konusu verilerin değerli çalışma arkadaşım Profesör Ahmet Tonak tarafından gerçekleştirildiğini öğrendim. Bu ihmalim için kendisinden özür diliyor, emekleri ve hoşgörüsü için kendisine ayrıca teşekkürü borç biliyorum. Ahmet Hoca’nın verilerine daha ayrıntılı biçimde sendika.org sitesinden veya http://bit. ly/1Gw8zJe adresinden ulaşılabilir.

DİĞER HABERLER
EN BÜYÜK EMANET CUMHURİYET!
EN BÜYÜK EMANET CUMHURİYET!

İşgal altındaki topraklardan bağımsız bir ülke, ümmet olan topluluktan millet, padişahlıktan millet egemenliği yaratan sistemin adıdır; Cumhuriyet.

DAHA AZ SOSYAL HARCAMA, DAHA ÇOK VERGİ: BÜTÇENİN ŞİFRELERİ!
DAHA AZ SOSYAL HARCAMA, DAHA ÇOK VERGİ: BÜTÇENİN ŞİFRELERİ!

2025 bütçesinde ‘daha az sosyal harcama ve daha çok vergi’ var. Sosyal harcamalar kısılırken daha çok vergi toplanması hedefleniyor. Bütçe gelir bölüşümünü iyileştirmek bir yana, daha da bozacak özelliklere sahip.

ÜCRETLİLER HER YIL DAHA YÜKSEK VERGİ ÖDÜYOR
ÜCRETLİLER HER YIL DAHA YÜKSEK VERGİ ÖDÜYOR

Türk-İş, vergi konusundaki mevcut sorunlar ile bu sorunlara çözüm önerilerini içeren bir rapor hazırladı.

POLONEZ İŞÇİLERİ PASTAYI KESTİ MÜCADELEYİ YÜKSELTTİ
POLONEZ İŞÇİLERİ PASTAYI KESTİ MÜCADELEYİ YÜKSELTTİ

Mücadelelerinin 100’üncü günlerini pastayla, halaylarla kutlayan Polonez işçileri, Çarşamba günü Kocaeli Şekerpınar’da kurulu Bifet fabrikası önünde açıklama yapacaklarını duyurdu. İşçiler kararlılık mesajı verdi.