SENDİKALARDAKİ KADINLAR ÖRGÜTLENMEYİ TARTIŞTI
Sendikalı Kadın Buluşması
Sendikalardaki kadınlar örgütlenmeyi tartıştı
Kadın işçilerin taleplerinin, sorunlarının ve özlemlerinin 8 Mart etkinliklerine sığdırıldığı sendikal örgütlenmelerde, kimi kadınlar sıranın dışına çıkmak ve sendikalardaki erkek egemenliğini yıkmak için özel çabalar harcıyor. Sendikalı kadınlar, 8 Mart’dan sonra yaptıkları ilk etkinlikte kadın örgütlenmesi sorunlarıyla çıkışın yol ve yöntemlerini tartıştı.
Etkin Haber Ajansı / 29 Mayıs 2010 Cumartesi, 19:47
İSTANBUL- 8 Mart’ın 100. yılında "Sendikalı kadın buluşması" düzenleyen Türk-İş’e bağlı sendikalara üye kadınlar, bu kez "Sendikalarda kadın sorunları ve kadın örgütlenmesi" atölye çalışmasında bir araya geldi.
Tek Gıda-İş Genel Merkezi’nde yapılan toplantıya, Petrol-İş, Tek Gıda-İş, Deri-İş, TOLEYİS, Hava-İş, Belediye-İş sendikalarına üye kadınlar ile Sendikalı Kadın İletişim Grubu ve Kadın Emeği Çalışanları katıldı.
Sendika bürokrasisine karşı iletişimde resmi biçimin dışında bir yöntemle buluşan kadınlar, iş yerlerindeki ve sendikalarda hakim olan erkek egemen anlayışa karşı tartışma yürüttü.
TAKSİM GİBİ SENDİKA YÖNETİMLERİNİ DE KOPARIP ALMALIYIZ
Sendikalarının, kadın üyelerinin yaşadıkları sorunlara duyarsız kaldığı, şube yöneticilerinin "komisyon kuralım" önerisine "zaten kaç kadınsınız ki" diye yanıtlar verebildiğini anlatan kadınlar, "Emekçilerin Taksim’i koparıp alması gibi bizler de sendika yönetimlerini koparıp almalıyız" dedi.
MOBİNGE KARŞI DAVA AÇIN
İTÜ İşletme Fakültesi Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kadriye Bakırcı, "İş yerinde Baskı ve Denetim Mekanizması Olarak Mobing" üzerine bir sunum yaptı. Bakırcı, Mobingin, iş yerlerinde ayrımcılık, kayırmacılık, taciz, takibe alma gibi yöntemlerle psikolojik yıldırma, yıldırıp istifaya zorlama ya da boyun eğdirme şeklinde yaşandığını belirtti. Bakırcı, Mobinge çoğunlukla kadınların maruz kaldığını söyleyerek, "İktidarı elinde bulunduranlar iktidarda olmayanları yıldırmaya çalışıyor" dedi.
Örgütlü olmanın, Mobinge karşı caydırıcılığı olduğunu söyleyen Bakırcı, "Örgütlüyseniz, örgütünüz yanınızdaysa bu sorunları ya daha az yaşarsınız ya da örgütünüz buna karşı gerekli tavrı alabilir" dedi.
Mobingle karşılaşılan durumlarda, işverene karşı, ‘Gözetme borcunu yerine getirmiyor’ diye, Mobing uygulayanlara da, kişisel olarak dava açılabileceğini ifade eden Kadriye Bakırcı ayrıca, farklı durumlara karşı da maddi-manevi tazminat davası, işe iade davası, ceza davası, eziyet, intihara yönlendirme, tehdit, şantaj, sendikal hakların engellenmesinden de davalar açılabileceğini hatırlattı.
Doç. Bakırcı, Mobingin ispatlanabilmesi konusunda "günlük tutmanın" önemli olduğunu söyledi, "Yargıtay, birbiriyle çelişmeyen ifadeleri göz önünde bulunduruyor. Bu sebeple neler yaşandı, kimler vardı, kim duydu, hangi duyguları yaşadınız, gün ve saatiyle ayrıntılı not edilmelidir" dedi.
FARKLI BİR STRATEJİYE YÖNELMEK GEREKİYOR
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Betül Urhan ise "Sendikalar içinde Kadınların Sesi: Kadın Yapıları ve Kadın Örgütlenmeleri" üzerine tartışma yürüttü.
Urhan, sendikaların bugüne kadar kadınların örgütlenme sorunları ile ilgili sayısız kurultaylar gerçekleştirdiğini, her defasında yeni kararlar aldığını ancak bu kararların yerine getirilmediğini belirtti. Farklı bir stratejiye yönelmek gerektiğinin altını çizen Urhan, "Sorunlar benzer ama ne yapılması gerektiği konuşulmalı ve tüzüksel kuruluşlar haline getirilmeli" dedi.
Kadınların sendikalarla ilişkilerinin zayıf olduğunu söyleyen Urhan, çoğu zaman kadının sendikalar içerisinde erkekleştiğini savundu.
Betül Urhan, ayrıca çalışan kadınların farklı modellerde örgütlenmeye başladığının altını çizdi, "Ev-Ek-Sen gibi sadece kadınların üye olduğu sendikalar, karma sendikalar ve sendikalardan ayrı enformal örgütlenmeler içerisinde bulunabiliyorlar" dedi.
"Asıl önemli olan, kadınların sendikalar içinde neler yaptığı ve nasıl konumlandığı" diyen Urhan, kadınların sorunlarını kendilerinin çözebileceğine işaret etti. Urhan, örneğin kreş sorununda sendikacı erkeklerin, "Sosyal devlet gereğini yerine getirmeli" diyerek işi üstlerinden atmaya çalıştıklarını belirtti, "Tatil için misafirhaneler, oteller yapılabiliyorsa, kadınlar için sendikalarda kreşler de olmalı" dedi.
"Serbest kürsü" bölümünde konuşan sendika üyesi kadınlar ise sendikalarda yönetici olma hayallerinin; işi, çocuğu ve zamanı düşününce suya düştüğünü tartıştı. Sendikalardaki erkek egemenlik nedeniyle temsilcilik hayali bile kuramadıklarını ifade eden kadınlar, "Yöneticilik hayali kurmak daha zor" dedi. Tartışmaların verimli geçtiği atölye çalışmasında, sendika bürokrasisine karşı, iletişimde resmi biçimin dışında bir yöntemle buluşmanın sürdürülmesi ve sendika içerisinde özgün kadın grupları oluşturarak çalışma yürütme fikirleri ortaklaştırıldı.