Hiçbir konuda anlaşamayan, ortak davranamayan sendikacılar bari asgari ücret konusunda anayasanın 34. maddesinde düzenlenen gösteri yürüyüşü hakkını kullanmalı ve barışçı amaçla siyasal ağırlığını, eğer varsa, ortaya koyarak asgari ücretin insanlık onuruna yakışan bir düzeyde belirlenmesini sağlamalıdır.
Asgari ücret sorunu ülkemizde 8.5 milyon insanı ilgilendiren çok önemli bir konudur.Asgari ücret 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre asgari ücret işçinin ekonomik ve sosyal durumunun düzenlenmesi için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir. Bu tanımın iki önemli yanlışı vardır.
Birincisi asgari ücret işçinin ekonomik ve sosyal durumunu düzenlemek için belirlenmekte ve ailesi kesinlikle dikkate alınmamaktadır. Oysa nasıl 16 yaşından küçükler için ayrı asgari ücret belirlenmekte ise evli ve bekâr işçiler içinde ayrı asgari ücret belirlenmelidir.
Ekonomik ve sosyal koşullar
İkincisi en geç iki yılda bir ibaresi yanlıştır. Buna ekonomik ve sosyal koşullar gerektiriyorsa daha önce ama en geç…cümlesi eklenmelidir. Yasanın 39. maddesinin yazılış biçimi ciddi haksızlık ve sosyal ve ekoomik dengesizlik yaratmaktadır. Mutlaka değiştirilmelidir. Evli işçinin yaşam sorumluluğu sadece kendisi için değil ailesi için de vardır ve ücret bu gerçeği göze alarak düzenlenmelidir.
İki yıl uzun bir süredir.
Ekonominin dinamikleri çok çabuk değişebilmekte ve enflasyonist baskılar işçinin asgari ücretini anlamsız kılabilmektedir.
Devlet sahip çıkamıyor
Asgari ücret sorununun çok başka ve fevkalâde önemli bir boyutu var. Devletin asgari ücreti hakça belirlemesinin yanında kanunun gereğinin yerine getirilmesini başka deyişle uygulanmasını sağlamak zorundadır. Merkez Bankası’nın 2017’de mikro verileri kullanarak yaptırdığı Hane Halkı İşgücü Anketi, devletin yasalarına sahip çıkamayan laçka bir devlet olduğunu ortaya koymuştur.
Anketin sonuçlarına göre ülkemizde ücret ve yevmiye ile çalışan 18.9 milyon insan var ve bunların 6.7 milyonu asgari ücretle çalışıyor. İşin kötüsü 2017 yılında 1.8 milyon kişi asgari ücretin altında çalıştırılmakta ve devlet buna seyirci kalmaktadır. Bu demektir ki bugün ülkemizde en az 8.5 milyon işçinin asgari ücret sorunu vardır. Bugün bu sayı mutlaka daha da artmıştır.
Emek hırsızlarını denetleyememesi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile AKP için büyük ve affedilemez bir ayıptır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda hükümet, işverenler ve işçiler temsil edilmektedir.
Bugüne kadar hükümetler hep işveren temsilcileri ile birlikte hareket ederek asgari ücreti düşük tespit etme yoluna gitmiş ve hiçbir dönemde işçi temsilcilerinin istediği olmamıştır. Bu defa da aynı şey olacak ve işverenlerin isteği sonucu belirleyecektir. Bunun nedeni açıktır çünkü AKP hükümeti daha önceki hükümetlerden çok daha fazla işçiye karşı ve işveren çıkarlarının yanındadır.
İşçinin siyasal birliği yok
Bunun nedeni açıktır: işçinin gazetesi, televizyonu, radyosu ve hepsinden önemlisi ideolojik, siyasal birliği yoktur.. İşçinin sığınacağı bir tek Allahı var onu da AKP çok güzel kullanmaktadır.
Hiçbir konuda anlaşamayan, ortak davranamayan ey sendikacılar bari asgari ücret konusunda anayasanın 34. maddesinde düzenlenen gösteri yürüyüşü hakkını kullanmalı ve barışçı amaçla siyasal ağırlığını, eğer varsa, ortaya koyarak asgari ücretin insanlık onuruna yakışan bir düzeyde belirlenmesini sağlamalıdır.