SENİDİKAL DÖNÜŞÜME DİNAMİZM KAZANDIRMAK
Sendikal konferans ya da sendika-işçi kurultayı gibi adlar altında düzenlenmesine hazırlanılan toplantıların gündemleri tartışılıyor.
Gündemlere bakınca; "metal işkolundakl sözleşme görüşmelerinin sonınlannın" tartışılmasından memurların grev hakkına, "parasız eğitim ve sağlık"an Türkiye’nin demokratikleşmesine çok sayıda gündem başlığının olduğu görülüyor. Bu toplantılar ve tartışmalar yayıldıkça daha yerel konuların gündeme alınması taleplerinin geleceği de bir gerçektir. Hatta mevcut sorunların büyüklüğü ve sendikal hareketin egemen güçler ve sendikal bürokrasi tarafından kıstırıldığı köşenin özellikleri dikkate alındığında, birkaç işyerindeki sorunlar bile böyle bir toplantının bütün gündemini oluşturabilir. Ancak şu da bir gerçek ki, bu konferans ve kurultaylar beli bir amaca hizmet etmek üzere yapılmak istenmektedir ve bu yüzden de gündemde "her sorunun olması" olanaklı da değildir, doğru da ! Dahası yerel ve güncel bakımından en sıcak sorunlar (elbette konferanslarda sözü edilecektir) bu amacın üstünü ö cek biçimde öne çıkmamalıdır. Bu yaklaşımdan bakıldığında düzenlenecek konferans ve ku rultayların gündemleri belirlenirken şu temel ölçütler gözden kaçırılmamak durumundadır: 1-) Havzadaki işyerlerindeki işçiler arasında; a-) Sendika ve işkolu kırkı gözetmeksizin birlik ve dayanışmanın geliştirilmesi, b-) Yerel sendika şubeleri arasında birlik ve dayanışmanın geliştirilmesi ve yerel bir platform oluşturulması (var olan sen kal birlik ve platformların genişletilip etkinliğin artırılması) ko nusunda kararlar alınması. Kısacası yerel emek mücadelesinin merkezileştirilmesi için adımlar atılması doğrultusunda kararların alınması. Metal işçilerin TİS mücadelesinin tüm diğer sektörler tarafından desteklenmesi, bu desteğin yerel özelliklerine göre nasıl anlamlı olaca ğı, yine kamu emekçilerinin grev hakkı mücadelesinin nasıl destekleneceği bu çerçevede önem kazanacaktır. 2-) Sendikal hareketin bugün kıstırıldığı köşeden çıkıp ayaı lar üstüne kalkması için nasıl sendikalara ihtiyacımız olduğun dan kalkarak; sendikaların yeniden inşası ve sendikal hareketin mücadeleci bir çizgiye çekilmesi ve sendikal bürokrasinin sendikalardaki etkinliğinin kırılması için gerekli kararların alınması çok önemlidir. Sendikacıların aldığı ücretin işkolundakl en yüksek ücreti aşmaması gerektiğinden, sendikanın hesapların şeffaf laştırılıp işçilerin her an denetimine açık olmalıdır. Sendika yö neticilerinin işçilerden kopmayan bir yaşamı benimsemesi, sendikanın sendikacının bürosu değil "işçinin evi" olması için gerekli değişim için kararlar alınması; işçi sendika ilişkisinin, (k, mu emekçisi-sendikacı ilişkilerinin) nasıl olması gerektiğine da, gerekli kararların alınarak sendika ve işçi camiasına duyurul ması, …belirleyici olacaktır. 3-) Bu konferans ve kurultayların son tahlilde, bir sendikal dönüşüme, sendikaların yeniden örgütlenmesine hizmet eder bir biçimde düzenlenmesi, tartışmaların bu merkezde geliştirilmesi en başta ileri işçilerin, kamu emekçilerinin, sınıftan yana, sendikalarda gerçek bir dönüşümü isteyen her sendikadan ve siyasi görüşten sendikacıların sorumluluğunda olmak durumundadır. Şu çok açıktır ki; bugün Türkiye’de hiçbir sendikacı sendikaların bugünkü; derbederliğinden, etkisiz ve itibar yitimine uğramış olmasından hoşnut değildir. Yine sendikacıların çoğununu işçiyle hem yaşam tarzı hem de düşünsel ve duygusal bakımdan bir ilgisinin kalmamış olmasından da sendikacıların çok büyük çoğunluğu hoşnut değildir. Ne var ki var olan durumu değiştirmek gerektiğinden söz edilse bile, bu durumu değiştirecek önlemlerin alınmasından, sendikal yapıların demokratikleştirilmesi ve tabanın isteklerinin sendikalara yansıması ve sendika yöneticilerinin işçi yaşantısın içine dönmeleri gibi önlemler söz konusu olduğunda telaşa ka pılmaktadırlar. Bu kurultay ve konferanslar bu dönüşüm için ileri işçi ve k, mu emekçisi kesimlerinin işçileri ve kamu emekçilerini ortak fikirler {kararlar) etrafında birleştirip; sendikalarda böyle bir dönüşüme dinamizm kazandırmanın dayanağı oldukları ölçüde bi anlam kazanacaklardır.
İ. SABRİ DURMAZ