SİYASET İŞÇİYE NEDEN UZAK
Günümüzde işçi sınıfının önemli bir kesimi doğal yandaşı olması gereken sol partiler yerine AKP´ye oy vermektedir. Bunun nedeni açıktır ve bu olgu siyasetin işçi sınıfına uzak durmasından kaynaklanmaktadır.
AKP özgür sendikacılığı yok edip yerine biat sendikacılığını kurmak için işçi hareketimizi ikili bir kıskaç içine almak üzeredir. Toplu İş İlişkileri Yasa Taslağı Nisan ayı içinde yasalaşacak ve hükümetin toplu sözleşme yetki sorununu gene Çalışma Bakanlığında tutarak yandaş sendika yaratma çabalannı sürdürecektir. Grev hakkı sadece toplu görüşmelerde doğacak uyuşmazlıkla sınırlandırdığından Anayasa’dan kaldınlan grev yasakları aynen devam edecektir.
Öte yandan işverenlerin içte ve dışta rekabet edebilmeleri için tek engel görülen yüksek işçi maliyetleri Ulusal İstihdam Strateji Belgesi’nde belirtilen esaslara göre güvencesiz istihdamın yaygınlaştırılması ile azaltılacak ve işçilerin sendika üyesi olmasının önü kesilecektir. Sendikalann üyelerine ve işçilere siyasal bilinç vermekten kaçınması ve siyasi partilerin işçiye uzak durması AKP’yi cesaretlendiren temel iki nedendir. Bu yazı ile siyasetin işçiye uzaklığını vurgulamak istiyoruz.
Ülkemiz siyasetinin temel motifi lider siyasetidir. Oysa liderin kendini değil sosyo-ekonomik politikalar üreten kadroları öne çıkanlmalıdır. Parti politikası liderin Başbakan ile kısır tartışması yerine umutsuz çoğunluğa umut olacak somut projelerin üretilmesi ile oluşturulmalıdır.
Örneğin CHP’deki yönetim değişikliği 16 aydır hiçbir olumlu projeyi kamuoyu ile paylaşamamış, hiçbir tutarlı eylemde bulunamamıştır. Yönetim yok edilen parti içi demokrasinin getireceği taban baskısından uzak tutulunca parti birkaç kişinin öngörüsüne göre yönetilmeye başlanmış ve temel ilkelerinde çok vahim bir eksen kayması yaşamıştır.
CHP’nin 2011 seçiminden bu yana kamuoyu desteğini yitirmesi, oy oranının yüzde 20 dolaylarına gerilemesi yapılan yanlışların sonucudur. CHP kurmaylannın yaptığı temel bir yanlış da partinin çalışan kesimle kuramadığı ilişki ile ilgilidir. Kılıçdaroğlu tarım kesimi temsilcilerinin toplantısında yaptığı konuşmada," CHP işçileri koruyor ama işçiler AKP’ye destek veriyor" demiştir.
Bu saptama doğrudur ve günümüzde işçi sınıfının önemli bir kesimi doğal yandaşı olması gereken sol partiler yerine AKP’ye oy vermektedir. Bunun nedeni açıktır ve bu olgu siyasetin işçi sınıfına uzak durmasından kaynaklanmaktadır. CHP, Meclis’teki diğer partiler gibi, çalışan insana yabancılaşmıştır.
Israrla önerdiğimiz, bu konuda raporlar yazıp genel başkana sunduğumuz, sözlü olarak da anlattığımız emek bürolan kurulması konusu, MYK’da karar alındığı halde bir türlü yaşama geçirilememiştir. CHP kendisine gelmeyen işçinin ve örgütünün ayağına gitmeli, il ve ilçelerde kuracağı emek büroları ile fabrika kapılarında, işçilerin oturduğu varoşlarda partiyi ve çalışanlar için üreteceği politikaları, iktidar partisinin bu konulardaki yanlışlannı anlatmalıdır.
Bugün iktidar partisi sendikal yasalarda önemli değişiklikler yapmak üzeredir. CHP’nin bu konuda hazırladığı bir alternatif tasansı olduğunu sanmıyoruz. Bugün kamu çalışanları uluslararası normlarla örtüşmeyen bir sendikacılığın tutsağıdır. Güvencesiz çalışma iktidarın politikalan ile alabildiğine yaygınlaşmıştır.
İşçiler kıdem tazminatı, iş yasalannda özel istihdam büroları, esnek çalışma v.s gibi konularda yapılması gereken değişikliklerle ilgili CHP’nin ne gibi hazırlığı olduğunu bilmek istemektedir. CHP’nin bu konularda hazırlığı olduğunu sanmıyoruz. Bu nedenle Genel Başkanlık Emek Sorunları Danışma Kurulu adı altında bir kurul oluşturulmasını ve tüm bu sorunlarla ilgili çalışmalar yapılmasını önerdik ama dikkate alınmadı.
CHP parti içi demokrasiyi kurmak ve yönetimde üyenin egemenliğini sağlamak zorundadır. İkitidar olmak için işçi sınıfı gibi büyük oy potansiyali olan kesimlerle organik bağlar kurmak zorundadır. Bir parti genel başkanı çok gezerek, çok konuşarak partisinin sürekli Başbakanla didişerek oy oranını arttırmaz.
Gelecek için somut sosyal ve ekonomik politikalar üretmek ve emekçilere dönük kadro particiliği yapmak muhalefetin hedefi olmalıdır. Hukukun dibe vurduğu, sendika özgürlüğünün yok edildiği ülkemizde AKP iktidarının değiştirilmesi kaçınılmazdır. Özellikle CHP işçi sınıfı ile organik bağlar kurarak iktidar olmak isteğini kanıtlamahdır. Partinin lideri önümüzdeki yerel seçimler, Cumhurbaşkanı seçimlerinde partinin oylannı iktidar umudu verecek biçimde artıramazsa istifa etmek zorunda kalabileceğini bilmelidir.