SOFRAYA DEĞİL ÇÖPE
Türkiye’deki evsel gıda atığı yılda tahmini 7.7 milyon tonu aşıyor.
Çöpe giden her yemekle birlikte, tarladan sofraya kadar kat edilen serüvende harcanan su, yakıt, enerji, zaman ve işgücü israf olurken küresel ısınmaya da olumsuz etki ediyor.
Dünya nüfusunun 2050’de 10 milyar, Türkiye’nin ise 105 milyon olacağı tahmin ediliyor. Bu nüfusun gıda talebini karşılayabilmek için üretimi bugüne göre yüzde 50, suyu ise yüzde 15 artırmamız gerekiyor. Dünyayı tüketme hızımız gezegenin kendisini yenileme hızından bu denli yüksekken acilen harekete geçilmezse yakın gelecekte insanlık büyük kıtlıkla karşı karşıya kalabilir.
821 milyon kişinin gıdaya ulaşmakta güçlük çektiği, 35 milyon kişininse açlıktan öldüğü gezegenimizde, 2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre; dünya genelinde her yıl toplam 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu da tüketime hazır gıdanın yüzde 17’sinin doğrudan çöpe gittiği anlamına geliyor. Türkiye, her yıl israf ettiği 7.7 milyon tonu aşan gıdayla dünya genelinde en fazla gıdanın israf edildiği ülkeler arasında yer alıyor.
Boston Consulting Group’a (BCG) göre 2030’da gıda atığı miktarı 2.1 milyar tona ve 1.5 trilyon dolar israf tutarına ulaşacağını öngörüyor. BCG’ye göre, gıda israfı bir ülke olsaydı, üçüncü en büyük sera gazı yayıcısı olurdu. Tüm dünyada gıda israfı ve kaybının yıllık karbon ayak izinin 3.3 milyar ton olduğu düşünülüyor ve gıda atıklarının yüzde 61’i mutfaklarımızdan çıkıyor. İnsanların yüzde 20’den fazlası ekmek kuruduğunda, son kullanma tarihi gelmese dahi çöpe attıklarını ifade ediyor. Türkiye’de yıllık gıda israfı, ortalama 10 milyon aracın bir yılda oluşturduğu CO2 emisyonu ile aynı etkiye sahip. Gıdaların yenilebilir hale gelme aşamasına kadar tonlarca litre su kullanılıyor. Çöpe atılan her gıda beraberinde su israfını da getiriyor. Çöpe atılan 1 kg etin yanında 15 bin 500 litre, 1 kg domatesin yanında ise 184 litre su da israf ediliyor.
TONLARCA SU TÜKETİLİYOR
İklim krizi, ormanların giderek azalması, artan tüketimin doğal kaynaklar üzerinde oluşturduğu baskı, hava ve su kaynaklarının kirlenmesi ve biyolojik çeşitliliğin olumsuz etkilendiği dünya kritik eşiğe gidiyor.
Türkiye’de yıllık gıda israfı, ortalama 10 milyon aracın bir yılda oluşturduğu CO2 emisyonu ile aynı etkiye sahip. Gıdaların yenilebilir hale gelme aşamasına kadar tonlarca litre su kullanılıyor. Dolayısıyla çöpe atılan her gıda beraberinde su israfına da yol açmış oluyor. Çöpe atılan 1 kg etin yanında 15 bin 500 litre, 1 kg domatesin yanında ise 184 litre su da israf ediliyor.
YÜZEY SICAKLIĞI ARTIYOR
Türkiye’nin su fakiri ülkeler arasında girmesine bir adım kaldı ve Türkiye 2030’da su fakiri olacak. 2040’larda ise kuraklık nedeniyle kitlesel göçler olacak.
Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli’nin raporuna göre, küresel yüzey sıcaklığı 1970’ten bu yana, son 2000 yıldaki diğer 50 yıllık dönemlerden daha hızlı arttı. İnsan faaliyetleri kesin olarak küresel ısınmaya neden oldu ve küresel yüzey sıcaklığı 2011-2020 yılları arasında endüstriyel sıcaklıkların 1.1 santigrat derecenin üzerine çıktı. Daha fazla ısınma, öngörülemeyen küresel su döngüsü, kuraklık ve yangınlar, yıkıcı seller ve daha yoğun fırtınalara neden oluyor. Fosil yakıt kullanımı küresel ısınmayı büyük ölçüde tetikliyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR İYİLİK PEŞİNDE
Sürdürülebilirlik yönetimi anlayışının temelini şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik ve katılımcılığın oluşturduğuna dikkat çeken Boyner Grup, 2022 raporunu Sürdürülebilir İyilik Modeli başlığı ile yayımladı.
Boyner Grup’un şirketleri ve tüm çalışanlarıyla sürdürülebilir iyilik peşinde olduklarını anlatan Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi Özgür Tokgöz Altun, “Tüm iş yapış biçimimizi sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda hayata geçiriyoruz. Sürdürülebilirlik çalışmalarımıza grup şirketlerimiz ve paydaşlarımızı da dahil ediyor, insan kaynakları politikamız ve sosyal sorumluluk projelerimizi buna göre şekillendiriyoruz” dedi.