SÖZ SIRASI İŞÇİ SINIFINDA
Türk-İş Nerede?´ yazı dizimize gelen yanıtları yayımlıyoruz. İlk olarak, Tek Gıda-İş Sendikası İzmir 1 No.lu Şube Sekreteri İbrahim Bircan´ın görüşlerine yer veriyoruz. Bircan, Türk-İş yönetimi derhal istifa etmeli çağrısı yaptı.
Türk-İş Nerede?’ yazı dizimize gelen yanıtları yayımlıyoruz. İlk olarak, Tek Gıda-İş Sendikası İzmir 1 No.lu Şube SEKRETERİ İbrahim Bircan’ın görüşlerine yer veriyoruz. Bircan, Türk-İş yönetimi derhal istifa etmeli çağrısı yaptı
Bugüne kadar AKP iktidarının 11 yılında Türk-İş yönetiminin seyirci kalarak ortak olduğu Türkiye ve işçi sınıftnm kayıplanm yayımladık. Türk-İş yazı dizimizde bugünden itibaren söz sırası işçide.
‘Türk-İş Nerede?’ sorumuzun yamtlanm yayımlıyoruz. Türk-İş’i işçilerin tartışmasına açarak yeni, ilkeli, mücadeleci bir Türk-İş nasıl kurulurun yanıtını birlikte anyomz. İşte bu arayışın ilk yanıtı: “Gezi Parkı olaylan Cumhuriyet döneminin en büyük halk hareketidir. Ancak bu halk hareketine, ana muhalefet lideri dahil, hiçbir demokratik kitle örgütü başkanı liderlik etme fırsatını kullanamamıştır.
Sesini çıkarmayan Türk-İs
Bu mücadelenin önderi, işçi sınıfı ve onun örgülü olan Türk-İş olmalıydı. İşçi smıftnın beklentisi de budur aslında. Ancak Türk-İş Genel Başkanı Sayın Mustafa Kumlu, bırakın topluma liderlik etmeyi, kendisiyle beraber beş kişilik Türk-İş yönetimine bile liderlik yapamamaktadır. Peki, Kumlu haricindeki diğer dört yönetici ne iş yapar? Onlarında Kumlu’dan aşağı kalır yanı yoktur.
Türk-İş’in son Genel Kurulu’ndan sonra Başkanlar Kumlu’nu toplayamayan, geçmiş yıllarda başta TEKEL olmak üzere birçok kamu kurumu hükümet tarafından yabancılara adeta yok pahasına peşkeş çekilirken sesini dahi çıkarmayan bir yönetimi var. Öyle ki 78 günlük TEKEL eylemi döneminde Türk-İş Başkanı bu ülkenin gündemine oturabilir, işçi sınıfına yön verebilirdi. Oysa Sayın Kumlu ve yönetimi, başbakanın ve hükümetin yanında durmayı tercih ederek, Türk-İş tarihine kara bir leke sürmüşlerdir. Yine ilk kez bu yönetim, “asgari ücret yeterlidir” diye altına imza koyarak, koskoca kurumu Türk kamuoyuna rezil etmiştir.
Koltuk derdindeler
Türk-İş’in 10 sendikası, Türk-İş yönetimini tanımayarak SGBP (Sendikal Güç Birliği Platformu) kurdular. Sadece bu oluşum bile Türk-İş yönetimi açısından utanç meselesidir. Ama onların işçi sınıfı umurlannda değil ve sadece kolluk derdindeler. Son genel kurulda olmayan üyeleri varmış gibi göstererek fazla sayıda deİege çıkarmışlar ve seçime gitmişlerdir.
Daha sonraki dönemde Tekgıda-İş Sendikası delege sahtekârlığından dolayı seçimi yargIya taşımıştır. Bu girdaptan kurtulmaya çalışan Türk-İş yönetimi, Çaykur’daki grev başarısızlığını bahane ederek AKP’li yöneticilerle işbirliği yaparak, Tekgıda-İş yönetimini bölmüş ve üç Tekgıda İş yöneticisi, genel başkanlarını istifaya davet etme cüretinde bulunmuştur. İşin bu tarafı da başlı başına başka bir tartışma konusudur.
Genel Kurul yapılmalı
Türk-İş’teki bu sorun nasıl çözülmeli? Türk-İş yönetimi işçi sınıfına ihanet etmektedir. Derhal olağanüstü genel kural kararı almalı ve şimdiki yöneticilerin tamamı yerini, yüzü işçi tabanına dönük, hükümetin baskısından korkmayacak cesur yöneticilere bırakmalıdır. Peki, bu o kadar kolay mı?
Tabii ki değil, biz tabanda çalışan işçiler, sendikalarımıza sahip çıkmalı, gerçekten sorunlarımızı bilen yöneticileri işbaşına getirmeliyiz. Seçim bittikten sonra da yöneticilerimizi sürekli takip etmeliyiz. Yoksa bu AKP diktatörlüğünde, elimizde kalan son hakkımız olan kıdem tazminatımızı da kaybedecek, ülkenin bir taşeron cenneti haline getirilmesine sadece seyirci kalacak ve bizler de
Türk-İş’i tartışmaya açıyoruz
1- Hükümetin saldırısıyla, işçi sınıfı kazanılmış haklarını kaybediyor ve köleleştiliriyorken, sendikacılar neden susuyor?
2- Hükümet yandaşı olan sendikacının işçiye daha iyi sahip çıkacağı ya da çıktığı doğru mudur?
3- İşçilikten gelen kimi sendika başkanlarının, milyonlarca dolar para ve onlarca bina, arsa ve taşınmaz sahibi olabilmeleri, sizce nasıl mümkün olabilir?
4- Sendika yöneticilerinin hükümetlerin avucuna düşmesi, sendikada yapılan yolsuzluklar yüzünden midir?
5- Türk-İş, hükümetlerin arka bahçesi olmaktan nasıl kurtulur?
6- Türk-İş, işçi sınıfını savunan bir örgüt haline nasıl getirilir?
7- Sendika Genel Kurullarında işçinin etkili olabilmesinin yolu nedir?
8- Türk-İş’in ve bağlı sendikaların, işçi sınıfını ve vatanı savunan örgütler yapılması, tabanın söz ve karar sahibi olacağı sendikalar haline gelmesi nasıl sağlanır?