SUR’U VERENLER TAKSİM’İ İSTEYEMEZLER
Sur´u verenler Taksim´i isteyemezler. Türkiye´den vazgeçenlerin de, Türkiye işçi sınıfına kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Kimse sendikacılık oynamasın.
1 Mayısların ana başlığı hep, "Birlik" olmuştur. Her 1 Mayıs öncesinde de işçi sınıfının gündeminden söz edilir. 1 Mayıs bildirilerinde, mitinglerde bu gündem konuşulsun istenir. Konfederasyon başkanları da eğer Taksim’de kahramancılık oynamıyorlarsa ellerine uzmanlan tarafından hazırlanmış bildiriyi alır, okurlar. Sonra ne mi olur? Biliyorsunuz siz de. Ertesi gün işler, 30 Nisan’da kaldığı yerden devam eder. Bunu kanıksamak adına yazmıyorum. Böyle gelmiş, böyle gider diye de düşünmüyorum. Böyle gitmemesinin koşullan oluşturulmadığı için böyle gittiğinin altını çizmek adına yazıyorum. Böyle gelmiş, böyle gideri değiştirmenin yolu, mevcut konfederasyonlarla ve sendikal yapılarla birliği sağlamak değil!
KİMİNLE DAYANIŞMA ?
Hak-îş, KESK, DİSK, Türk-İş bir araya gelse ne olur? Ya hükümetin eteğinde sendikacılık yapıyorlar, ya PKK’nın yan kuruluşu gibiler ya da sendikal hareketi pasif ize etmenin derdindeler. Taksim ısrarcılan aslında 1977 1 Mayısını anma derdinde değil, hatta 1 Mayıs derdinde de değil. Barış diye bağırarak yaptıktan gürültünün içine şiddeti körüklemeyi saklıyorlar. Hak-İş ise hala ne olduğunun farkında değil. Diyanet İşleri Bakanını çağıracaklarmış 1 Mayıs’a. Ensar Vakfını da unutmamalılar, ne de olsa Diyanet İşleri’nin sponsoru. Belki de Hak-İş adının hakkını veriyor. Dünya işleri ile uğraşıyor ancak o dünya, belli ki bu dünya değil. Bir de Türk-İş var. Bu yıl 1 Mayıs’ı Çanakkale’de kutlayacakmış. Kimsenin vatan konusunda duyarlılığa sözü olamaz; ancak neden bu hassasiyet 1 Mayıs’ta Çanakkale tercihiyle sergileniyor? Teröre ve bölücülüğe en iyi cevap, Türkiye’nin bağrından, vurulduğu yerden verilir. Bence doğru tercih Ankara’dır.
SAMİMİYET SINAVI
Gün artık samimiyet gösterme günüdür. İşçi sınıfının haklan torba torba giderken 1 Mayıs’ta adrenalini yükseltmek için Taksim diyenler, imamları mitinge davet edenler, AKP hükümetiyle birlikte torbanın ucundan tutanlardır. Taksim ancak iktidar olarak çözülür. Sur’u verenler Taksim’i isteyemezler. Türkiye’den vazgeçenlerin de, Türkiye işçi sınıfına kazandıracağı hiçbir şey yoktur. Kimse sendikacılık oynamasın. Torbadan hakları geri almanın yolu birlikten geçer ama o birlik bölücülerle, gericilerle olmaz! Samimiyseniz açıklayın; bu ülkenin gerçek anlamda toprak bütünlüğünden, sınıfın birliğinden, bağımsızlıktan, cumhuriyetten, laiklikten, bilimsellikten, kardeşlikten yana olduğunuzu. O zaman samimiyet sınavından geçer not alabilirsiniz. Ortadaki tablo sizin sendikacı olmadığınızı gösteriyor.
SAHAYA ÇIKMA SIRASI İŞÇİDE
Bu 1 Mayıs’ı da diğerleri gibi karambole getirip ortak ses olmaktan çıkaracaklar, bu artık belli. Artık işçilerin tribünden sahaya inme vakti geldi bence. Ama bu iniş için de önder lazım ve işçi sınıfının önderi olacak sendikacılarımız tüm saldırılara rağmen hala var. Onların harekete geçme zamanı geldi de geçiyor bile. Düdük artık çalsın!
ESİN ERGENÇ / AYDINLIK