TEKEL EYLEMİ AB RAPORUNA GİRDİ
Aziz Çelik köşeyazısında AB İlerleme Raporu´nun sendikal haklar bölümüne değinirken Raporda Tekel işçilerinin sendikal haklarına ilişkin bölüme vurgu yaptı.
AZIZ ÇELİK
Pek ilerleyememişiz! Avrupa Komisyonu, 2010 Türkiye İlerleme Raporu’nu açıkladı.
Rapor, Türkiye’de son bir yılda yaşanan gelişmeleri AB müktesebatı açısından ele alıyor.
Rapora bakılınca bütün "ileri demokrasi" iddialarına rağmen pek ilerleyemediğimiz görülüyor.
Raporda demokratikleşme ve insan hakları konusunda ciddi eleştiriler var. Her yıl olduğu gibi bu yıl da raporda sendikal haklara ilişkin değerlendirmeler yer alıyor.
Hemen belirtmek gerekir ki raporun sendikal haklara ve hak ihlallerine ayırdığı yer oldukça yetersiz ve değerlendirmeler önemli eksiklikler içeriyor.
Ancak yetersiz ve eksik de olsa raporda yer atan değerlendirmeler sendikal hakların önemli kısıtlamalarla karşı karşıya olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Rapor, anayasa değişikliklerine rağmen Türkiye’deki sendikal hakların ILO sözleşmeleri ve AB müktesebatı ile uyumlu olmadığının altını birkaç kez çiziyor.
Anayasa değişikliklerinin kamu sektöründe sendikal hakları geliştirdiği iddiasına yer verilen raporda buna rağmen mevcut yasal çerçevedeki kısıtlayıcı
düzenlemelerin uluslararası normlarla uyumsuzluğu vurgulanıyor. Anayasa paketinin memurlara grev hakkı tanımadığı raporda birkaç kez vurgulanarak eleştiriliyor,
işçilerin ve kamu görevlilerinin örgütlenme, toplu pazarlık ve toplu eylem haklarına ilişkin yasal çerçevenin kısıtlayıcı olduğu vurgulanan raporda çalışma mevzuatının
AB standartları ve ILO sözleşmeleri ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
ILO’nun işçi ve işveren temsilcilerinden oluşan iki taraflı üst düzey komisyonunun sendikal mevzuat uyumu konusunda herhangi bir ilerleme saptayamadığı ve hükümeti
uluslararası sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdığı, raporun bir diğer saptaması. Rapor ayrıca çalışma hukukuyla ilgili AB mevzuatının iç hukuka aktarılması konusunda
ilerleme sağlanamadığını belirtiyor. Bir diğer eleştiri ise toplusözleşme kapsamı konusunda. Raporda Türkiye’de toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısının oldukça düşük olduğu 23,5 milyon istihdama karşılık sadece 767 bin çalışanın toplu iş sözleşmelerinden yararlanabildiği vurgulanıyor. Ancak bu önemli saptamalara karşın rapor önemli eksiklikler içeriyor.Rapor Anayasa değişikliklerini sağlıklı değerlendirmiyor, memurların toplusözleşme hakkına kavuştuğunu iddia ediyor. Bu yaklaşım ile sendikal hakların bölünmezliği ilkesini göz ardı ediliyor.
Raporda TEKEL işçilerinin eylemine yer verilerek özelleştirme sonrası geçici istihdam edilen işçilerin sendikal haklarına ilişkin sorunlara dikkat çekiliyor.
Ancak diğer sendikal hak ihlallerinden örneklere yer verilmiyor. Örneğin Emekli-Sen’in kapatılması raporda yer almıyor. Rapor siyasi grev, genel grev, işyeri işgali ve iş yavaşlatma yasağının kaldırıldığından söz ediyor. Ancak bu konuda devam eden yasal sınırlamaları göz ardı ediyor. Raporun bir diğer özensiz saptaması ise aynı anda ve aynı işkolunda birden çok sendikaya üye olmanın mümkün olduğu şeklindeki değerlendirme. Oysa bu konuda sadece anayasal yasak kalkmış durumda. Yasalardaki yasak devam ediyor. 2010 ilerleme Raporu’na bakınca sosyal politika ve istihdama ilişkin 19. Başlığın müzakereye açılmasının oldukça zor olduğu görülüyor.
TÜRKAN ALBAYRAK’IN GÖSTERDİĞİ
Sendikal nedenle işten atıldığı Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde 7 günü açlık grevi olmak üzere 118 gün boyunca direnen Türkan Albayrak direnerek, kazandı: işine geri döndü. Türkan Hanım’ın 118 günlük direnişi haksızlığa karşı insan onurunun ve iradesinin yeni bir örneği oldu. Haksızlığa, adaletsizliğe karşı direnerek kazanmanın mümkün olduğunu gösterdi Albayrak. Su damlalarının ısrarı ve sürekliği taşları delebilirmiş. Bir kez daha gördük.
Türkan Albayrak yıllar sonra Paşabahçe’ye tekrar işçi direncini ve onurunu geri getirdi. Teşekkürler Türkan Albayrak. Geçen hafta yazdığım "TBMM İnsan Hakları Komisyonu Paşabahçe’ye" başlıklı yazım üzerine Komisyon Başkanı Prof. Dr. Zafer Üskül iki kez arayarak konuyla ilgilendiğini ve çözüme ulaşmak için kendisinin de çaba harcadığını belirtti. Zafer Üskül Hoca’ya konuya duyarlılığı nedeniyle teşekkür ediyorum.
Kaynak:Birgün Gazetesi