Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ANADOLU ETAP
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
07 Ağustos 2015
TÜİK’İN MATRAK SAYILARI…

Kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem. Elbette bu yazıya konu olacak TÜİK çalışanlarının da. Ama bilenler bilir; 15 yıldan fazladır bu TÜİK’in gelir dağılımı ve onunla ilintili tüketim harcamaları ve buradan türetilen yoksulluk sayılarına takmış vaziyetteyim.

TÜİK’İN MATRAK SAYILARI…

Kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem. Elbette bu yazıya konu olacak TÜİK çalışanlarının da. Ama bilenler bilir; 15 yıldan fazladır bu TÜİK’in gelir dağılımı ve onunla ilintili tüketim harcamaları ve buradan türetilen yoksulluk sayılarına takmış vaziyetteyim. Takmakta da haksız olduğumu kimse söyleyemez. Çünkü bu datalar, ülkedeki sosyal eşitsizliği, adaletsizliği resmeden ve içeriye, dışarıya anons eden sayılar. Gerçekliği sergilemedikleri sürece de takmaya devam edeceğim bilinsin.

YANLIŞ HAFRİYAT…

Yine bilenler bilir; burada mesele yöntem sorunudur. Gerçekliği ortaya çıkarmak için yapılan hafriyatta başlamaktadır mesele. TÜİK, hem gelir dağılımı hem tüketim harcamaları anketinde hanehalklarının “beyan”ını esas alan bir hafriyat yapmakta, dolayısıyla hanehalkı reisi ne diyorsa onu doğru kabul edip , hafriyattan çıkan malzeme üstünden bize Türkiye’de gelirin nasıl dağıldığını, adaletli dağılıp dağılmadığını, hanelere ne para girdiğini ve bunu nasıl harcadıklarını, eldeki malzemeden ortalama bir yoksulluk çizgisi çizip onun altında kalanların sayısının ne olduğunu açıklamaktadır.

Biz de, ne yazık ki, akademya dahil, bu yöntemle, bu hafriyatla ortaya çıkan malzemenin kalitesini sorgulamadan, TÜİK’in verilerinden hareketle analizler, çıkarsamalar yapmaktayız.

Dahası, TÜİK, bu bulgularını (mesela adaletsizlik katsayısı olan gini oranını) Dünya Bankası, OECD, IMF, ILO, AB gibi kuruluşlara bildiriyor ve kendisine orada dünya sıralamasında bir yer seçiyor. Onlar da bu bulguları TÜİK’in verdiği şekilde kullanmakta. İşte bu sayede, Türkiye, Ak faşizmin iktidar olduğu 2003’ten bu yana gelir dağılımı, iyileşen, adilleşen bir ülke sayıldı ve dünyanın kalbur üstü ülkeleri içinde en kötü gelir dağılımına sahip ilk 2 ülke olma “utancından” bu sayılar sayesinde sıyrılıp kendisini hiç olmasa ilk 5’in en altına atabildi. Ama makyajla çirkinlik örtülmüyor, gerçeklik alttan inadına boyunu uzatıyor.

MATRAK SAYILAR…

Son açıklanan tüketim harcamaları verileri de yine böyle güvensiz, hatta matraklıklarla dolu bir veri seti. Bakın neden? Çok karmaşık da değil. TÜİK anketi bize 2014’te hanelerin ayda ortalama 2 bin 848 TL harcadıklarını söylüyor. Bu yılda 34 bin TL’ye yakın bir ortalama harcama demek. Ama, hatırlatalım; bu Türkiye’deki 21,3 milyon ailenin ortalaması. Toplam haneleri adet olduğu üzere yüzde 20’lik gruplara , gelirlerine göre alt alta sıralasanız, en alttaki yoksul grup aile, aylık harcamasını 1403 TL olarak bildirmiş TÜİK’e, en üstteki en varlıklı , tuzu kuru aile de 4193 TL!…

Hemen kendinizi bu “hane” hiyerarşisinde bir yere yerleştirmeye kalkınca komedi başlıyor. Sanmam ki, herhangi bir çalışan BirGün okuru ailesinin harcaması, aylık 4 bin 193 TL’nin, yani en varlıklı grubunkinin altında olsun. En mütevazı gelire sahip kamu çalışanı çift ya da özel sektör çalışanı evine ayda 4 bin TL’yi haydi haydi harcıyordur. E ne oldu şimdi; bu BirGün okurları en varlıklı sınıfın mensupları mı oldu şimdi?

MATRAKLIK SÜRÜYOR…

TÜİK, seçtiği 13 bin denek ailede kapıyı çalıp , “Evinize ne harcarsınız ?” diye sorup aldığı yanıtları doğru kabul ettiğinde , en varlıklı yüzde 20’nin harcaması 4 bin küsur çıkıyor ve tüm BirGün okurları da en varlıklı sınıfın mensubu oluyorlar.

Üstelik bu sayılara bakılırsa, 4 bin küsur harcayan bu en varlıklılar, aylık gideri en fazla 1000 TL olan evlerde barınıyorlar. Bu, gerçek kirayı ya da izafi kira dediğimiz, kiracıymış gibi harcanan parayı, elektrik, suyu, gazı vs. içeriyor.

Matraklık bakın nerelere varacak: Bu tüketim anketinden çıkan harcamayı doğru kabul edip bir hanenin yılda ortalama 34 bin TL harcadığını varsaydığınızda yıllık tüm hanelerin harcaması 2014 için 730 milyar TL. Peki, dönüp milli gelir bulgularına baktığımızda hanehalkı harcamaları yine 2014 için ne kadar? 1 trilyon 275 milyar TL. Peki bu iki kutudaki fark ne kadar? 545 milyar TL. Yani, tüketim anketinden bulunan harcamalar, milli gelirdeki harcama kaleminin ancak yüzde 57’si. Ya da milli gelir hanesinde görünen, tüketim anketinde çıkandan 43 puan fazla!.. Demek, ki ortada eksik bir resim var. Hem de öyle böyle değil, neredeyse resmin yarısı eksik.

METAVERİ

“İkisi ayrı şeylere cevap” diye bir ukalalığa umarım kimse yeltenmez. Çünkü bakın tüketim harcamalarının “metaveri”sinde ne yazıyor; “Hanehalkı bütçe anketinden elde edilen tüketim harcamaları bilgileri ile; tüketici fiyat endekslerinde kullanılacak maddelerin seçimi ve temel yıl ağırlıklarının elde edilmesi, hanelerin tüketim kalıplarında zaman içinde meydana gelen değişikliklerin izlenmesi, milli gelir hesaplamalarında özel nihai tüketim harcamaları tahminlerine yardımcı olacak verilerin derlenmesi, yoksulluk sınırının belirlenmesi, asgari ücret tespit çalışmaları vb diğer sosyo-ekonomik analizler için gerekli verilerin elde edilmesi amaçlanmaktadır.”

Düşünebiliyor musunuz şimdi, Bu hafriyatla çıkan malzeme, daha hangi hayati işlere temel oluşturuyor…

Bir kez daha TÜİK camiasını, bu araştırmalar konusunda hassasiyete davet ederim. Vebal büyüktür.

DİĞER HABERLER
AROMA’DA TİS GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI
AROMA’DA TİS GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI

Aroma Bursa Meyve Suları ve Gıda işletmesinde yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, İstanbul’da yapılan toplantıyla başladı.

BEKLENEN FİYATLAR AŞILIRSA TEMMUZ ZAMMI OLABİLİR
BEKLENEN FİYATLAR AŞILIRSA TEMMUZ ZAMMI OLABİLİR

Asgari ücretin kişisel olarak daha yüksek bir oranda açıklanacağını düşünüyordum. Bunun nedeni olarak da Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon düzeyini yüzde 45 olarak öngörmesiydi.

MİLYONLARIN UMUDU YİNE KIRILDI
MİLYONLARIN UMUDU YİNE KIRILDI

Yeni asgari ücret çalışanların umudunu değil yükünü artırdı. Barınma, gıda, sağlık harcamalarındaki artış yüzde 100’ü geçerken asgari ücret yüzde 30 arttı.

AÇLIK SINIRININ ALTINA İNER
AÇLIK SINIRININ ALTINA İNER

Ekonomist Hayri Kozanoğlu, “Açlık sınırı Kasım itibarıyla 20 bin 562 TL 22 bin 104 TL asgari ücret, en geç Şubat 2025’te açlık sınırının altına düşer” ifadelerini kullandı.