TÜRK İŞ GENEL BAŞKANI: 25 YILDIR BÖYLE BİR SIKINTI YAŞAMAMIŞTIK
Asgari Ücret Tespit Komisyonu beş hükümet, beş işçi, beş işveren temsilcisinden oluşur. En çok üyeye sahip olan işçi sendikaları konfederasyonu Türk-İş görüşmelere işçi kesimini temsilen katılır.
Diğer konfederasyonlar da gözlemci olarak bulunur. Ülkemizde yedi milyon civarında asgari ücretli çalışan var. Ancak bunlar kamuda değil, hemen tamamı değişik iş kollarında ve neredeyse tamamı sendikasız. Onlar adına Türk İş Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılıyor.
Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, son asgari ücret belirleme toplantısında farklı bir uygulama yaptı. İşçi kesimini temsilen Komisyon Başkanı olarak Genel Başkan Vekili ve Yol İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar bulundu. Geçmişte komisyonun diğer üyeleri sendikacılardan oluşurken, bu kez asgari ücretle çalışan hastane işçisi Hatice Akgedik, AVM işçisi Meliha Nur Şıkbudak, karayolu işçisi Durmuş Öztürk, enerji işçisi Saffet Canbaz komisyon üyesi olarak yer aldı ve onlar ne önerdiyse görüşleri komisyona yansıtıldı.
ASGARİ ÜCRETLİLERİN ÖNERİSİ
Onlar nasıl geçim zorlukları çektiklerini anlattılar. Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, her adımı onlarla attı, süreç içinde asgari ücretliler de hep bulundu. Asgari ücret, geçmişte yılda bir kez toplanır ve aldığı karar bir yıl uygulanırdı. Son iki yıldır enflasyonun dengesiz şekilde artması nedeniyle Temmuz ayında ikinci zam verilmeye başlanmıştı.
Görüşmelerde taktik gereği, Türk İş adına bir rakam söylenmedi. Çünkü bir rakam söylediğinde o rakamın altına düşme şansı yoktu. Günün koşullarına göre asgari ücret, geçim ücreti olmadığından dolayı ne kadar yukarı çıkılsa da asgari ücretle geçinilemeyeceğini herkes biliyor. Dolayısıyla, esas parayı verecek olanların ücreti söylemesi istendi. Onların verdiği rakama karşılık, asgari ücretli işçiler adına Türk İş Temsilcisi Ramazan Ağar düşüncelerini söyleyecekti.
Görüşmenin son gününe gelindiğinde işveren temsilcileri önce 14 bin 500, sonra 15 bin, sonra 15 bin 500 rakamları telaffuz edildi. O günkü kur üzerinden 500 doların 14.500 bin lira yaptığı söylendi. Ayrıca işverene yapılacak desteğin iki bin lira olması istendi.
ASGARİ ÜCRETLİLER 18 BİN DEMİŞTİ
Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan, Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TİSK Başkanı Cumhurbaşkanı’yla yaklaşık 1,5 saat görüştü. Daha sonra Çalışma Genel Müdürü, Türk İş Genel Başkan Yardımcısı ve TİSK Genel Sekreteri de toplantıya dahil oldu.
Görüşmeler devam ederken, işveren kesimi ücretin 16.500 liraya çıkarılmasını son fiyat önerileri olarak belirtti. Cumhurbaşkanı da bunun 17 bin liraya yükseltilmesini istedi. Nihayet işveren de 17 bin liraya “Evet” dedi.
Komisyona Türk İş adına katılan asgari ücretli dört işçi “Asgari ücret en az 18 bin liraya yükseltilmeli ve 1 Ocak 2024’de yürürlüğe girecek asgari ücretin, 2024 yılının Temmuz ayında yeniden belirlenmesini” istedi. Bu, Türk İş’in önerisi olarak komisyona bildirildi. İşveren temsilcileri asgari ücretin 17 bin lira olarak belirlenmesini, bunun üzerine çıkamayacaklarını belirtti.
Asgari ücretin 18 bin liraya yükseltilmesi, yılda iki kez belirlenmesi önerisi kabul edilmeyince, asgari ücretli dört işçinin görüşü doğrultusunda, Türk İş karara muhalefet şerhi koydu. Asgari ücret halen 17 bin 2 lira ama açlık sınırı 18 bin 389 lira. Asgari ücretin Temmuz’da yeniden belirlenmesine ne kadar ihtiyaç olduğunu da rakamlar ortaya koyuyor.
GENEL BAŞKAN ATALAY: BÖYLESİNİ GÖRMEDİM
Temmuz ayına giriyoruz. Peki, şimdi ne olacak? Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Cenevre’de Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’deki asgari ücretlilerin, sabit gelirlilerin, emeklilerin durumunu anlattı. Bakan Vedat Işıkhan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) yetkilileriyle aynı sorunlar ve çözüm önerileri de masaya geldi.
Dün, Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay’a asgari ücretliler, emeklilerin, dar ve sabit gelirlilerin sordum. Şunları anlattı: “Son yılların en zor, en sıkıntılı dönemini geçiriyoruz. Ben, 25 yıldır enflasyonun bu kadar ezdiği bir dönem görmemiştim, yaşamamıştım. Enflasyonun durdurulması, asgari ücrette de iyileştirme yapılmak zorunda. Enflasyon durdurulmazsa, yapılacak bir iyileştirmenin hükmü bir ay bile sürmez. Ücretliler, emekliler büyük sıkıntı içinde. Daha önce sabit gelirlilere nefes aldıracak düzenlemeler yapılıyordu. Bu düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz.
KONU SÜREKLİ GÜNDEMİMİZDE
Asgari ücreti belirlerken şartımız 18 bin TL olması ve yılda iki kez belirlenmesiydi. Bu toplantıda dört asgari ücretli kardeşimiz vardı. Biz onların sözcülüğünü yaptık, 18 bin TL’nin altında asgari ücret belirlendiği, yılda iki kez belirlenme önerisi de dikkate alınmadığı için karara muhalefet şerhi koymuştuk.
Sendika olan yerde asgari ücret olmaz. Asgari ücretli kardeşlerimiz kasapta, manavda, terzide yani özel sektörde çalışıyor. Sendikalı olmadığı için grev de yapamıyor, hakkını arayamıyor. Biz, kanunun verdiği yetkiye dayanarak komisyonda onarı temsil ediyoruz. Asgari ücretin yılda iki kez belirlenmesi kanunda yok. Ama içinde bulunduğumuz koşullar nedeniyle konuyu sürekli gündemde tutuyoruz. Mutlaka bir düzenleme yapılmalı. Son 25 yılda böyle bir sıkıntı görmedim. Sabit gelirlerinin en sıkıntılı olduğu dönemi yaşıyoruz. İşçi, işçi emeklisi, asgari ücretlinin durumu düzeltilmeli.”
VERGİDE ORTAK HAREKET
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni vergi düzenlemeleri, adeta nefes almayı bile vergiye bağlıyor. Türk İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “En önemli sorunlarımızdan birisi vergi adaletsizliği. Biz, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Genel merkezimize, bağlı sendikalarımıza, bunların şubelerinin bulunduğu her yerde bu pankartı asıyoruz” dedi ve açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bugün, çalışanların ana problemi vergiyle ilgili. Biz yıl başından bu yana vergi konusunu gündeme getiriyor, el ilanlarıyla, afişlerimizle, pankartlarımızla az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması için mücadele veriyoruz. 12 ay çalışıyor, bunun 1,5 aylık geliri vergiye gidiyor, 10,5 ay maaş alınmış oluyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi ile ilgili düzenlemeler yapacak. İşçiler lehine düzenlemeye ihtiyaç var. Bu konuda Türk-İş, Hak İş ve DİSK konfederasyonları olarak vergi adaletinin sağlanması konusunda ortak mücadele vereceğiz. Taleplerimiz ortak. Vergi teklifi meclise geldiğinde parti genel başkanlarıyla görüşeceğiz, il ve ilçelerde sendika şubelerimizde, işçinin olduğu her yerde kapsamlı toplandılar yapacağız. Tek isteğimiz adil bir vergi sistemi.”
SÖZLEŞME VE SERVİSLER
Belediyelerle birlikte kamuda bir milyon civarında işçinin toplu iş sözleşmesi görüşmeleri de yaklaşıyor. Sözleşme yapmaya yetkili sendikalar Kasım, Aralık aylarında belirlenecek. Sözleşmelerin bir kısmı 1 Ocak, bir kısmı ise 1 Mart 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak. Sendikalar, dengesiz enflasyon nedeniyle 2023 yılı farkını da talep edecek.
Tasarruf önlemleri kapsamında kamuda servis araçlarının kaldırılması da yer alıyor. Bu genelgeyi çıkaranlar, kamu kesimi toplu sözleşmelerinde işçilerin servisle getirilip götürülmesi maddesi olduğunu unutmuş anlaşılan. Toplu sözleşme bitene kadar bunun kaldırılması mümkün değil, Gelecek yılın sözleşmelerinde de sendikalar servis araçları konusunda kazanılmış haklardan geri adım atma gibi bir niyeti yok.
Genelgede garip bir madde daha var. Servis aracı yeni sözleşmede konulacaksa servis aracının düşük model olması gerektiği belirtiliyor. Yani işçiye, “Sen işçisin, düşük modelli servis aracı yeter” deniliyor. Örgütlü olmayan özel sektörde bile işveren, işçisini servisle işe getirip, götürürken, Devletin kazanılmış hakları geriye götürmesine, var olanı alma girişimine karşı sendikalar sessiz kalmayacak. Sözleşmeler de çok zorlu geçecek.