TÜRKİYE, DOMATES ÜRETİMİNDE DÜNYA DÖRDÜNCÜSÜ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye´nin, 2011 yılında 11 milyon tonu aşan domates üretimiyle Çin, Hindistan ve ABD´nin ardından dünyada dördüncüsü olduğunu bildirdi.
![TÜRKİYE, DOMATES ÜRETİMİNDE DÜNYA DÖRDÜNCÜSÜ](https://www.tekgida.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/Domates-dünya-4_7373.jpg)
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) dünyada 4 milyon 734 bin 356 hektar alanda 159 milyon 23 bin 383 ton domates üretildiği verisini paylaştığını aktardı. Domates üretim alanında Çin’in 985 bin 903 hektarla birinci sırayı aldığı, Hindistan’ın 865 bin hektar alanla bu ülkeyi izlediği bilgisini veren Bayraktar, Türkiye’nin, domates üretim alanında 269 bin 584 hektar alanla üçüncü sırada bulunduğunu kaydetti.
Bayraktar, "ABD, Türkiye’nin domates üretim alanının yüzde 55’i kadar alanda domates tarımı yaparak, Türkiye’den fazla domates üretmekte. Türkiye, 2011 yılında 11 milyon tonu aşan domates üretimiyle Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından dünyada dördüncü sırada. Çin, 48,6 milyon tonluk domates üretimiyle 159 milyon tonluk dünya üretiminin yüzde 30,55’ini, Hindistan yüzde 10,58’ini, ABD yüzde 7,94’ünü, Türkiye ise yüzde 6,92’sini karşılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, organik tarım yapılan alanlar açısından ilaç ve gübrenin en az kullanıldığı, kimyasallarla toprağın en az kirlendiği Doğu Anadolu Bölgesinin ilk sırada yer aldığını belirtti. Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, konvansiyonel üretimde verimin daha fazla olmasına rağmen, özellikle gelir ve eğitim seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkelerin çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığına zarar vermeyen bir üretim modeli arayışı sonucunda kimyasal maddelerin kullanılmadığı, kontrollü bir üretimi öngören "organik tarımsal üretim" faaliyetinin ortaya çıktığını hatırlattı.
Dünyada çevre koruma, hayvan ve bitki sağlığına dönük kırsal kalkınma politikaları ile gıda güvenliğini sağlamaya yönelik yaklaşımların öne çıktığı bir dönemde organik tarımın Türkiye için büyük bir avantaj olduğunu ifade eden Bayraktar, Türkiye’nin sahip olduğu bu avantajı değerlendirmesi ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakılması adına organik tarımsal üretimi yaygınlaştırmanın öncelikli hedef olması gerektiğini kaydetti.
Dünyada 1980’li yıllardan itibaren ticari boyut kazanan organik tarımın, günümüze kadar hızlı bir gelişim gösterdiğine işaret eden Bayraktar, "Organik tarım yapılan alanların dağılıma baktığımızda, ilaç ve gübrenin en az kullanıldığı, kimyasallarla toprağın en az kirlendiği, Doğu Anadolu Bölgemiz ilk sırada yer almaktadır. Bölge olağanüstü organik tarım potansiyeline sahiptir. Bu bölgemizi sırasıyla Ege, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgeleri izlemektedir" ifadesini kullandı. Bayraktar, çoğu üründe dünya üretiminden yüzde 2-3’ler düzeyinde pay alan Türkiye’nin organik tarımda binde 3’lerde kalmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını belirtti.