Türkiye’de gelir getirici bir işte çalışan 28.5 milyon kişinin 19.3 milyonu ücretli. Ücretlilerin yaklaşık 3 milyonu memur ve sözleşmeli personel.
KAMU ÇALIŞANLARI SENDİKALARI
Memur ve sözleşmeli personel, kamu görevlileri sendikalarına üye. Bu sendikalara ilişkin son istatistikler 7 Temmuz 2018 günlü Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu verilere göre, 1.7 milyon memur ve sözleşmeli personel, kamu görevlileri sendikalarına üye olmuş. En fazla üyeyi, 1 milyon 10 bin kişi ile Memur-Sen temsil ediyor. Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların 394 bin üyesi, KESK’e bağlı sendikaların 146 bin üyesi, Birleşik Kamu-İş’e bağlı sendikaların da 65 bin üyesi var. Diğer konfederasyonların önemli bir üye kitlesi yok.
Kamu çalışanlarının sendikalaşmasına ilişkin veriler gerçeğe büyük ölçüde uygundur.
İŞÇİ SENDİKALARI
Türkiye’deki 19.3 milyon ücretlinin yaklaşık 16 milyonu işçi statüsünde çalışmaktadır.
İşçi sendikalarına üyeliğe ilişkin verilerin yenisi önümüzdeki haftalarda yayımlanacak. Elimizdeki son istatistikler 2018 yılı Ocak ayına ilişkin.
Bu istatistiklere göre, Türkiye’de işçi sendikalarına üye işçilerin sayısı 1.7 milyondu. Bu kitlenin 925 bini Türk-İş, 615 bini Hak-İş, 149 bini de DİSK’e bağlı sendikalara üyeydi. Diğer iki konfederasyonun ise üye sayıları yok denecek kadar azdı.
Bu rakamlara göre, Türkiye’de işçiler arasında sendikalaşma oranı yüzde 12 gözüküyor.
ÜYE İSTATİSTİKLERİ DOĞRU MU?
Peki, bu veriler doğru mu? Türkiye’de işçilerin gerçekten yaklaşık yüzde 12’si işçi sendikalarına üye mi?
Hayır. Ne yazık ki gerçek sendika üyesi sayısı bu rakamın da altında. 1.7 milyon değil, 1 milyon dolaylarında bir sendika üyesinden söz edebiliriz.
Aradaki fark, bizim mevzuatımızın bazı özelliklerinden kaynaklanıyor.
Mevzuatımıza göre, işten ayrılan bir işçi, başka bir işkolunda bir işyerinde çalışmaya başlamaz ve işsiz kalırsa, sendika üyeliği bir yıl süreyle devam ediyor. Bir yılın sonunda üyeliğin düşmesi gerek. Ancak düşüp düşmediğinin pek de iyi denetlendiği kanısında değilim.
İkinci sorun, ölümlerde çıkıyor. Ölümler Çalışma Bakanlığı’na bildirilmiyor. Bu nedenle ölenler de işsiz gibi muamele görüyor. En azından bir yıl daha sendika üyesiymiş gibi gözüküyor.
Esas sorun, sendikalı bir işyerinden ayrılıp aynı işkolunda başka bir işyerine girenlerde çıkıyor. Türkiye’de işçi devri çok yüksek. Örneğin, tekstil işkolunda sendikalı bir işyerinden ayrılıp aynı işkolunda sendikasız bir başka işyerine giren işçi, sendikadan kendisi ayrılmadığı takdirde, aynı işkolunda kaldığı sürece sendikanın üye sayısına dahil ediliyor. Birçok işçi mesleği gereği aynı işkolunda çalıştığından, sendikaların üye sayısı şişiyor. Bu işçilerden sendika aidatı da kesilmediğinden, üyeliğin devamına kimse karşı çıkmıyor.
GERÇEK ÜYE SAYISI
Sendikaların gerçek üye sayısını bulmak için, toplusözleşme imzalanan işyerlerinde çalışan sendika üyesi sayılarına bakmak gerek.
2014, 2015 ve 2016 yıllarında toplu iş sözleşmesi imzalanmış işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısı ile sendika üyelerine ilişkin veriler aşağıda sunulmaktadır. Türkiye’de toplu iş sözleşmelerinin ağırlıklı bölümü iki yıllıktır. Üç yıllık sözleşmeler azınlıktadır. Bu verilere göre, gerçek sendikalı işçi sayısı yalnızca 1 milyon civarındadır.