Hatırlayalım, ülkemizin çalışma hayatından sorumlu bakanı çok değil dokuz ay önce asgari ücrete ilişkin skandal bir açıklama yapmıştı. Bir televizyon programında kendisine sorulan Bu asgari ücretle bir ailenin geçinebileceğini merak edenler çok. Siz ne düşünüyorsunuz?

Hatırlayalım, ülkemizin çalışma hayatından sorumlu bakanı çok değil dokuz ay önce asgari ücrete ilişkin skandal bir açıklama yapmıştı. Bir televizyon programında kendisine sorulan "Bu asgari ücretle bir ailenin geçinebileceğini merak edenler çok. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna ne yanıt vermişti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik? "Geçinemez diye bir şey yok, tabi geçinirsiniz. Niye geçinemeyeceksiniz? Eğer ona mahkumsanız 800 lira da büyük paradır. Geçinirsiniz. Netice itibariyle peynirin kilosunun fiyatı belli, ekmeğin fiyatı belli, yediğiniz zeytinin fiyatı bellidir. Bunu istismar etmemek gerekir."
Bir Çalışma Bakanı açısından istifa nedeni olabilecek bu açıklamayı ilerleyen günlerde düzeltmeye çalışması nafileydi. Çalışma Bakanı şimdi, 2014 yılı için geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için çalışmalarına başlayan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na başkanlık ediyor. Komisyon 5’i işçi, 5’i işveren, 5’i de devlet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşuyor. "Asgari ücrete mahkumsanız pekala geçinirsiniz" anlayışındaki bir bakana sahip hükümetin emrindeki bürokratların bu komisyonda, sermayenin temsilcileri ile birlikte hareket edeceğine kuşku yok. Zaten komisyonda kararlar oy çokluğuyla alınıyor, eşitlik durumunda yine Bakan tarafından atanan Başkanın bulunduğu tarafın kararı esas alınıyor. Demek ki, asgari ücretin belirlendiği bu mesainin sonucu baştan belli.İşçi kesiminin taleplerinin dikkate alınmayacağı açık. Ayrıca, işçiyi temsil eden Türk-İş heyetinin alınan karara şerh dahi koymadığı yıllar oldu.
Aralık ayı boyunca başta Çalışma Bakanı olmak üzere hükümet yetkililerinden ve sermaye sözcülerinden, ülkenin ekonomik koşullarını hatırlatan, rekabet gücünden ve cari açığın seviyesinden bahseden açıklamalar duymaya hazır olun. Aynı dili konuşacaklar. Bu şartları göz önüne almadan asgari ücretin yükseltilmesinin, işgücü maliyetlerini artıracağını, üretimi daha pahalı hale getireceğini, bu nedenle rekabet gücünün ve ihracatın azalacağını söyleyecekler. Geçmiş yıllara ilişkin bir tarama yapıldığında, bu minvalde açıklamaların papağan gibi tekrarlandığını göreceksiniz. Nitekim, geçen Cuma yapılan Komisyon’un ilk toplantısında sermaye temsilcisi, kur baskısına asgari ücretin olumsuz etkilerinin eklenmemesi gerektiğini söyledi. "Asgari ücreti artırmayalım, asgari ücretlinin ödediği vergiyi düşürelim" dedi. Çalışma Bakanı ise asgari ücretin bir geçim ücreti değil sosyal koruma ücreti olarak değerlendirilmesini talep etti. Böylece, Türkiye’de asgari ücretin, sosyal koruma yaklaşımıyla ve bekar bir işçi için belirlendiği gerçeğinin altını çizdi. Her fırsatta, en az üç çocuk yapılmasını salık veren ve ailenin önemine vurgu yapan hükümetin işçiyi ailesiyle birlikte bu ücretle geçindirmek gibi bir derdinin bulunmadığı bir kez daha itiraf edildi. Anlayacağınız, 2013 yılında servetine servet katan patronlar bu yıl da darda.
Hükümetin denetimden kaçırmayı alışkanlık haline getirdiği bütçesinde yine kısıtlar var. Fedakarlık, resmi rakamlara göre tüm ücretlilerin neredeyse yarısını oluşturan asgari ücretlilere düşüyor! Zaten işçi mecbur kalırsa, -tamam asgari ücret geçim ücreti değil ama- 800 lirayla da geçinebilir. Büyük para. Peynirin ekmeğin fiyatı belli. Ancak…

Komisyon çalışmalarına katkı
Çalışma Bakanı Faruk Çelik, asgari ücretin çok da düşük olmadığını dokuz ay önce peynir ve ekmek fiyatlarıyla anlatmıştı. Kasım ayı TÜFE rakamlarına göre, ekmeğin fiyatı yıllık yüzde 13,30, beyaz peynirin fiyatı ise yüzde 10,76 ile enflasyonun üzerinde artış gösterdi. Hükümet ise masaya bütçeye de yazdığı 3 3 ile oturuyor. Çalışma Bakanı bu tutarsızlığı derhal gidermeli, masaya en az yüzde 14 ile oturmalıdır.